Akhisarpress.com


Akhisar Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe başkanı A. Vehbi Bakırlıoğlu, Balyoz davasında alınan kararların hukuki değil siyasidir diyerek, eleştirdi.


Cumhuriyet Halk Partisi Akhisar ilçe binasında yönetim kurulu, kadın kolları ve birçok üyenin de katılığı basın açıklamasında ilçe başkanı A. Vehbi Bakırlıoğlu şunları söyledi; “Değerli Cumhuriyet Halk Partililer Kıymetli basın mensupları...


21 Eylül 2012 Cuma günü- yani dün- iki yılı aşkın bir süredir İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmekte olan, 250'si tutuklu, 365 sanıklı Balyoz davası karara bağlanmıştır.


Karara göre sanıklar "darbeye eksik teşebbüs suçundan" suçlu bulunmuş ve 330 sanık hakkında 13 yıl ile 20 yıl arasında değişen cezalar verilmiş ve 34 sanık hakkında beraat kararı çıkmıştır.


Bu davada kimseyi suçlamak veya aklamak bize düşmez. Bu, bağımsız yargı kuruluşlarının işidir. Ancak karara bağlanmış bu davada ve Silivri'de halen devam etmekte olan davalarda yargılamanın adil olup olmadığını, sanıkların kendilerini savunmalarına yeteri kadar izin verilip verilmediğini bilmek, takip etmek, bu ülkenin yurttaşları olarak bizlerin en tabii hakkıdır. Bildiğiniz gibi bu dava 2010 yılının başlarında Taraf Gazetesinde çıkan haberler sonrasında açılmıştır. Vatansever bir Subay tarafından Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu'ya verildiği iddia edilen bir valiz dolusu evrak ve CD'de, 1.Ordu'da 2003 yılında bir seminerin düzenlendiği, düzenlenen bu seminerde amacından çıkılarak Darbe planları yapıldığı bilgileri vardı. Özellikle 11.,16,ve 17 nolu CD'lerde insanı hayrete düşürecek iddialar bulunmaktaydı. Sanıklar bu iddiaları kabul etmemiş davanın en önemli suç unsuru olacak bu CD'lerin düzmece olduğunu ki etmişlerdi.


Davanın seyrini incelediğimizde sanık avukatları, iddianamede 1560 adet maddi hata belirleyip ,bu dijital delillerin sahte olduğuna ilişkin 23 adet teknik bilirkişi raporunu mahkeme heyetine vermelerine rağmen mahkemenin bunları dikkate almasını sağlayamamışlardır. 1 .Ordu'da ki bu seminer 2003 yılında yapılmıştır. Savunma, davada delil olarak kullanılan bu CD'lerin 2007 yılından sonra oluşturulduğunu, yani sahte olduklarım bilirkişi raporlarıyla ispatlamasına rağmen mahkemenin bu sahte delillerle karar vermesi insanları hayrete düşürmektedir. Davanın sanıkların tutuksuz yargılanması gerektiğini söyleyen ilk 3 hakim davadan uzaklaştırılmış, kararı veren Mahkeme Heyeti delillerin değerlendirilmesi bölümünü atlamış, savunmanın tanıklarını dinlememişi Davada usul bakımından çok büyük hataların yapılması ve savunmanın, en tabii haklarından mahrum bırakılması bizlerde şu kanaati oluşturmuştur: Alınan bu karar asla hukuki değildir. Tamamen Siyasidir.


Bu davanın sonucu, işleyişi kimseyi tatmin etmemiştir. Kendinden başka kimseyi demokrat olarak kabul etmeyen bir çok sözde aydın televizyonlara çıkıp " evet bu davada bizleri de rahatsız eden bir çok şey var. Ancak tüm bu hatalara rağmen Demokratikleşiyoruz. Askeri vesayetin kalkması için bu tür usulsüzlükleri görmezden gelebiliriz." Diyebilmektedirler. Unutmayalım... Adil yargılanma asker, sivil tüm yurttaşlarımızın en değerli hakkıdır. Yurttaşlarından bu hakkını sakınan bir rejim için çok şey söyleyebiliriz ancak Demokratiktir diyemeyiz. Demokrasi ancak Hukuk ile inşa edilebilir.


Balyoz Davası hukuki bakımdan meşruiyeti olan bir dava değildir. Bunu bu davayı izleyen herkes bilmektedir. 2012 yılının İleri Demokrat Türkiye'sinde ne yazık ki hiçbir yurttaşımızın artık güvenliği kalmamış Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, Deniz Feneri gibi davalarda yaşadığımız, şahit olduğumuz hukuksuzluklar bizlere 12 Eylül referandumunda ki tutumumuzun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermektedir. Sözünü ettiğimiz bu davalar Türk hukuk tarihinde kara birer leke olarak yerini, darbe dönemlerinde yaşanan benzerlerinin yanında alacaktır.” Dedi.