Bugün dünyamız bir çok devlete ev sahipliği yapmakta. Bazı devletlerin halkları bulunmuş oldukları toprakları işleyerek ya da teknolojik kullanarak bilimsel amaçlar doğrultusundaki yatırımlarla dünyadaki yerini koruyabilmek adına mücadele etmekte. Bazı devletler insan gücü olmasına rağmen halkına coğrafi yetersizlikler sebebiyle hiçbir hizmet verememekte. Bu şekilde açlıktan hayatlarını kaybedenler o kadarda azımsanacak sayıda değil. Kimi ülkelerde adeta her alanda iş üretebilmek insana yatırım yapmak anlamında diğer dünya ülkeleriyle yarışır vaziyette. Bu ülkelerden biriside en yoğun insan seline sahip olan çin. Öyle ki çinin nüfusu dünya nüfusunun dörtte birinden daha kalabalık.

Çin dünyanın ekonomisi, gelişmiş devletlerinden biri. Sosyoekonomik yapılanması en büyük olan devlet.
Dokuma ve makine endüstrisinde ilklerin yaşandığı ipek yolunun ilk basamağı, ipek yoluna ilk liderliği yapan Türklerin yaşadığı yer. 
Dünyanın elektronik şehirleri onda. Dünyada kirli savaş icatlarından olan kara mayınlarını icat edip milyonlarca insanın ölümüne milyonlarca insanın sakat kalmasına dünyamızın binlerce çeşit kimyasal maddeyle harap edilmesinin sebebi de onlar. Ceninleri dünyanın gözü önünde kızartıp kedi köpek ayırt etmeksizin her böceği canlıyı gözünün yaşına bile bakmadan yiyen de onlar.
Napolyon “Uzakta bir dev var sakın dokunmayın eğer uyanırsa dünyayı yerinden oynatır” cümlesiyle çin hakkında düşüncelerini belirtmiş. Her ne kadarda korunmaya çalışılsa da HUN Türkleri tarafından ele geçirilen dünyanın yedi harikasından biri olan çin seddine ev sahipliği yapan yaşlı dünyanın yaşlı insanlarının yaşadığı ülke. Doğu Türkistan Türklerinin onbinlerce ton petrolünü, demiryoluyla milyonlarca ton yer altı zenginliklerini çalarak kendi topraklarına kaçıranlar yine çinliler. 
Dünyanın en büyük gücü benim diyip dünya ya başını kaldıran bu ülke bakalım dünya ezici gücüne nasıl karşılık verecek.

Şu aralar Doğu Türkistan da asimilasyon hazırlıklarına başlayan çin buradaki vilayetlerin köylerinde çince eğitime başlayabilecek mi. Yoksa başladı mı.Yaklaşık altı yıldır sürdürülen bu bölgedeki Türk soylarının çinlileştirilmesi bakalım daha ne kadar sürecek. Adeta bu bölgede hakimiyet oluşturmaya çalışan çinliler ve onlara destek veren Ruslar, Doğu Türkistanın üzerinde baskıcı gücü oluşturup hem bu ülkenin yer altı zenginliklerini kullanıp hem de Türk kadınlarını mecburi kürtaja tabi tutmaya ne kadar devam edecekler.
Türkiyemizde her gün birini açtığımız bu kaliteden tamamen yoksun çin pazarlarına bir dur demenin zamanı da daha gelmedi mi. Ekonomiden sorumlu dış siyasetten sorumlu bilirkişilerin bu konuda yaptırım gücü olan politikaları üretmelerinin zamanı geldi. Çoktan geçti. Sanki memleketimizde kendi üretimimiz sınırlıymış gibi bu üretilen hurdaları Türk pazarlarına getirip satanların önüne ne zaman geçilecek ne zaman önleri kesilecek. Aman hanımlar hiç olmaza sizler bu yerlerden alış veriş yapmayarak ekonomimize katkıda bulunun, yoksa dikkat çantanız ya da ayakkabınız kedi ya da köpek derisi olabilir ya da çocuğunuza kanserojen maddelerden üretilmiş oyuncakları sunabilirsiniz.