Fırtına Ayşe

Abone Ol
Sevgili okurlar Ayşe isminde tatlımı tatlı, mahçup mu mahçup bir hanımefendi vakfımıza geldi. Abla burada yardım yapılıyormuş kiminle görüşeceğim bende buyurun hayırdır dedim. Onunla mutlaka görüşmem lazım, tabi olur kiminle görüşmek istiyorsunuz. Ben Sabahat isminde birisini arıyorum deyince buyurun karşı daireye geçelim dedim. Böylece FIRTINA Ayşe ile tanıştık. 

Onurlu tavırlarıyla bana hayatını anlatmaya başladı. Her zaman ki gibi aynı sorunlar. Ayşe eşi ile mutluydu. Kayınpederi ve kayınvalidesi ile arasında ufakta olsa sorunlar vardı.. Ayşe hayatına yeniden düzen vermenin yollarını arıyordu. Eşi az bir maaşla çalıştığı için zor günler geçiriyorlardı. Bizi evine davet etti. Çarşamba günleri sorunları dinleme, perşembe, cuma , cumartesi günleri de bu sorunları çözüm günleri olduğundan hemen Perşembe günü Ayşenin evine kadınlar komisyonu ile birlikte gidildi. 

Ayşe bizi çok sıcak karşıladı. Evi iki oda ve mutfaktan oluşuyordu. Kullanışsız bir ev olup buraya değerinden baya yukarı para ödüyorlardı. Araştırmalarımızda bir eve ne gerekliyse hemen hemen hiçbiri yoktu. Hele o buzdolabı yok mu çok acil lazımdı. Ayşe eşine öğle ve akşam yemeklerinde komşularından tedarik ettiği pet şişedeki buzlu su ile su servisi yapıyordu. Çok acil buzdolabı bulmamız gerekiyordu.

Çok kısa zamanda evimizin gerekli olan zaruri ihtiyaçlarının tamamını karşıladık AK-SEK Vakfı olarak çünkü bu işin organizasyonunu yapabilirlik donanımına sahiptik. 16 yıllık geçmiş bizi her konuda bilirkişi yapma yolunda uzmanlaştırmıştı.

Kadınlar komisyonu toplantısı ardından Sarı Ahmet Paşa aş evine bir ihtiyaçlı aileye yemek gönderilmesi için gidildi. O sırada yetkili müdür Ali bey, bundan sonra ki zaman içinde ayni bağışta yapacaklarını söyleyince kadın üyelerimizle hep birlikte eşya deposuna ulaştık. O sırada gözümüze bir buzdolabı takıldı. İçimden işte Ayşenin buzdolabı dedim. Maalesef buzdolabının sözü başkasına verilmişti. Her şey çok kısa sürede gelişti. Çift kapılı buzdolabı bağışı geldi. Hemen Ayşenin evinin yolunu tuttuk. Ayşe evdeydi. İstediğini getirdim diyince FIRTINA gibi eşarbını savurdu. Ablam buzdolabım mı geldi. Evet dedim . Ayşe sen bir FIRTINAsın. Koşar adımlarla arabadan buzdolabımızı almaya gittik. Üç kişi zar zor dış kapıyı sökerek buzdolabımızı yatak odasına yerleştirdik. Çünkü tek müsait yer orasıydı.

AYŞE BU KADAR MI SEVİNİLİR. BU KADAR MI BU SEVİNÇ BELLİ EDİLİR. 

İşte hayatımızın içinde o kadar çok anılarımız var ki dostlar; kimi hayatımıza yön veriyor, kimi huzur veriyor. Yardım bir kişiye yada topluluğa kendi gücümüzü kullanarak iyilik yapma, emeğince, gözünün gördüğünce , tamamen isteğe bağlı özveridir. İnsan yaşamı çok kısa olması nedeniyle de yapacak olduğu maddi, manevi yardımları geciktirmeden gereğini yapmalıdır. Günlük hayatımız içinde kişilere kendi menfaatlerimiz ya da çıkar ilişkilerimizi öne çıkarmayıp toplumsal kalkınmanın hedefi doğrultusunda hizmet verilmelidir. Menfaat ilişkileri yapılan yardımın değer ölçüsünü düşürür. Karşılıksız yapılan hizmetler ve bu konuda adeta savaş vermek ise haklara saygılı olunduğunda kul ve ALLAH arasında manevi hayatın yoğun yaşanmasına sebep oluyor.
Ayşe ben Akhisar da yaşadığım süre içinde hep yaşantımın içinde olacaksın. Bundan emin ol. 
{ "vars": { "account": "UA-28910772-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }