Nejat Kabay Kimdir?
Manisa Spor Akademisi'nden mezun oldu. Futbol Antrenörlük Eğitimi'ni daha sonra Köln Yüksek Spor Akademisi'nde sürdürdü. Türkiye ve Almanya'da akademik eğitim yapan çok az sayıdaki Türk antrenörden birisidir. Antrenörlük eğitiminin yanı sıra, Almanya'da Profesyonel Futbol Direktörlüğü konusunda da eğitim yaptı. Tirespor, Altınordu, Manisaspor, Ankara Demirspor takımlarında futbol oynadı.
AKHİSAR BELEDİYESPOR NEDEN BAŞARILI?
Bu sezon, Ege takımlarının performansları genel olarak düşüktü. Süper Lig temsilcimiz Akhisar Belediyespor ise son yıllardaki istikrarlı çıkışını sürdürerek, Türkiye liglerinin örnek takımı olma yolunda çok önemli bir adım daha attı. Beklenenin çok üstünde başarılı sonuçlar alan Akhisarlı hemşehrilerimi tüm samimiyetimle kutluyorum! Küçük bir şehirde, sınırlı bir bütçe ve dar bir kadro ile neler yapılabileceği konusunda bütün Türkiye'ye ders veriyorlar. Bu dersi öncelikle İzmir ve Egeli teknik adamlar ile başkan ve yöneticiler görüp kavramalı.
EGE TAKIMLARI AKHİSAR'DAN DERS ALMALI
Peki Akhisar, son derece ekonomik ve sınırlı kadrosuyla nasıl bu kadar başarılı olabiliyor? Kendisinden birkaç kat pahalı ve geniş kadrolu büyük şehir takımlarına kafa tutabilmesinin sırrı nedir? Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor gibi markalaşmış takımlara karşı aldığı sonuçlar sadece bir rastlantı mı? Bütün bu sorulara cevap ararken; işe ekonomiden yani paradan başlayalım. Türkiye'de nedense bazı çevreler, futbolda başarıyı sadece harcanan parayla ölçüp değerlendirme yanılgısı içinde. Bunların arasında ne yazık ki başkanlar ve kulüp yöneticileri de var. Kulüplere bu bonkörlüğü yaptıranların başında da maalesef yeteneksiz, eğitimsiz, vizyonsuz ve sorumsuz tüketici antrenörler geliyor. Daha sezon başında tembel ve yeteneksiz hocasının, "Kadromuz yetersiz... Takviye yapmalıyız!.." afyonunu yutan başkan da; "Ben seni niye getirdim? Hoca değil misin? O zaman elindeki kadroyu eğit, çalıştır ve geliştir..." diyemiyor.
Hikayenin devamını çok iyi biliyorsunuz... Daha sezonun ilk haftalarında kıyımlar başlıyor. Hocalarından "Yetersiz ve yeteneksiz!.." damgasını yiyen futbolcular, daha ayağına top değmeden o takımdan bu takıma savruluyor. Ortada ne geçen yıldan bir iskelet kalıyor; ne de sağlıklı düşünüp işine konsantre olabilecek bir takım kadrosu ve de ekip ruhu. Göztepe, Karşıyaka, Buca, Altay başta olmak üzere; tüm Ege takımlarının son yıllarda yaşadığı başarısızlıkların temelinde işte hep bu temel yanlışlık yatıyor. Şampiyon olup Süper Lige çıkmayı hedefleyen Göztepe ve Karşıyaka gibi kulüpleri sıkıntıya düşüren en büyük neden budur mesela... Son üç sezonda kurup, bozdukları kadrolardan neredeyse 6 tane iyi takım çıkar!
BORUSSİA AKHİSAR BELEDİYESPOR!
Akhisar Belediyespor'u diğer Ege takımlarınden ayıran ve başarılı kılan en önemli fark, kadro devamlılığı ve istakrar olarak karşımıza çıkıyor! Akhisar kurmayları; Bank Asya'dan gelen iskelet kadroyu ısrarla koruyup; zaman içinde formasına saygı duyan ve işini ibadet gibi yapan özgüveni yüksek bir ekip yarattı. Böylece sürekli birlikte oynayan oyuncularla bir kadro istikrarı yakalandı ve Süper Lige damga vuran bir Akhisar ruhu ortaya çıktı. Evet; Akhisar Belediyespor'un başarısını irdelerken; kadro istikrarı, devamlılık, oturmuş takım oyunu ve ekip ruhunu ilk sıraya koyuyoruz.
İkinci önemli faktör ise, yabancı transferlerinde uygulanan doğru politika ve oyuncu seçimlerindeki isabet. Ligdeki takımların pek çoğu mümkün olduğu kadar isim sahibi ve olabildiği kadar pahalı oyuncu peşinde koşarken; Akhisar ekibi tercihini hep masrafsız, düşük bütçeli ve iş yapacak oyunculardan yana kullandı. Bu akıllı transfer politikası, 150 bin Avroluk Senegalli genç Niasse'den 5 milyon Avroluk süper golcü yarattı! Aynı senaryoyu son iki yılda Rodellega ile bir kez daha yazmayı başaran Akhisar yönetimi, muhtemelen bu oyuncudan da benzer bir transfer girdisi sağlayacak.
Ben Akhisar Belediyespor'u bu haliyle ünlü Alman takımı BorussiaMönchengladbach'a benzetiyorum! Düsseldorf ile Hollanda sınırı arasındaki küçük bir kasaba olan Mönchengladbach; futbol dünyası için dev bir isimdir! Netzer, Bonhof, Vogst, Simonsen, Heynkess, Mattheus gibi Dünya çapında yıldızlar yetiştiren bu Alman takımı; ayakta kalmak için hep yeni yıldızlar yetiştirmek ve bunları satarak kendini finanse etmek zorundadır. Son olarak 25.000 Avroya aldıkları MarcoReuss'u iki sezon sonra 25 milyon Avroya Borussia Dortmund'a satarak, önemli bir gelir elde ettiler.
UYUM, DAYANIŞMA VE AİLE HAVASI
Evet; kadro istikrarı ve devamlılıktan sonra, Akhisar mucizesini yaratan ikinci önemli faktör ise ekonomik ve kaliteli yabancı transferleri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu iki olumlu faktörü destekleyen üçüncü ve en önemli etken ise; Yönetim-Teknik Kadro-Futbolcu üçgeni arasındaki uyum, dayanışma ve düşünce birliği. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan Aile havası; takımın gerçek kapasitesinden sahaya çok daha yüksek bir randıman koymasını sağlıyor . Diğer takımlarla kıyaslandığında Süper Ligin en mütavazı ve sınırlı kadrosu gibi görünen bu ekipten, Akhisar takımı neredeyse yüzde yetmiş, yüzde seksenlere varan bir verim alıyor. Bu müthiş bir oran! Benzer bir tabloyu ben iki yıl önce LucienFavre ile takımı BorussiaMönchengladbach arasında görmüştüm. Bir de tabii ki JürgenKlopp ile Borussia Dortmund arasındaki Şampiyonlar Ligi finaline kadar uzanan efsanevi hikaye var.
ÖZETLEYELİM: Süper Lige çıktığı andan beri adeta mucizeler yaratan Akhisar Belediyespor'un başarısı kesinlikle bir rastlantı değil. Üreten, artı değer yaratan, eğitip geliştiren ve kulübün kasasını boşaltmayan Başkan ve yönetimlerden bahsederken; maalesef hep yabancı örnekler vermek zorunda kalıyorduk... İşte şimdi gözümüzün önünde Akhisar'da az para ile çok doğru işler yapan yerli bir kulüp örneği var! Umarım başta İzmir ve diğer Egeliler olmak üzere; tüm Türkiye takımları Akhisar Belediyespor gerçeğinden ders alırlar. Çünkü yağmalama politikası sadece kulüpleri ve takımları değil; sonuçta ayakta kalma mücadelesi veren Türk futbolunu da bitirebilir!
