CHP İlçe Başkanı İsmail Şahin yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Değerli dostlar bu toplantılarımızı, basın açıklamamızı açık havada miting şeklinde yapmak isteriz ama mevsim itibari ile uygun olmuyor. Bu gün basın toplantımızın gündemi gerçekten ülkemizde nefes almak kadar, yaşamı sağlayan oksijen kadar önemli konular.Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisinin İktidarında adım adım şeriat devletine gidiyor. AKP iktidarı adım adım eğitim müfredatıyla oynayarak dinsel bir eğitim sistemini Türkiye’ye dayatıyor. Bunu her aşamada görüyoruz.
Hedeflerini de artık Türkiye’de “ben ülkemin sorunlarıyla azcık ilgileniyorum” diyen insanlar eğitimde,sosyal alanda “ben bu ülkenin sorunlarıyla bir parça ilgiliyim” diyen insanlar görüyor. Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk ilke ve devrimlerini müfredattan yavaş yavaş ve adım adım çıkartıyorlar. Burada yapılmak istenilen sözümün başında söylediğim gibi ülkemizde eğitim sistemini şeriat devletlerinde olduğu gibi dinselleştirmek, pozitif eğitimden, bilimsel eğitimden uzaklaştırarak köle olan bir topluluk yaratmak. Bu hedeflenmiştir. Amâ ülkemizde Cumhuriyet Halk Partilileri, sosyal demokratları, aydın insanları, devrimcileri unutuyorlar. Bizler var olduğumuz müddetçe Cumhuriyet Halk Partililer bu ülkenin çağdaş ve modern insanları olduğu müddetçe bu emellerine ulaşamayacaklar. Âmâ bu gün iktidardalar. Bu müfredatı değiştirmek için gerekli olan güç ellerinde.
Bizler de karşı durmak mecburiyetindeyiz. Biz sesimizi çıkarmazsak bu gün Türkiye’de AKP iktidarına yani bu faşizme yani bu dayatmacı iktidara yargıda, yürütmede, yasamada ülkemizin kaderi ellerinde. Âmâ CHP mutlaka var gücüyle karşı çıkmak mecburiyetinde. Eğer çıkmazsak, buna karşı durmazsak ülkemiz şeriat devletine döner. CHP bu ülkede zab edilmeyen tek kale.Buna sahip çıkmak mecburiyetindeyiz.CHP’li olalım olmayalım ama mutlaka CHP’ye destek vermek mecburiyetindeyiz.Çünkü muhafazakar ve muhafazakar ve liberal partiler bir içimiyle AKP’nin kanatlarında oluyorlar.Bunun yolu bizim CHP’nin altında bu ülkenin yönetimine talip olmak.
Gerçekten bu gün laik eğitimden, çağdaş eğitimden uzaklaştığını tüm ülke biliyor ama ses çıkaran yok. CHP’nin dışında ve bir iki sendikanın dışında ses çıkaran yok.Üniversitelerde, üniversite camiasında, barolarda diğer sivil toplum örgütlerinde fazla ses çıkmıyor.Burada bir paradoks var. Herkes sinmiş. Amâ bu faşizme, bu uygulamaya, bu ülkenin insanları karşı çıkmazsa hayır demezse, nasıl 16 Nisan’da “hayır” birleşenleri bir oluşum meydana gelmiş ise yine aynı güçte buna karşı çıkmak mecburiyetindeyiz. Emelleri belli.Bu günkü müfredattaki değişiklik sanki 15 Temmuz’dan önce bu ülke kurulmadı, 15 Temmuz’da sanki yeniden devlet kuruldu.Bu bir oyun.Bu bir tuzak.Kendileri yarattılar Feto’yu. Kendileri beraber yürüdüler aynı hedefe. AKP’nin hedefiyle Feto’nun hedefi aynı idi. Cumhuriyeti yıkmak, laik eğitimi yıkmak, Türkiye’yi çağdaş ve modern ülkeler seviyesinden uzaklaştırmak.Van Üniversitesi’ndeki bir Prof. diyor ki; ‘Bize eğitilmiş insan lazım değil,emelleri belli insan lazım.
Bu tür oyunlara karşı durmak mecburiyetindeyiz. Bunun da yolu örgütlü olmaktan geçer. CHP’nin her seçim beyannamesinde ülkemize sunduğu raporunda bize göre en önemli unsur örgütlü toplum yaratmak. Eğer biz böyle bir toplum yaratamıyorsak. Sadece CHP yetmiyor. Ülkenin insanları her alanda örgütlenmek mecburiyetinde. AKP yandaşı olan Eğitim Bir Sen’in üye sayısı öbürküleri beşe katlamış. İşte burada sıkıntı var. Her alanda olduğu gibi eğer örgütlenmezsek, bu faşizme karşı çıkmazsak bu gün müfredata bir karşı duruş sergilemezsek inanın ki yarın yapacak bir şeyimiz kalmayacak. Bu gün bu binada yapıyoruz açıklamamızı. Âmâ önümüzdeki günlerde inanıyorum ki daha büyük yerlerde daha büyük kitlelere mitingler seviyesinde toplantılar yaparak bu paradoksa karşı duracağız.”
(BG-UB)
