1921 yılından beri ülkemizde kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınlar açısından pek bir şey getirmemiştir. Bugün hala ezilen ve her türlü zulme tabi tutulan yine kadın değil midir?

Evde, işte, yaşamın her türlü sosyal alanında ezilen ve horlanan kadın değil midir? İşgal edilen topraklarda daha fazla özgürlük ve demokrasi adı altında akıl almaz zulümlere maruz bırakılan yine kadınlardır. Hayatın her alanına baktığımızda kadın her sahada istismar edilmektedir. Bizim inancımız; Cenneti dahi anaların ayakları altına sererek kadına en büyük değeri vermiştir. Saadet Partisi olarak kadına yönelik her türlü baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşıyız. Elbette kadına yönelik şiddeti engelleyici tedbirler alınmalıdır.

Ancak yaşadığımız süreç göstermiştir ki, ne kadar kanun değiştirirseniz değiştirin, şiddet azalmak yerine artmaktadır. Bu yüzden biz diyoruz ki; asıl olan kanunları değil, zihniyetleri değiştirmektir. Bunun yolu da önce ahlak ve maneviyat diyerek vicdanlara manevi değerleri yerleştirmektir. Toplumun temeli aile, ailenin temeli ise kadındır. Kadının şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldığı bir toplumun sağlıklı gelişmesi mümkün değildir. Vahşi kapitalizm ve küresel sömürü sisteminin devam ettiği günümüz şartlarında bir gün değil, her gün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlansa, kadınlarımızın sorunlarına bir çözüm getirmemiz mümkün değildir. Bu sebeple, bu dünyanın yeniden Hak ve adalet merkezli yeniden dizayn edilmesi elzemdir.

Saadet Partililer olarak bizler, ‘Yaşanabilir Bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye’ idealimizin ardından ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulmasını hedef olarak önümüze koymuş durumdayız. Amacımız bugün çarkları arasında ezim ezim ezildiğimiz bu sömürü sisteminden kurtulmuş yeni bir dünya kurmaktır. Bu yeni dünyada, kadınlarımızda, hak ettikleri huzur ve saadete kavuşacaklardır. Saadet Partisi, kadın erkek ayırımı yapmayan, kadınımıza saygınlık kazandıran ve aileyi yücelten bir Türkiye’nin teminatıdır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile bir kez daha ifade etmemiz gerekir ki, gerçek manada saadet ancak Yeni Bir Dünya’nın kurulması ile mümkündür. Bunu da başaracak kadrolar ancak ve ancak Milli Görüş’çülerdir, Saadet Partililer’dir. Verdiğimiz bu kutlu mücadelede kadınlara da ciddi bir sorumluluk düşmektedir. O halde gelin, hep birlikte hak ettiğimiz, huzur ve refah içerisinde yaşayacağımız Yeniden Büyük Türkiye’yi kuralım, ardından Yeni Bir Dünya’nın temellerini atalım. 

Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya kadınlar gününü tebrik ediyorum.