Bu işin asli unsuru olan üreticiler ile ilgili kimse bugüne kadar ne bir şey söylediğini ne de onların sesini duymaya çalışmadıklarını ifade eden Aksezgin tepeden alınan kararla bugüne kadar yöneticilerin bir sürü tarımsal kararlar aldığını kaydetti. 

Aksezgin sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye tarımda nerede, nereye gidiyoruz, birileri tarımla ilgili birşeyler yapmaya çalışıyor, üreticiler topraklarını satmak zorunda kalıyor. Ciddi bir yoksullaşma içerisindeler, bu anlamda bunların ne anlama geldiğini sayın Gökhan Günaydın bizlere ayrıntısıyla izah edecektir” dedi. Öte yandan Aksezgin 14 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buluşacağı milli tarım toplantısındaki görüşmelere de talepleri buradan iletmek istedikleri vurgusunu yaptı.

Panelin başkanlığını yürüten Halkevleri Onursal Genel Başkanı Abdullah Aydın, Halkevlerinin Türkiye’de yaşadığı serüvenine dikkat çekmesi ardından Türkiye’de tarım ile ilgili yaşanan süreci gösteren kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Daha sonra söz alan Hukukçu, 24. Dönem CHP Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Gökhan Günaydın öncelikle panelin önemli bir organizasyon olduğunu vurgu yaparak Türkiye’nin böylesi önemli ve makro sorunlarla karşı karşıya kaldığı dönemde tarım konuşmanın garip geleceğini fakat konuşulması gerektiğinin savunanların tarafında olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin ne zaman iç savaş çıkacağına ilişkin yazıların yazıldığı ve konuşmaların yapıldığı bir dönemde olduğunu kaydeden Günaydın Türkiye’nin dahil olduğu uluslararası bir ortam olduğunu ekonomide ciddi sorunların olduğunu, kürt sorununun almış başını başka bir yere gittiğini ve gerçekten bir barış ortamını kurmanın zorlaştığını belirterek OHAL kararnameleri ile Türkiye’nin bütün demokratik kurumlarının tasfiye edildiğini ifade etti. Böyle bir ortamda tarımın konuşulmasını garipseyenlerin haksız olmadığını ifade eden Günaydın ancak kendisinin konuşulması gerekiyor tarafında olduğunu belirtti. 

Yürütülen tarım ve sanayi modeli çevremizi mahvettiğini kaydeden Günaydın yani mera, orman, çayır, su, ırmak, kıyıların elimizden geri dönüşü olanaksız şekilde alındığını ifade etti. Günaydın sözlerine şöyle devam etti; “Toplumu çürüten bir işsizlik var, bir istihdam sorunu var ve kırsal alan boşalıyor adeta Türkiye gövdesi kalmamış ama başı giderek genişleyen sağlıksız bir yapıya doğru dönüşüyor. Köyle yalnızca boşalmakla kalmıyor, yaşlı olan toplumda giderek tarımdan kopuyor. Köy bakkallarında yumurta ve ekmek satıyorlar. Yani Türkiye’yi beslemesi gerek kırsal yaşam giderek sorunlu bir alana doğru eviriliyor. Buna ilişkin bir mücadele pratiğimiz olmalı ama mücadele pratiği yetmez, meseleyi itiraz etmekten sayarsanız aslında başkasına iktidarı bırakmışsınız demektir. Tersine mesele iktidara talip olmaktır, kastettiğim siyasi iktidar değil yalnızca toplumsal iktidardır. Yani üretim ilişkilerini ben kuracağım, üretim güçlerini ben yeniden hamurlayacağım. Üretim araçlarına sahipliği ben yeniden düşüneceğim. Böyle düşündüğünüz zaman dünyanı başka bir yere doğru çeviriyor ve eviriyorsunuz demektir” ifadelerine yer verdi.

1980 yılında Türkiye’nin nüfusunun 44 milyon iken bugün 80 milyona yakın olduğunu kaydeden Günaydın, 36 yılda Türkiye aşağı yukarı her yıl 1 milyon nüfus arttırdığını ve bu nüfusunda daha artacağını kaydederek tarım ve gıda da sorunların aynı şekilde sorun göstereceğini kaydetti. Günaydın tarım ihracatına da değinerek şunları ifade etti; “biz dışarıya tarım ürünü satıyoruz. Yılda 1 milyar dolarlık tarım ürününü dışarıya     satıyoruz. Ancak bunun yanında 8 milyar dolar Türkiye tarımsal hammaddeyi her yıl dışardan alıyor. Yani Türkiye yılda 7 milyar dolar tarım ürünleri hammaddesi açık veriyor” dedi.  (BG)