Türk Eğitim Sen Manisa Şubesi tüm ilçelerin katılımıyla promosyon rakamlarıyla ilgili Akhisar’da ortak basın açıklaması düzenledi. 

Akhisar’da Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde düzenlenen basın açıklamasını Türk Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Hamit Aydın okudu.

İşte basın açıklamasının tam metni;

MANİSA’MIZIN KIYMETLİ EĞİTİM ÇALIŞANLARI VE DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI;
Hepinizin bildiği üzere ülke genelinde ve ilimizde promosyon anlaşmaları tüm kamu kurumlarında olduğu gibi Milli Eğitim camiamızda da içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Türk Eğitim Sen Manisa şubesi olarak konuyu yakından takip eden ve Mart ayında milli eğitim müdürlüğümüze resmi yazı ile müracaat ederek konu ile ilgili çalışmaların yapmasını talep ettik. O günden bu güne kadar da ısrarlı bir şekilde talebimizin arkasındayız. Yine aynı konu ile Celal Bayar üniversitemizde de konun en aktif takipçisi bizleriz. 

Ancak ülkemizdeki olağanüstü ekonomik koşullar nedeniyle Temmuz ayından önce imzalanan promosyon anlaşmaları ihtiyacı karşılamanın çok ötesinde kalmış, bu durum acilen rakamların ekonomik koşulların gerektirdiği şekilde güncellenmesini zorunlu kılmıştır. Bu yüzden konu ile ilgili talebimiz Milli Eğitim ve banka yetkilileri ile defalarca paylaşılmıştır. 

Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon nedeniyle Temmuz 2022 öncesinde yapılan bu sözleşmeler ile eğitim çalışanlarının eline geçen promosyon ödemeleri çok komik rakamlar haline gelmiştir.

Bu bağlamda ilimizde Milli Eğitim yetkilileri ve ilgili banka ile yapılan promosyon anlaşması derhal revize edilmeli, güncel ekonomik gelişmeler ışığında bu ücretlerin artırılması için gerekli çalışmalar ivedilikle yapılmalıdır. 

Buradan protokol imzalayan bankanın yetkililerine sesleniyoruz, o dönemde ödediğiniz ve bugün bahane ettiğiniz ödemelerde o tarihteki maaşlar ve düşük enflasyona göre teklif ettiğiniz ve bu ücretten de kar ettiğiniz miktarlardı. Geldiğimiz süreçte maaşlardaki artış tahmin edilenin çok üstünde olmuş ve siz bankalar bizim maaşlarımız üzerinden karınıza kar kattınız. Bizde çalışanlar olarak bu hakkımızı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Promosyon ücretlerinin güncellenmemesi durumunda üyelerimizle farklı eylemler gerçekleştireceğiz.

 HABERİNİZ OLSUN 

Gerekirse maaş günü yatan ücretlerimizi başka bankalara aktaracağız, otomatik ödemelerimizi, EFT ve havale işlemlerimizi başka bankalardan yapacağız, kredi kartlarımızı ve hatta kredilerimizi de iptal edeceğimizden şüpheniz olmasın.

Unutulmamalıdır ki promosyon ücretlerinde emeğimiz vardır, alın terimiz vardır, hakkımız vardır Bu hakkın gasp edilmesine göz yummayacağımız bilinmelidir.

Ne eksik ne fazla tek beklentimiz hakkımız olanı almaktır. 

HAKLIYIZ
GÜÇLÜYÜZ
HAKKIMIZI ALIRIZ.

DEĞERLİ ÖĞRETMENLERİMİZ VE BASIN MENSUPLARI
Sizlere dile getirmek istediğimiz bir diğer konuda sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesidir.

4 Haziran 2011 yılında Başbakanlık tarafından yapılan aynı konu ile ilgili kanuni düzenlemede dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanlığı’na gönderdiği yazıda ifade ettiği gerekçeye uygun şekilde, “… görev, yetki ve sorumlulukları aynı veya benzer olan ve aynı unvanı taşımakla birlikte farklı statülerde istihdam edilmiş” olan 4/B’lilerin kadroya geçirilmesini talep ediyorlar.” Dedi

“2011 yılında 232.000 (68 bini öğretmen idi) 4/B’li sözleşmeli meslektaşımız kadroya geçirilmişti.

Yapılan kanuni düzenlemenin gerekçesinde ise Başbakanlık makamı aynen şunları söylüyordu:

“Kamu hizmetlerinin daha etkili, verimli ve hızlı şekilde yürütülmesini sağlamak ve çalışmalarda etkinliği artırmak amacıyla; … 657 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin B fıkrası ile 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışmakta olan personelin memur kadrolarına atanmalarına imkan sağlanmaktadır.”

İşte bugün de sözleşmeli meslektaşlarımız farklı bir şey istemiyor: 4 Haziran 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanlığı’na gönderdiği yazıda ifade ettiği gerekçeye uygun şekilde, “… görev, yetki ve sorumlulukları aynı veya benzer olan ve aynı unvanı taşımakla birlikte farklı statülerde istihdam edilmiş” olan 4/B’lilerin kadroya geçirilmesini talep ediyorlar.

Yani; çok şey istemiyoruz; 2011’de yapılanın tekrarını bekliyoruz!”

DEĞERLİ ÖĞRETMENLERİMİZ;

Bir diğer önemli konu Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları sınavıdır.

Türk Eğitim-Sen konu ile ilgili olarak 2005 yılından bugüne kadar duruşumuz da milim değişim olmamış  o zamanda “ SINAVSIZ BİR ŞEKİLDE 10 YILINI DOLDURAN ÖĞRETMENLERİMİZE UZMAN ÖĞRETMEN, 20 YILINI DOLDURAN ÖĞRETMENLERİMİZE BAŞÖĞRETMEN” unvanı verilmesini dile getiriyorduk şimdi de.
O zaman da yönetmelikteki adaletsizlikler için yargıya başvurmuştuk şimdi de.    

Türk Eğitim Sen 3 Şubat 2022'de kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun uygulanmasına yönelik aday öğretmenlik ve kariyer basamakları yönetmeliğinin iptali için 25.05.2022 tarihinde aşağıdaki gerekçelerle Danıştay'a başvurdu;

1.    Sınavın iptali, 
2.    Ücretli öğretmenlikte geçen süre, 
3.    Kademe durdurma cezası alan öğretmenin uzmanlığa ve başöğretmenliği müracaat edememesi, 
4.    Başöğretmenliği hak edenlerin 10 yıl uzman öğretmenlikte beklemesi, 
5.    Meslek gelişim tablosu, 
6.    Seminer çalışmasının yaz tatilinde yapılması.
Maddeleri için yargıya başvurmuştur.

Kıymetli eğitim çalışanları;

Öğretmenlik, sadece “BİLME” değil, “BİLDİĞİNİ AKTARMA” mesleğidir. Kendi alanında ihtisas yapmış, yıllarını mesleğine ve öğrencilere adamış öğretmenlerin sınava tabi tutmanın izah edilebilir tarafı yoktur.

Uzman öğretmenliği, kamudaki KARİYER UZMANLIĞI ile eşdeğer görmek ve mukayese etmek doğru değildir.

Çünkü
Kamunun diğer alanlarındaki KARİYER UZMANLIĞINDA KİŞİNİN YAPTIĞI İŞİN NİTELİĞİ DEĞİŞMEKTEDİR ve yeni pozisyon yeni bir KADRODUR.

Örneğin; tıp fakültesinden mezun olursunuz, pratisyen hekim olarak atanırsınız, tıpta uzmanlık sınavına girersiniz ve başarılı olursanız belli alanda ihtisas yapar ve o alanın uzman doktoru olursunuz. O alanda uzman doktor olabilmeniz için belirli yetkinlik ve yeterlilikleri taşımanız gerekir. Nitekim sınav da bu yeterlilikleri ölçmek için yapılır. Uzman doktor olduğunuzda da yaptığınız işin niteliği değişir

Ancak MEB’de UZMAN OLMAYAN ÖĞRETMENLE UZMAN ÖĞRETMENİN YA DA BAŞÖĞRETMENİN YAPTIĞI İŞİN NİTELİĞİ AYNIDIR. Uzman öğretmenlik ya da başöğretmenlik için ilave yeterlilikler aranmıyor. Ve ayrıca UZMAN ÖĞRETMENLİK VE BAŞÖĞRETMENLİK YENİ BİR KADRO DEĞİLDİR.

Türk Eğitim Sen olarak en başından beri tavrımız ve duruşumuz nettir. SINAVSIZ hiç bir şart olmadan 10 yılını dolduran öğretmenlerimiz Uzman Öğretmen, 20 yılını dolduran öğretmenlerimiz de Başöğretmenlik hakkı verilmelidir.

3 Şubat 2022 tarihinde kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu ve içeriğinde bulunan Kariyer basamakları düzenlemesi için 1 Ekim’de açılacak olan yüce meclisimizde ilk ele alınan yasa düzenlemesi olacağına ve gerekli düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz. 


Bir diğer sorun da 1325 tl olarak belirlenen eğitime hazırlık ödeneğidir. Gelişen ekonomik koşullar karşısında artık çok komik bir rakam olduğu aşikârdır. Yıllık enflasyonun %80,21 olduğu bir dönemde bu rakamlar kabul edilemez. Bu ödenek bir maaş tutarında ve ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir.

Belirtmek isterim ki Türk Eğitim-Sen’in yeri eğitim çalışanın yanıdır. Türk Eğitim-Sen Eğitim çalışanlarının problemlerini çözmek gayesindedir. Bizlere sosyal medya sendikacılığı yapıyor diyenler, ne hikmetse sosyal medyadan eğitim çalışanlarını yönlendirmeye çalışıyor. Tabi bunu yapmaya çalışırlarken de yalana dolana başvurmaktan, sahte hesap ve isimlerle kıymetli eğitim çalışanlarını kandırmaktan da utanmıyorlar. Öğretmenlerimize bu kişilere karşı uyanık olmalarını tavsiye ediyoruz. Bizler biliyoruz ki Türk Eğitim-Sen tekrar yetkiye yürüyor, tüm sendikalar birleşmiş bizim üzerimize oynuyor. Evelallah sizlerin desteğiyle bizim gücümüz hepsine yeter ve yine inanıyoruz ki sizlerin desteğiyle tekrar yetkili sendika olacağız.

SON OLARAK YÜKSEK SESLE BELİRTMEK İSTERİM Kİ;
    Eğitim çalışanları biliyor ki çözümün tek adresi TÜRK EĞİTİM-SEN
    Eğitim çalışanları biliyor ki, ÇÖZERSE TÜRK EĞİTİM-SEN ÇÖZER
    Türk Eğitim Sen Milli değerlerle yoğrulmuş kutsal hak mücadelesinin sendikal mevziisidir.
    ATATÜRK, bayrak ve vatana sadakati ile bağımsız, ilkeli ve kararlı sendikal mücadelenin yegâne adresidir.
    Türbine oynayan, asıl gayesi günü kurtarmak olan, eğitim çalışanlarından aldıkları yetkiyi yandaşlarına makam mevki için kullanmaktan gayrı hiçbir vasfı olmayan basiretsizlere inat eğitim çalışanlarının tek umudu Türk Eğitim Sen’dir.


Tarihin sayfalarını açın dünden bugüne bir araştırma yapın tek gayeleri Türk Eğitim Sen’e saldırı olmuştur NEDEN!
Elbette KUVAYİ MİLLİYE ruhunu taşıyor olmamızdan.

PEKİ Sonuç alabilmişler midir tabi ki HAYIR 
Bilakis hepsinin sonu tarihin karanlık çöplüğü olmuştur. 


    Kamuoyuna saygı ile duyurulur.