Akhisarpress.com

 

Akhisarspor Taraftarlar Derneği Başkan Nihat Uz ve yönetim kurulu üyeleri, son hafta yaşanan Karabük maçındaki taraftarın yaklaşımları üzerine bir basın açıklaması düzenledi. 


Akhisarspor Taraftarlar Derneği Başkanı yaptığı açıklamada; “Eleştiri, Sabır & İstikrar ayrılmaz üçlüdür. Ancak bizim gibi okumadan genel olarak korkan toplumlar eleştiri diye yerme, hakaret, küfür, vs herşeyi yapmaktadır. Sabırları yoktur beklemeyi sevmezler hep tüketirler ve haliyle istikrarlı bir büyüme ya da gelişim yakalanamaz.


Eleştiri & Sabır üzerine


Eleştiri demek yapılan işe saygısızlık demek değildir. Kişisel hak ihlali olmadan yapılan işin hatalarının düzeltilmesini sağlamaktır.


Hakaret etmek, küfür etmek ve saygısızlık yapmak eleştiri kapsamına girmez ve bunu yapanlarda yetersiz insanlardır.


Başarının sırrı doğru eleştiri ve sabırla mümkün olmaktadır. Futbolda sabırsızlık sadece kısa vadede etkili oluyor. Başarılar bir maçla olmadı yıllar sürdü ve emek verildi. Bu emek verenlere yapıcı eleştirileriyle yardımcı olunmalı.


Dünyadan örnekler;


Alex Ferguson 1986 yılında Manchester United'ın başına geçti. Yıl 2012 hala aynı makamda ve Alex Ferguson ilk 6 sene hiçbir kupa ve şampiyonluk kazanamadı ama kulüp taraftar sadece eleştirdi ve kendini geliştirdi. Şu anda Manchester United dünya çapında bir kulüp. Alex Ferguson’a sonuna kadar güvenmiş bir camia bunu yarattı.


Diğer bir örnek Arsenal’in teknik direktörü Arsene Wenger . 1996 yılında Arsenal’in basına geçmiştir. Arsenal başarı olarak 3 lig şampiyonluğu dışında Manchester United kadar başarılı olamamıştır. Arsene Wenger Arsenal kulüp ve taraftarı tarafından hiç dışlanmamış ve gönderilmesi gündeme gelmemiştir.


Bir başka örnek biraz enteresan olacak ama Guy Roux tam 44 yıl Auxerre takımını çalıştırmıştı. 1 kez ligde 1 de şampiyonluk ve 4 Fransa kupası kazandıran Guy Roux kasaba takımını Avrupa standardına ulaştırmıştır. Auxerre 44 yıl boyunca kasaba kulüp ve taraftar hep bir bütün olarak bunları başarıyordu.


Johan Cruyf 1988 de Barcelona'nın basına geçiyordu ve total futbolun temellerini atıyordu. 2009’da Barcelona bunun meyvelerini toplamaya başlıyordu ve yıl 2012 Barcelona'yı rahat yenecek takım yok.


Ülkemizden örnekler;


Guiseppe Meazza ülkemizde teknik direktörlük kısa süre yapmıştır futboldan anlamıyor diye kovularak yollanmıştır. Guiseppe Meazza için İtalya’da bunu söylerseniz size gülerler işte türkiyedeki futbol kötüleme üzerine kurulmuştur. Bu arada İtalya 4 kez dünya kupasını kazanan bir ülkedir. Türkiye’nin sadece dünya kupasında yarı finali vardır.


Aynı şekilde Del Bosque İspanya Milli takımı ve Real Madrid’de başarılarını hepimiz biliyoruz. Del Bosque gibi bir adama Yeniköy kasabı ancak Türkiye’de söylenebilir ispanyada söylerseniz size deli derler.


Luis Aragones belki Türkiye’de başarılı olamadı ama ona söylenenler başarısızlığının önüne geçti. İspanya şu anda yıllarca üzerine çalıştığı total futbolun etkisiyle yenilmez armadadır. Türkiye ise total dedikodu ile meşhurdur.


Guss Hiddink 1990 yılında Fenerbahçe’ye PSV'den gelmiştir. PSV'de yarattığı efsane ile futbol otoritelerinin dikkatini çekmiştir. Guss Hiddink yönetiminde Fenerbahçe'de başarısız sonuçlardan sonra medya ve taraftar baskısı ile gönderildi. Hatta ileri gidilerek Hiddink mi PSV'yi yaratmış PSV Hiddink ile Fenerbahçe’yi kazıklamıştır yazıldı. Guss Hiddink Fenerbahçe'den sonra Valencia Hollanda Milli takımı, Chelsea, Real Madrid, Güney Kore gibi takımları çalıştırdı. Şimdi Hollanda'ya gidip Guss Hiddink futboldan anlamıyor diyecek futbol duayenlerimiz vardır.


1994 yılında Brezilya’yı şampiyon yapmış Pareirra Fenerbahçe'nin başına geliyordu. 1996 yılında Fenerbahçe'yi şampiyon yapıyordu. Aynı sene Parreira futboldan anlamıyor yavaş futbol oynatıyor deniyordu. Parreira sezon sonu sağlık sorunları nedeniyle deniliyordu. Halbuki adam eleştirilere dayanamamıştı. Şimdi Brezilyaya gitsek Parreira yavaş futbol oynatıyor ve futboldan anlamıyor desek bizi kovarlar sanırım.


1998 yılında Aziz Yıldırım’ın ilk hamlesi Joachim Low olmuştu. Daha takımın başına geçmeden stajer deniliyordu. Halbuki Joachim Low Stutgart ile Uefa finalini yaşıyordu Fenerbahçe’ye gelmeden o genç yasına rağmen. Ama muhteşem Türk basını Löyv'ü her zamanki gibi beğenmiyor. Oyunu okuyamıyor ve futboldan anlamıyor diyordu. Löw'ün o sezonu 2000 ruhunun en güçlü olduğu yıllardı ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu çalınıyordu. Maalesef Aziz Yıldırım Löw'ü göndermek zorunda bırakılmıştı. Hatta Low Almanya Milli takımının başına geldiğinde Alman medyasının eleştirilerden korkuyor musunuz sorusuna ben Fenerbahçe'de 1 sene çalıştım Alman medyasının baskısı bile Türk medyasının dedikodularından ağır değildir. Şimdi Almanya'ya gitsek ve bizim medyanın ağzından konuşsak gözünüz görmüyor mu demezler mi?


Jose Mourinho 2002 de Türkiye’de Fenerbahçe’ye gelecekken medya ve taraftardan çekinilerek bu olay gerçekleşmemiştir.


Maalesef ülkemize gelen bu futbol duayenleri bilinçsiz medya ve taraftar tarafından yok edilmiştir. Sonucunda kendilerine ödenen milyon Eurolar ve ülkemize ait kötü anıları olan insanlar olarak kaldılar.


Altık her mağlubiyette, her kötü sonuçta, her kaçan pozisyonda kötü tezahürattan vazgeçelim lütfen. Elimizde on numara insan Hamza hocamız varken bu sefer gelecek günler için Sabır diyelim...


Maçtan sonra haber altına yazılan yorumlar, sanal alemde yapılan yorumlar, futbolcuların yaşlarına atıfta bulunmalar, falanca neden oynamıyor demek doğru şeyler değildir. Dünyada birçok takımda yaşı 30'un üzerinde futbolcu vardır. Önemli olan futbolcunun takıma katkısıdır. Ayrıca çok para harcayıp transfer yapmak iyi bir takım olacağımız anlamına gelmemektedir. Yönetim ve Teknik heyet bu kadroyu kurdularsa bir bildikleri vardır. Alacakları kararlara ve tedbirlere saygımız vardır. Unutulmamalıdır ki 2011-2012 sezonunda bu takım ve teknik heyet bize şampiyonluk yaşattı ve bizi sokaklara döktüler. Akhisar Belediyespor bizim takımımız. Biraz şansızlık, biraz lige uyum süreci derken ligin başında takımlar oturuncaya kadar bunlar olağan durumlardır. Panik olmaya gerek yok. Sürekli puan kaybetmeyeceğiz. Bütün Akhisarlıları ve Akhisarspor ! uyum diyenleri Akhisar Belediyespor Yönetimini, Teknik Heyetini ve Fubolcularımızı desteklemeye, bu zor günlerde birlik ve dayanışmanın en güzel örneklerini göstermeye davet ediyoruz. Biz Akhisarspor Taraftarları Derneği olarak Yönetim ve Teknik heyet tarafından oluşturulan bu kadroya inanıyor ve güveniyoruz. Henüz kaybedilmiş bir şey yok. Yeşil Siyah renklere gönül veren taraftarlarımız bu takıma inansın. Akhisarspor Taraftarları Derneği olarak bizler her zaman elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Takımda gösterecektir. O yüzden taraftarlarımız karamsarlığa kapılmasın. Kimse kapılmasın. Ligde daha uzun biı süreç var. Takımımız iyi sonuçlar almaya gayret edecektir. Bıınun içinde taraftar olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız. Yaşanan bu olumsuz durumdan en kısa sürede çıkacağımıza yürekten inanıyoruz. Takımımız sahada, bizler tribünlerde bu lige renk katacağız....Buradan Akhisarspor takımının oyuncularına da bir şeyler söylemek istiyoruz...Amatörden süper lige yıllara meydan okuyan bu camiada adınızı tarihe altın harflerle yazdırmak istiyorsanız yapacağınız tek şey savaşmak. Yeşil Siyah çubuklu formayı giyiyorsanız başınız dik duracak, her türlü zorluğa göğüs gerecek her türlü sıkıntı ile başa çıkacaksınız. Bu formanın arkasında belki milyonlar yok ama binlerce mangal gibi yürekli taraftarlar var. Üç maç kaybettim diye üzülmeyin. Sizler iç sahada ve deplasmanda takım olarak hiçbir yerde yalnız olmayacaksınız. Bu yolun sonunda mutluluk var, başarı var. Size inanıyoruz, güveniyoruz. Son söz şunu söylüyoruz; KARANLIKTA TAKIMININ YANINDA OLMAYANLAR, AYDINLIKTA GÖLGE YAPMASINLAR.” Dedi.