Dünyanın en kutsal mekanları her zaman din turizminin gözdesi ve kazanç kapısı olmuşlardır. Çünkü bu mekanlar her zaman popülerliğini koruyarak sık sık ziyaret edilebilmektedir. İnsanlar için Tanrıya yakın olmak ruhani bir bir rahatlığa ulaşmalarını sağlamaktadır.
Kimileri için sadece tarihi bir yapıdan öteye geçemeyen bu mekanlar, bazıları için vazgeçilmezleri arasındadır. Bu yazımızda Dünyanın En Kutsal Mekanları ve tarihleri hakkında bilgiler vereceğiz.
1- KABE
Mekke’de bulunan Kabe Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilmektedir. Kabe bütün Müslümanların kıblesidir. Özellikle Hac zamanında çevresi tavaf edilmektedir. Kabe üstü açık geniş bir avlunun ortasında bulunmaktadır. Yapı olarak çevresi minare ve duvarlarla çevrili 13 metre yükseklikte ve 12 metre boyunda, 11 metre eninde 4 köşeden oluşan taş yapıdır.
Cennetten indirildiğine inanılan ve “Ha-cer i Esverl” denilen kutsal siyah taş Kabe kapısının yanında duvarın içine gömülüdür. Hacılar tarafından saygı ile öpülmektedir. İki kapısından doğu tarafında olan açık, batı tarafında ki kapı kapalıdır. Siyah ibrişimden örülmüş, üstünde sırma ile ayetler yazılı bulunan bir örtü ile örtülmüştür. Bu örtü Yavuz Sultan Selim’den sonra her yıl Osmanlı devleti tarafından değiştirilmiştir. Kabe'ye özellikle Osmanlı padişahları çok önem vermekteydiler. Çünkü Müslüman inancı gereği Kabe peygamberlerinin evidir.
1- Ta Prohm
Dünyanın en kutsal mekanları arasında bulunan Ta Prohm Kamboçya da bulunmaktadır. Güneydoğu asya ülkesi olan Kamboçya’nın güney batısında yer alan Kampot eyalet/bölgesindeki chhuk’ta bir yerleşim birimidir. Ta prum kutsal olarak kabul edilen mabed, angkor tapınaklarından biri, kamboçyada inanılan tanrı vishnu’ya adanmaktadır.
Bu kutsal yer on ikinci yüzyılda inşa edilmiştir. Çok popüler olan bu yer her yıl sayısız ziyaretçi çekmektedir.
2- Borobudur
Borobudur, 1997”de UNESCO Dünyanın Kültür Varlıkları Listesine alınan Güneydoğu Asya’daki en eski anıttır. Güney yarım küredeki eski dönemlerden kalma en büyük anıtsal yapı ve dünyanın en büyük budist tapınağıdır. Yapı, MS 775-842 yılları arasında Java Adasında hüküm süren Sanjaya ve Sailendra hanedanları tarafından inşa ettirilmiştir. Ancak Tamamlanmasından çok az bir süre sonra, 856”da hindu işgalinden sonra terkedilmiştir. Tapınak 10”ncu yüzyılda üzeri volkanik küllerle, bitki örtüsü ile kaplanmaya başlamış ve tamamen unutulmuştur. Ancak 1814 yılında bir İngiliz albay tarafından yeniden keşfedilmiştir.
3- Las Lajas Katedrali
Masalımsı Bir Gotik Kilise olan Katedral Las Lajas güney Kolombiya’da yer alır. Efsaneye göre María Mueses de Quiñones isimli bir anne sağır ve dilsiz bebeğini taşırken Las Lajas kayalıklarını tırmanırken bitkin düşmüştür. Kayalıkların üzerine oturur ve Kızı Rosa tam o sırda ilk kez dile geldi ve konuştu. Daha sonraları orada Hz.Meryem ve bebeğinin resmedildiği bir tablo keşfedilmiştir.
Efsane doğru mu değil mi bilinmez ama insanlar tarafından kutsal yer olarak tanımlanıp bu katedralin yapılmasına vesile olmuştur.
4- Ayasofya
Ayasofya İstanbul’da tarihî bir müze olarak bilinmektedir. Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 – 537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiştir. Aslında Ayasofya Bazilika planlı bir patrik katedralidir.
1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından beri ise müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile merkezî planı birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınmaktadır.
5- Aziz Petrus Bazilikası
Aziz Petrus Bazilikası Vatikan’daki büyük ihtişamı ile en göze çarpan binadır. Kubbesi ile Roma’nın siluetindeki en önemli parçalardan biridir. Hıristiyanlığın en büyük kilisesidir. 23.000 m² (2,3 ha) arazi üzerine kuruludur. 60.000 kişilik kapasitesi vardır.
İstanbul’un Fethi’nden sonra, Kızılelma’nın, Roma’da bulunan Saint-Pierre Kilisesinin mihrabındaki altın top olduğu ileri sürülmüştür. Papalık tarafından yapımı 1507’de durdurulan Basilica di Santa Petronius içerisindeki astronomik saat ve Muhammed’in de yer aldığı dünyada benzeri olmayan cennet-cehennem freski görenleri hayrete düşürmektedir.
6- Dünyanın En Kutsal Mekanları Apollon Tapınağı
Miletos’tan gelen kutsal yol ile bağlantıya sahip Didyma bir kehanet merkezidir. Didyma ile ilgili ilk yazılı kaynak Herodot’tur. Herodot M.Ö. 600’lerde Mısır Kralı II. Nekho ve Lidya Kralı Kroisos’un Didyma’daki Apollon mabedine adaklar sunduklarını nakleder. Arkaik devirde çok ünlü olan Apollon’un kutsal yeri Persler tarafından M.Ö. 494’de yakılmıştır. M.Ö. 311’de tekrar canlanmaya ve mabet yeniden inşa edilmeye başlanır.
Seleukoslar döneminde mabet planda değişiklikler yapılarak boyutları büyütülmüştür. Artemis, Zeus, Aphrodite mabetleriyle diğer bazı yapıların da bulunduğu inşaatın Roma devrinde de sürdüğü, mabet çevresinde ele geçen kitabelerden anlaşılmaktadır. M.S. 250’den önce mabet önemini yitirmeye başlamış ve M.S. 385’de Theodosios’un emri ile tamamen önemini yitirmiştir. Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile zaten bitirilmemiş olan mabedin adytonuna bir kilise yapılmıştır.
7- Mahabodhi Tapınağı
Mahabodhi tapınaklar kompleksi Patna’nın yaklaşık 96 kilometre dışında bulunmaktadır. Vajrasana adı verilen Elmas Taht ve kutsal Bodhi ağacı buradadır. Bu ağaç, orijinal Bodhi ağacından türetilmiş olan Sri Lanka’daki Sri Maha Bodhi ağacından türetilmiştir. Çünkü bir söylentiye göre Buda’nın aydınlanmasından 250 yıl sonra İmparator Asoka Bodh Gaya’yı ziyaret etmiştir.
Orijinal Mahabodhi tapınağını Asoka’nın kurduğu kabul edilir. Kimi tarihçiler tapınağın Kuşan İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş veya yenilenmiş olduğunu söylemektedir. Budizm’in Hindistan’da gerilemesiyle birlikte tapınak unutulmuş, toprağa gömülmüştür. Daha sonra 19. yüzyılda Alexander Cunningham’ın kazı çalışmalarıyla tapınak tekrar restore edilmiştir.
Bodh Gaya çevresinde Bhutan, Çin, Japonya, Myanmar, Nepal, Sikkim, Sri Lanka, Tayvan, Tayland, Tibet ve Vietnam halklarının yaptırdığı çeşitli Budist kültürleri temsil eden tapınaklar bulunur. Ayrıca her yıl binlerce budist ve hint hacı olmak için buraya gelerek dini görevlerini yerine getirdiklerine inanmaktadırlar.
8- Luksor Tapınağı
Eski Mısır’da Teb kenti yakınlarında yapılmış bir tapınaktır. Kahire’ye 450 km uzaklıkta, bugünkü adı El Uksur olan yerdedir. III. Tutmosis’in yaptırdığı küçük tapınağın yerinde, III. Amenofis tarafından, Tanrı Amon adına yapımına başlanmıştır.
I.Seti zamanında yapımı sürdü ve II. Ramses zamanında tamamlanmıştır. Luksor Tapınağı dünyanın en büyük tapınaklarından biridir.
10- Notre Dame Katedrali
Seine Nehri kıyısında bulunup Paris ve dünyanın en ünlü katedrallerinden birisidir. Roma Katolik katedrali olarak da kullanılan Notre Dame Katedali Paris baş piskoposluğuna da ev sahipliği yapmaktadır. Notre Dame Katedrali‘nin inşaatı ise 1160 yılına kadar uzanır.
Dönem Piskoposu Maurice de Sully tarafından yapımına karar verilmiş, 1163 yılında katedralin yapımına başlanmış ve 1345 yılında katedral tamamlanmıştır. Gotik tarzda yapılan katedralin özellikle batı cephesinin işçilikleri çok dikkat çekicidir.