Hıristiyan birliği ülkelerinin kurmuş oldukları kömür çelik birliği halklarının yüzlerini kapkara etmeye devam ediyor. Halklarını tek çatı altında toplayan AB para birimi Euro ise çok sesliliğin getirmiş olduğu kararsızlıklardan dolayı parçalanmaya doğru giden yolda tam hız istikrarsızlığa doğru ilerlemekte. 



Ekonomik ve soysal birlikteliğe Euro ile tek Pazar altında belirginlik kazandırmak isterken Avrupa Parlamentosu yaklaşık olarak 450 milyon insanında geleceğine karar veren ve kendi söylemleriyle büyük bir mekanizma. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi ise Avrupa Birliğinin yürütme organı.



Avrupa Birliği Bakanlar Konseyinin işlevine baktığımızda 450 milyon insanının 9 ayrı Bakanlar Konseyi tarafından yönetilerek sorunlara çözüm getirildiğini görmekteyiz. Dünya nüfusunun büyük bir bölümünü elinde tutan Avrupa Birliği, üye devletlere hangi insani yatırımları yaptığını görmeye çalıştığımızda bizim köylerimizdeki imece usulüne şahit olmaktayız. Dünya insanlarını büyük maddi ve manevi kıskacın içine sokan bu birliğin yapıcı bir projesinin olmadığına da şahit olmaktayız.



Dışişleri Bakanları tarafından yürütülen, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi; 

Adalet veya İçişleri Bakanları tarafından yürütülen, Adalet ve İçişleri Konseyi; 

Ekonomi veya Maliye Bakanları tarafından yürütülen, Ekonomik ve Mali İşler Konseyi;

Ulaştırma veya Enerji Bakanları tarafından yürütülen, Ulaştırma, Haberleşme ve Enerji Konseyi;

Çalışma veya Sağlık Bakanları tarafından yürütülen, İstihdam, Sosyal Politika, Sağlık ve Tüketici Hakları Konseyi;

Çevre Bakanları tarafında yürütülen, Çevre Konseyi; 

Eğitim veya Kültür Bakanları tarafından yürütülen, Eğitim, Kültür ve Gençlik Konseyi; 

Sanayi ve ticaret Bakanları tarafından yürütülen, Rekabet Konseyi; 

Tarım Bakanları tarafından yürütülen, Tarım Orman ve Balıkçılık Konseyi’nin 27 ülke halkının sorunlarını çözmektense havuz içinde biriken paranın adaletsizce çalışana ve çalışmayana pay edilmesini ve edildiğini Yunanistan’daki kriz sonucu anlamaktayız.



Dünyanın geleceği ve insanların yaşamlarını güya huzur içinde geçirebilmeleri adına sıfatlandırılan bu kadar farklı bakanlığın 450 milyon insan için 60 yıllık süre içinde haritada devletinin yerini dahi bulamayan Merkel’ in Almanya’sına bir fayda sağladığını düşünebiliriz. 



Avrupa birliği ülkesi olan 27 ülkenin 243 sorumlu Devlet Bakanlarının, halklarının büyüme hızında gerilemeye yol açtığına, enflasyonda müthiş yükselme istikrarsızlık görüldüğüne ve işsizlik oranında inanılamayacak derecede yükselme olduğuna devletlerin iç siyasi meselelerinde ise çöküşe gidildiğine, kişi başına düşen gelir oranında da gerileme olduğuna şahit olmaktayız. Çelik birliğinin Hıristiyan birliği olması sebebiyle ektiğini biçmeye başladığı da artık ortadadır. 



Bu gün Avrupa Birliğine dünyanın bekası gelişimi adına ne yapmış diye baktığımızda ise Avrupa Merkez Bankasının çoktan ne yapacağını bilemez konuma geldiğini; Avrupa Birliği üyelerinin kısır kültürel yoksulluklar sebebiylede bankacılık sisteminin tamamı ile çöktüğünü; Ekonomik ve Mali İşler Konseyinin ise tamamen işlevini yitirdiğini izlemekteyiz. Yunanistan; İspanya; İtalya; Portekiz; Fransa’daki siyasi değişikliklerin ardından sıranın kime gelebileceğini görür gibiyiz. 

Almanya’nın AB sayesinde Fransa ile birlikte yaşamış oldukları saltanatın ardından şu an girmiş oldukları güvensizlik sendromundan çıkışın olamayacağının ise kesinlik arz ettiği görülmektedir.



Haçlı zihniyeti ile donanan Avrupa Birliği ülkelerinin; İslam ülkelerine, Müslümanlara uygulamış olduğu ikinci sınıf muamelesini, Müslümanların her şekilde katledilmesi adına savaşlara aktarılan sermayeyi asla unutmayacaktır. 



Türkiye Cumhuriyeti Devleti VAROLUŞ mücadelesini perçinlemek adına dünya halklarına barış sevgi ve saygıyı sunduğu sürece geçmişte olduğu gibi bu günde Avrupa’nın Başkenti Dünyanın ise merkezi olma yolunda gelişmeye devam edecektir. Bu yüzyıl insana değer veren; Doğaya değer veren; Hayvana değer veren; Ağaca değer veren devletlerin yani maneviyatın yüzyılı olacaktır. 

S.U. 

- - - -