CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi BAKIRLIOĞLU Gölmarmara ilçesinde buğday üreticileri ile bir araya geldi.
Buğday alım merkezini ziyaret eden Bakırlıoğlu çiftçilere bir dokundu bin ah işitti.
Buğday hasadı gündeyden, kuzeye doğru iki aylık zamana yayılıyor. Ege bölgesinde ve Manisa’da buğday hasadı başladı.
Her yıl olduğu gibi buğday üreticisi kara kara düşünüyor.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) buğday alım fiyatını geçen sene revize ederek ton başına 6.450 lira olarak açıklamıştı ve 1.000 lira da prim verilmişti.
TMO 2023 yılı ekmeklik buğday alım fiyatını 8.250 lira olarak açıkladı 1.000 lira pirim ile birlikte 9.250 lira. Fakat bu fiyatlardan buğday satan üretici yok.
Manisa’lı üretici TMO’dan randevu alamadığı için buğdayını tüccara satmak sorunda kalıyor.
Önemli bir sorun da 1.000 lira prim desteğinin sadece TMO’ya satılan buğdaya verilmesi. Eğer çiftçi buğdayını tüccara satarsa ton başına verilen 1.000 primden de mahrum kalıyor.
TMO’nun çekirdeksiz kuru üzüm alımında yaşanan sorunların aynısı buğday alımında da yaşanıyor. Randevu yok.
Çiftçilerle beraber internete girip randevu almak istedik, bir türlü alamadık. Bunu bilen tüccar ise fiyat kırıyor.
Geçen sene TMO buğdayın tonunu 7.450 TL alım yaparken, bu sene alım fiyatını 9.250 TL açıkladı.
Şu an tüccar buğdayı 5.700- 6.000 TL arasında alıyor. Bu fiyatlar geçen yılki alım fiyatlarının bile altında. Hatta çiftçiler şu anda Gölmarmara bölgesinde buğday alacak tüccar bile bulamıyorlar.
Bir çiftçi için keşke ekmeseydim demek kadar zor bir şey yoktur herhalde.
Maliyetler katlanarak artmasına rağmen ürün fiyatları aynı oranda artmıyor.
Geçen yıl 6.000 lira olan anaç tohumluğun fiyatı 15.000 liraya,
Biçerdöver’in dekar başına biçme fiyatı 90 liradan 170 liraya çıkmış.
Gübre, ilaç fiyatları yüzde 80 artmış, fakat TMO alım fiyatını ancak yüzde 24 artırmış.
Bu artış bile çiftçiye yansımıyor, çünkü buğday üreticisi randevu alıp ürün veremiyor TMO’ya.
Tarım ürünleri piyasası çok hassastır. Ürün hasat edildikten sonra en kısa zamanda satılmak zorunda. Hasat dönemlerinde fiyatların düşmesini önlemek için müdahale alımları yapılıyor.
Bu yeterli oluyor mu? Tabi ki hayır.
Çiftçinin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine borcu var, yıl boyunca yaptığı harcamalar var, işletme giderleri var. Bu yüzden elindeki ürünü en kısa zamanda paraya çevirmek zorunda.
Devlet ben almıyorum dediği zaman, çiftçi tüccarın insafına bırakılmış oluyor.
Bunu önlemenin yolu üretim planlaması ve fiyatın daha ekim başlanmadan açıklanması ile mümkündür.
Çiftçi, üretici daha tohum toprağa düşmeden kaç liradan satacağını bikesi gerekir.
Biz CHP alım fiyatının ekim, dikim başlamadan sezon başlamadan açıklanması gerektiğini söylüyoruz.