Akhisar Belediyesinin katkılarıyla, Akhisar Kent Konseyi Kadın Meclisi, 8 Mart Kadın Dayanışma derneği, Akhisar Kadın Derneği, S.S. Akhisar Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin organize ettiği, Demokrasi platformunun desteklediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi girişinde Saat 12.30’te başlayan sessiz yürüyüş Akhisar Belediyesi Sinema Salonu önüne sona erdi. Akhisarlı kadınların topladıkları ve depremzedelere gönderilmek üzere hijyen malzemeleri Akhisar Belediyesi sosyal markete teslim ettiler.

Akhisar Belediyesi Sinema Salonu önüne yapılan basın açıklamasını Akhisar Kadın Derneği yönetim kurulu üyesi Cevriye Emre okudu.

Cevriye Emre’nin okuduğu basın açıklamasının tam metni;

BASINA VE KAMUOYUNA;

Bugünün ortaya çıkış tarihine baktığımızda kadın işçilerin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı grevlere çıktığı, sokaklara dökülüp taleplerini haykırdığını görürüz. 1911 yılında bir tekstil fabrikasında bilinçli ve kasıtlı çıkarılan yangınla 129 işçi kadın yaşamını kaybetti. Bu olayın ardından kadınlar ‘karnımız için ekmek, ruhumuz için gül istiyoruz’ sloganıyla sokaklara dökülüp haklarını talep etti. Yani kadınların yaşam mücadelesi verdiği, yoksullukla ve ölümle boğuştuğu bir dönemde sistemin karşısında sokağa dökülüp yaşamını ve yaşamı savunmasıyla kazanılan bir gündür 8 Mart. Geçen onca yılda yine biz kadınlar bizden çalınmaya çalışılan yaşamlarımızı savunmak için buradayız. Geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş merkezli depremde ülkemiz büyük bir facia ile yüzleşti. Onbinlerce insanımızı, şehirlerimizi, tarihimizi, anılarımızı kaybettik. Bir insanın yaşaması gereken her şeyi son 1 ayda yaşadı bu ülkenin insanları. Enkaz altından gelen yardım çığlıklarına cevap verememenin çaresizliğini, günlerce enkazın başında yakınlarının ölü bedenlerini almak için bekleyen, aldığında da kefen dahi bulamayan insanlarımızın çaresizliğine tanıklık ettik hepimiz. Hükümet oradaki insanları sıcak bir çorbaya, çadıra, temiz suya muhtaç bıraktı. Bu süreçte halk kendi yaralarını sarmaya çalışmak için örgütlülük geliştirip büyütmeye başlayınca, hükümetin buna dahi engel olmaya çalıştığını gördük. Herkes her şeyi not edip tehditler savururken bizde şunları not ettik defterimize; Büyük meblağlarla insanlara satılan, ‘birilerinin cepleri dolsun rant yerini bulsun’ mantığı ile insanlarımıza mezar olan binaları yapanları ve bu usulsüzlüğe izin verenleri imara açılmaması gereken kritik yerleri imara açanları bilim insanlarının uyarılarına rağmen tek bir önlem almayanları oradaki insanlarımıza bu sefati yaşatanları çadırları ücretsiz bölgeye ulaştırması gerekirken para ile çadırları satanları medeni kanunu hiçe sayan, çocuk istismarının önünü açan fetvalar karşısında suskun kalıp, tarikatların refakatsiz depremzede çocukları alıkoyduğuna ilişkin bilgiler karşısında, kimseyi ikna edecek açıklama yapamayanları bölgede ilk 2 gün sağlanılamayan güvenlik nedeni ile tacize ve istismara uğrayan kızkardeşlerimize bunları yaşatanları tek tek hepinizi tarihin yüz karası defterine not ettik ve bizden helallik isteyenlere ‘hakkımızı asla ama asla helal etmiyoruz. Bize dayatılan bu karanlığı dayanışmayla aydınlatmak, eşit, özgür, adaletli ve güvenceli bir yaşam için birlikte mücadele etmekten başka şansımız olmadığını biliyoruz. Buradan toplumda duyarlı olan herkese sesleniyoruz; deprem bölgesindeki kız kardeşlerimizin, çocukların, eşitimiz olan erkeklerin yaralarını sarmak, depremde birleşen ellerimizi hayatı yeniden kurarken hiç ayırmamak için, insanca yaşanacak koşulların bir an önce sağlanması, barınma, beslenme, sağlık, güvenlik, eğitim, şiddete karşı korunma gibi temel ihtiyaçların düzenli ve sürekli olarak karşılanması için, yaşadıklarımızın kaydını tutmak, yaşatılanları asla unutmamak ve unutulmasına izin vermemek için, yaşanan ve muhtemel hak ihlallerini görünür kılmak, müteahhidinden en tepedeki yöneticilerin, sorumlulara hesap vermesi için, depremzede kardeşlerimizin tüm taleplerini hepimizin talebi olarak sahiplendiğimizi göstermek ve sesimizi yükseltmek için, mücadeleyi daha da büyütmeye ve sahiplenmeye davet ediyoruz. Hepimiz iyi biliyoruz ki daha adil, özgür, eşitlikçi, insan haklarına önem veren, doğayı tahrip etmeyen ve koruyan, zulmün ve baskının olmadığı bir düzene ihtiyaç var. Biz kadınlar devletin rant ve kadın düşmanı politikalarına karşı başta yaşam hakkımız olmak üzere mücadelemizle elde ettiğimiz özgürlüklerimizi, anayasal güvencelerimizi, emeğimizi savunmaya devam edeceğiz. Ve asla ama asla hayatlarımızı ellerimizden alanları unutmayacağız!