Eğitim-Sen Akhisar Temsilciliği üyeleri, 28 ve 29 Mart tarihlerinde 4+4+4 eğitim teklifini protesto etmek için greve gidiyor.

 

Eğitim-Sen Akhisar Temsilciliği, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran 4+4+4 düzenlemesini  protesto amaçlı Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde grev düzenleyerek basın açıklaması yaptı. Sloganlar eşliğinde yapılan grevde basın açıklamasını Eğitim-Sen Akhisar Temsilciliği Başkanı Ramazan Dede okudu.

 

Ramazan Dede’nin okuduğu basın açıklamasının tam metni:

 

4+4+4 Yasası ile Çocuklarımızın, Öğrencilerimizin Geleceği Karartılmak İsteniyor!

           

Milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm toplumu yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli kesintili eğitim yasası, eğitim bilimcilerin, eğitim alanında örgülü meslek örgütleri ve sendikamızın bütün itirazlarına rağmen bugünden itibaren meclis genel kurulunda görüşülmeye başlanmıştır. Yasa teklifi genel kurula gelene kadar yaşanan bütün gelişmeler, Eğitim Sen’in ısrarla vurguladığı, düzenlemenin eğitim süresini uzatmaktan çok, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve dinselleştirme uygulamalarının önünü tamamen açmaya yönelik olduğunu göstermiştir. Bu temel gerçek, bugün düne göre çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmış durumdadır.

Eğitim Sen, çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı bugüne kadar çeşitli uyarılarda ve eleştirilerde bulunmuş, teklifin derhal geri çekilerek, bilim insanlarının, sendikaların görüşlerinin alınması gerektiğini savunmuştur. Bütün uyarı ve eleştirilerimize rağmen, Başbakanın özel talimatıyla çocuklarımızın, öğrencilerimizin geleceğinin karartılmak istemesine sessiz ve tepkisiz kalmamız kesinlikle beklenemez.

 

Sendikamız, daha önce yapmış olduğu açıklamaların bir gereği olarak, 4+4+4 yasa teklifi meclis genel kurulunda görüşüldüğü sırada 28—29 Mart tarihlerinde 2 günlük grev yapma kararı almış bulunmaktadır. Grevimiz, sadece eğitim ve bilim emekçilerinin değil, toplumun önemli bir bölümünün 4+4+4 kademeli eğitim sistemi ile ilgili olarak duymakta olduğu derin kaygıların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

 

Eğitim Sen, 28-29 Mart’ta Neden Greve Gitmektedir?

 

- Kanun teklifinde yer alan, “ilköğretim devlet okullarında parasızdır” ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımlan atılmıştır.

- Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır.

- Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen “açık öğretim” sistemi, tepkiler üzerinde 8. sınıf sonrası, son 4 yıl için öngörülmüştür. Teklifin yasalaşması durumunda 8. sınıftan itibaren ciddi anlamda “örgün eğitimin” fiilen ortadan kalkması tehlikesi bulunmaktadır.

- İlk 4 yılın “ilkokul”, ikinci 4 yılın “ortaokul” olarak tanımlanması nedeniyle, sınıf öğretmenlerinin en az yüzde yirmisinin “norm fazlası” haline gelmesi ve bakanlık tarafindan başka görevlerde görevlendirilmesinin önü açılmıştır.

- Düzenleme ile getirilen ilkokulun 4 yıl olacağı algısının toplumun bir bölümünün kafasında yaratacağı algı, ikinci 4 yıllık sürede çocukların mesleki yönlendirme bahanesiyle örgün eğitim ile olan bağının zayıflatılmasına yol açabilecektir. Çocukların 9 yaşından sonra mesleğe yönlendirilecek olması yönlendirme sınavı, özel ders vb uygulamaların daha erken yaşlarda başlamasına neden olacaktır.

- Çocuk işçiliğinin ve çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile hem mesleki eğitim adı altında “çocuk işçiliğinin” önü açılmakta, hem de “çocuk gelinler” uygulaması, bizzat iktidar tarafından kademeli zorunlu eğitim uygulaması ile açıkça desteklenmektedir.

- Zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim taleplerini karşılaması yönündeki toplumsal talepler göz ardı edilmiş, zorunlu din derslerine ek olarak, seçmeli din dersleri getirilmesinin önü açılmıştır.

- Arapça, fikıh ve Kur’an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmesinin önü açılmak istenmektedir.

- İlkokul ve ortaokulun, “bağımsız binalarda” gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir.

- 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi, meslek okulu açacak firmalara öğrenci başına destek sunulması ile eğitim sisteminin sermayeye ucuz işgücü Sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır.

- Düzenleme sonrasında meslek liseleri özel sektöre devredilecek, meslek lisesi açan patronlara kamu kaynaklarından öğrenci başına para verilerek mesleki eğitimin özel sektör eliyle yürütülmesi sağlanacaktır.

- Önceden işletmelerin stajyer öğrenci çalıştırma oranı yüzde 10 ile sınırlı iken, düzenleme ile bu oran tamamen kaldırılmış ve patronlara sınırsız sayıda öğrenciyi “stajyer” adı altında sömürmesinin önü açılmıştır.

- Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının ve dershanelerin kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmektedir.

 

AKP’nin eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun bir şekilde biçimlendirme girişimleri karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine doğru itilmesine izin vermeyeceğiz. Bu nedenle, düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı 28—29 Mart’ta kitlesel ve örgütlü duruşumuzu göstermeye kararlıyız.

 

Eğitim Sen olarak velilerimize sesleniyoruz: 28—29 Mart’ta çocuklarını okula göndermeyerek grevimize destek olmalarını bekliyoruz. Çocuğunun geleceğinden endişe duyan tüm anne ve babaları grevimize doğrudan destek vermeye çağırıyor, çocuklarınızın geleceği için omuz omuza vererek bizlerle dayanışma içinde olmalarını bekliyoruz.

 

Eğitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygıyla takip ettiği 4+4+4 tartışmalarında çocuklarımız, öğrencilerimiz ve velilerimizle aynı taraftayız ve benzer kaygıları taşıyoruz. Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sisteminin ve çocuklarımızın Başbakanın “dindar nesil” sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.