Konuşmak insanın en temel ihtiyacıdır, konuşmadan ihtiyaçlarımızı karşılamamız mümkün değildir. Bütün sosyal, ekonomik, siyasi ve dini ihtiyaçlarımız konuşarak “gerçekleşir”. Bu gerçekleşme lisan ile sağlanır, yani bir araçtır. Lisan sayesinde derdimizi anlatır, dertleşir ve anlaşırız. Ya da anlaşamayız. Söylediğimiz kelimeler savaşlara sebep olacağı gibi barış anlaşmaları da kelimelerle gerçekleşir.

“Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Al-i İmran:104) Ancak iyiliği emredip kötülükten yasaklarken dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Allah yine bu konuda bizi uyarır; “Kullarıma, en güzel şekilde konuşmalarını söyle! Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın amansız, apaçık bir düşmanıdır.” (İsra-53)

İyiliği emredip kötülüğü yasaklarken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta üsluptur. Kötü bir üslup iyiliğe çağırmaktan ziyade amaçladığımız iyiliğe düşman kazandırır. Amacımız iyiliği ikame mi etmektir yoksa siyasetçilerin yaptığı gibi tribünlere gaz mı vermektir.

Bu konuda daha önce yüzlerce sayfa kitaplar, makaleler yazılmasına rağmen yinede bir şeyler söylenmesi hep gerekecek. Üzerine daha eklememiz gereken maddeler olmasına rağmen birkaç noktada üslup konusunda şunlara dikkat etmemiz elzemdir.

1-Genellemelerden kaçınmalıyız. Muhataplarımız içinde adaleti talep eden ancak yolunu belirleyememiş (hidayeti bulamamış) insanlar olduğu gibi Allaha, resulüne ve onun yolunda gidenlere düşmanlıkta sınır tanımayanlar olacaktır. Biz bunların hepsini bir potada görüp aynı muameleyi yaparsak hem onlara hem de kendimize haksızlık (zulüm) etmiş oluruz.

2-Tedricilik gözetmek kaçınılmazdır. Karşımızdaki topluluğa homojen bir toplulukmuş gibi veya insanın bilgisini, konumunu gözetmeksizin hitapta bulunursak, söylediklerimizin karşılığını almamız sürpriz olacaktır. Yaptığımız eylemlerde hikmetli olmaya çalışmalıyız ki bir sonuç elde edebilelim.

3- Amacımızı matuf kılmak için her türlü enstrümanı kullanmak uygun mudur? Elbette değildir. O halde bir düşüncemizi anlatmak için her kelimeyi de kullanamayız. Allahın kullanmamıza müsaade etmeyeceği bir aracı biz araç olarak kullanamayız. Bazı (sözde) hocaların T.V.’de oyun havaları eşliğinde din anlatmaları ne kadar uygunsa bir kişiye de hakaret ederek iyiliği anlatmak o kadar uygundur.“Müşriklerin, Allah’tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da taşkınlık ederek cahilce Allah’a sövmesinler.” (En’am:108) Allah bizi bir konuda daha uyarıyor, muhatabımızın kutsalına hakaret etmemeliyiz ki o da bizim kutsalımıza (Allaha) hakaret etmesin. Muhatabımızla hakaret yarışına girmemiz bizim için söz konusu değildir, ayetin devamında bunun onlara süslü gösterildiğini belirtiyor rabbimiz, acaba bize de mi süslü geliyor? O zaman yaptığımızın düşünülmesi gerekiyor. Müslüman sözün güzelini söyler ve sözlerin en güzeline uyar.

“Onlar, sözü dinleyip en güzeline uyarlar. Onlar, Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimselerdir. Onlar, sağduyu sahibi olanlar onlardır.” (Zümer:18)