Eğitim-İş ve Eğitim-Sen sendikaları birlikte Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı. 1 Günlük iş bırakma eylemine Emekli-Sen, Akhisar Çevre Derneği, CHP, Sol parti, SES, Tümbel-Sen katılarak destek verdi. “ Kurtuluş Yok, Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz.”, “ Başöğretmen Atatürk, Bu Kanun Nankörlük.”, “Öğretmen Tek Ses, Kanun Paramparça.”, “ Saraylarda Değil Alanlardayız.”, Zam Zulüm İşkence İşte AKP”!, “Öğretmeniz Uzmanız Ayrışmaya Karşıyız.”, Kariyer Yasasına Hayır!,
AKP Yasanı Al Başına Çal!, Öğretmen Birleş, Kanunu Parçala!, Zafer Direnen Emekçinin Olacak!, Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!, AKP Yasanı Al Başına Çal!, Zam Zulüm İşkence İşte AKP!, AKP Yasanı Al Başına Çal! Birleşe Birleşe Kazanacağız! Sloganlar altında basın açıklamasını Eğitim-İş Akhisar Temsilci başkanı Cem Kadir Bedirhanoğlu ve Eğitim-Sen Akhisar Temsilci başkanı Eser Erbab okudu.
Cem Kadir Bedirhanoğlu ve Eser Erbab’ın okuduğu basın açıklamasın tam metni;
Değerli Öğretmenlerimiz, basın mensuplarımız, STK ve siyasi parti temsilcileri, Akhisar halkı. Mesleğimizin onuru, çocuklarımızın geleceği için 14 eğitim sendikasının, 14 Ekimde almış olduğu ortak karar doğrultusunda ki, iş bırakma eylemi basın açıklamamıza hoş geldiniz.
Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür. Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler. Bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler. Evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler. Başöğretmenimiz Atatürk’ün bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermesinin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar. Şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Bizler de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimizin olmadığını göstereceğiz! Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür! Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olarak, “Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. İktidar bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi bizler de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz! Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı göstereceğiz. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen, MEB ısrarla somut bir adım atmamaktadır. Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaşlarla çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yoktur. Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek istenmektedir. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde değildir. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır. Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisinin, eğitim alanında örgütlü hiçbir sendikanın sessiz ve tepkisiz kalması beklenemez. Bu amaçla 14 Ekim tarihinde eğitim alanında örgütlü ve mücadeleden yana olan sendikalar bir araya gelmiş ve ortak talepler belirlenmiştir. Taleplerimiz şu şekildedir;
✓ 19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi,
✓ Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi,
✓ Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması,
✓ Kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi,
✓ Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirilmesi,
✓ Vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi,
✓ Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.
Bu talepler ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde 2 Kasım 2022 tarihinde bir günlük iş bırakma eylemi yapılması karara bağlanmıştır. Taleplerimiz sadece ortak metne imza atan eğitim sendikalarının değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin talepleridir.
Bugüne dek görmekteyiz ki Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında örgütlü sendikaların sesini duymamakta ısrar etmekte, bugüne kadar her konuda olduğu gibi, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda da bildiğini okumayı sürdürmektedir. Öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik taleplerini ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim emekçisinin mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi ve nitelikli bir eğitim verebilmesi mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız; kariyer basamakları sınavını yapmaması ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bütün sonuçlarıyla birlikte derhal iptal etmesidir. Eğitim sendikalarının ortak sesi duyulmalı, yapılan yanlıştan çok geç olmadan geri dönülmelidir. Biz, kariyer basamakları sınavının iptali, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret artışı, güvenceli iş, kamusal ve demokratik eğitim mücadelesini sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir.