Bu iki sürecin birbirini tamamlaması ve desteklemesi, hem ayrı ayrı hem de bir bütün olarak sorunsuz işlemesi önem arz ediyor. Bu sağlanmadan, gerçek bir eğitim sisteminden bahsetmek de eğitimde kalıcı ve kalkınmayı sağlayıcı başarıyı elde etmek de mümkün değildir” dedi.

Türkiye’nin öğretmen ve yönetici konusunda nitelik değil, eğitim sistemi ve hedefleri konusunda netlik sorunu var

Öğretmenlere ve yöneticilere ‘gereken nitelikleri taşımadıkları’ ithamını yapmaktan haz duyan ve ‘Türkiye’nin nitelikli öğretmen ve yönetici sorununu çözmesi gerek’ demekten yorulmayan bir kitlenin olduğuna dikkat çeken Öner, “Bize göre Türkiye’nin öğretmen ve yönetici konusunda nitelik değil, eğitim sistemi ve hedefleri konusunda netlik sorunu var. Öğretmenlerin niteliklerini eğitim süreçlerinde kullanmasını, yöneticilerin nitelik ve yeterliliklerini yönetim süreçlerinde devreye sokmasını kısıtlayan hatta imkânsızlaştıran bir eğitim sistemimiz var. Bu eşik aşılamadığından, eğitim yönetimi ve eğitim yöneticileri konusunda yapılması gereken işleri masaya yatırıp tartışamıyoruz” şeklinde konuştu.

Eğitim kurumu yöneticisi, öğrenci başarısında öğretmenlerden sonra en yüksek etkiye sahiptir

Öğrenci başarısında öğretmenlerden sonra en yüksek etkiye eğitim kurumu yöneticisinin sahip olduğunu dile getiren Öner, “ Buradan hareketle, eğitimin, okulların yönetimine ve okul yöneticiliğine dair mevzuatı ve uygulamayı; mevcut öğretmenlerin ve yöneticilerin kalitesine güvenecek, niteliklerini sürece aktarmalarına destek verecek, iyi ve kaliteli eğitime dair istek ve heyecanlarını güçlendirecek şekilde kurgulamak ve kurallara bağlamak gerekir. Mevcut sorunlara uzun vadeli çözümler getirecek, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracak, hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir çözüm arayışı niyetiyle hazırlanan ve alternatif, somut bir model önerisi içeren raporumuz şu satır başlarını kapsamaktadır.”

  1. Eğitim kurumu yöneticiliği ikinci görev olmaktan çıkarılmalı
  2. Eğitim kurumu yöneticiliğinin ön şartı ‘öğretmenlik’ olmalı
  3. Bakanlık, eğitim yöneticilerinin eğitimini bizzat gerçekleştirmeli
  4. Eğitim kurumu yöneticilerinin ücreti kariyer millî eğitim uzmanından düşük olmamalı
  5. Eğitim yöneticiliği mevzuat ve uygulamalarında istikrar önemli ve gereklidir
  6. Bakanlık, eğitim kurumu yöneticiliğinde önce yetiştirme sorumluluğu almalı, sonra seçme ve atama yetkisine odaklanmalı
  7. Müdür yardımcılığı eğitim kurumu yöneticiliğinde ilk basamak olmalı
  8.  ‘Yönetim ve Denetim’ alanında yüksek lisans yapanlar yazılı sınavdan muaf tutulmalıdır
  9. İdarenin sürekliliği ve istikrarı ilkesi gereği kazanılmış haklar korunmalıdır