Akhisar'da dün gerçekleştirilen gezi davası sonucu avukatlardan Bahadır Yenişehirlioğlu ile Milletvekili Özgür Özel'in yaşadığı diyaloga Özel'den cevap geldi.

İŞTE ÖZGÜR ÖZEL'İN BASIN AÇIKLAMASI

Akhisar’daki Gezi protestoları nedeniyle dün hakim karşısına çıkan 85 gencin duruşmasında yaşananlar ve orada yaptığımız bilgilendirmenin ardından yaşanan olaylara ilişkin olarak bazı hususların aydınlatılması gerekliliği doğmuştur.

BAHADIR YENİŞEHİRLİOĞLU DURUŞMA SÜRDÜĞÜ, ZABIT AÇIK OLDUĞU VE DURUŞMADAN ÇEKİLME İMKANI OLDUĞU HALDE SALONDA DURUŞMADAN ÇEKİLMEMİŞTİR

Gezi duruşmasında genç sanıklara destek olmak amacıyla gittiğimiz mahkeme salonunda gençlerin çoğunun avukatları bulunmadığını öğrendik. Daha sonra barodan otomatik bir sistem olan OKAS aracılığı ile avukat görevlendirmesi yapıldı.  Saat 09.00'da başlayan davada, iki saat sonra avukatlar atanmaya başlandı. Cep telefonlarına mesaj giden avukatlar salona gelmeye başladılar. Gelen avukatlardan bir tanesi salona girdiğinde bir anda tansiyon yükseldi ve adeta infial oluştu. Şaşıranlar, gülüşenler ve tepki gösterenler oldu. Salona giren avukat Bahadır Yenişehirlioğlu'ydu. Ben kendisini tanımıyordum. Tayyip Erdoğan'ın Akhisar'a geldiğinde evinde kaldığı, çocuğunun düğününde nikah şahitliği yaptığı, Akhisar'daki en güçlü savunucularından birisi olan bu kişinin gençlerin avukatlığına atandığını öğrendim ve sosyal medyadan bu durumu paylaştım ve bunun dışında o an için başka herhangi bir yorumda da bulunmadım. Bir tarafta Türkiye'nin en kudretlisi, diğer tarafta zekaları ve espri anlayışı dışında hiçbir şeyleri olmayan gençler, o gençlere de yine devletin en kudretlisinin en yakın dostlarından bir tanesinin avukat olarak atanması enteresandı.

Biz kendisinin davadan çekilmesini beklerdik.  Çünkü böyle bir davada, basında herkesin Gezi Davası olarak bir davada AKP’ye yakınlığı ile bilinmesinin yanında Gezi protestolarına en sert eleştirileri yöneltmiş, katılanlara sosyal medya üzerinden hakaretler yağdırmış bir avukatın sanıkları müdafaa etmesi düşünülemezdi. Ama Avukat Yenişehirlioğlu duruşmaya geldi, dava zaptına ismi yazıldı, dava sürdüğü ve bir kelime ile davadan çekilebileceği halde davadan çekilmedi. Gençlerden iki arkadaş Anıl Gökgöz ve Devrim Koçak avukatın Tayyip Erdoğan'la yakınlığı çok iyi biliyorlardı ve bu nedenle iki genç Yenişehirlioğlu'nun avukatlığını kabul etmediler. Dava bittikten sonra iki genç azil dilekçesi verdi. 

Tüm bu olayların ardından, basında bu olay “Gezi Davasına AKP’li Avukat” şeklinde yansıyınca kendisi duruşmadan çekileceğini söyledi. Oysa oradaki 100 kişi de şahittir, kendisi duruşma salonuna girdiğinde duruşma devam ediyordu, zabıt açıktı. Kürsüye yaklaşarak bir şeyler söylediğinde ise “acaba duruşmadan çekiliyor mu” diye düşündük ve bunu sorduk. Ancak duruşmadan çekilmediğini öğrendik. Bugün yayınlanan zabıtlardan da görüyoruz ki Baro tarafından kendisine görevlendirme yapılmış, kendisi bu bilgiyi öğrendikten sonra duruşma salonuna gelmiş, çekilecek fırsatı varken çekilmemiş ve hatta zabıtlarda da (Sayfa 9/ Anıl Gökgöz Savunması- Sayfa 10/ Devrim Koçak Savunması);  “Görevlendirilmem yeni yapıldı. Müvekkilim ile görüştükten sonra bir daha ki celse beyanda bulunacağız” demiştir. Böylelikle Avukat Bahadır Yenişehirlioğlu bu duruşmaya katılmış ve barodan atanan diğer tüm avukatlar kadar  görevini yerine getirmiştir. Duruşmanın ardından genç sanıkların avukatı istemediklerini beyan etmesi ve azledeceklerini söylemesi üzerine Yenişehirlioğlu gençlerle görüşmüş ve bunun ardından çekileceğini ifade etmiştir. 
 
Üstelik Baro Başkanını da arayarak konuyla ilgili tek taraflı bilgilendirme yaptığı da anlaşılmaktadır. Avukat Yenişehirlioğlu’nun duruşma salonuna girdiğinde bir cümle ile “çekiliyorum” demesi yeterli iken, zabıtlardan da görüleceği gibi orada bulunmuş ve duruşmadan çekilmemiştir. Üstelik uzun süre zabıt açık olduğu ve fırsat olduğu halde bunu yapmamıştır. 
Tüm Türkiye’nin Akhisar’da Gezi Davası’nın görüleceğini bildiği bir günde, Baro’dan “1. sıradasınız, uygun değilseniz kendinizi pasif konuma alın” mesajı geldiği halde sistemi pasife almayan, görevlendirmeler sırasında 1 tur bittikten sonra 2. Turda da sistemini aktif tutarak 2. bir görevi de aldığı anlaşılan, dava boyunca görevden çekilmeyen, ilk duruşmada avukatlık görevini yerine getiren Sayın Yenişehirlioğlu tüm bu hususlar basına yansıyınca Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayetçi olduğu iki genci savunan avukat konumuna düşmemek için paniğe kapılmıştır. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki; bütün bunlar ise nasılsa birazdan kapanacak olan bir duruşmada Sayın Bahadır Yenişehirlioğlu’nun devletten alacağı sanık başına 350 liranın peşine mi düştüğü sorusunu akıllara getirmiştir.  Bütün bunlar yaşanırken, benim olayları izlememem, Gezi Davasına Bahadır Yenişehirlioğlu’nun görevlendirmesine sessiz kalmam, tepki göstermemem ve sürecin geldiği noktada buna engel olmamam düşünülemezdi.

“ZEYNEL BALKIZ YENİ BİR AÇIKLAMA YAPACAĞINI İFADE ETTİ  ”

Baro Başkanı Sayın Zeynel Balkız’ın açıklamasını okuduktan sonra kendisi ile görüştüğümüzde ise Sayın Zeynel Balkız; kendisine olay aksettirildiğinde olayın tek taraflı dinlemesinin hata olduğunu, tek taraflı bilgilendirme ile bu açıklamayı yaptığını ve konuyu araştıracağını söylemiştir. Sayın Balkız daha sonra mahkeme başkanından mahkeme sürerken ve zabıt açıkken Avukat Bahadır Yenişehirlioğlu’nun salona girdiğini öğrenmiştir. Sayın Balkız yaptığımız görüşmede mahkeme zabıtlarını aldığını, bu zabıtlardan Bahadır beyin beyanın aksine duruşmada görev aldığının anlaşıldığını ifade etmiştir. Konuyla ilgili bugün yeni bir açıklama yapacağını ifade eden Sayın Zeynel Balkız’ın üyesine ve sisteme yönelik koruyucu ve aceleci refleksi hem duruşmaya katılan kişileri hem de şahsımızı üzmüştür. Bu konuda yapacağını bildirdiği yeni açıklamayı sabırsızlıkla beklemekteyiz. 
 SELÇUK ÖZDAĞ HAKARET VE İFTİRA İLE BİR YERE VARAMAZ. 

AYRICA BU TAVIRLARI İLE MANİSA’DA ALAY KONUSU OLDUĞUNU BİLMELİDİR.

KENDİSİNİ BİR DEĞİL TAM ÜÇ KEZ ÖZÜR DİLEMEYE DAVET EDİYORUM

Siyaseti hakaret etmek sanan, her konuda kendini gündeme taşımak için her türlü ucuz polemiğin parçası olan, böyle bir konuda gerçeklerin ne olduğunu bilmeksizin, “iftira, yalan” gibi kelimeleri dahi kolayca kullanan Selçuk Özdağ’ı çirkin siyaset üslubundan dolayı kınıyorum. Kendisinin bugün yaptığı açıklamaları bizler okuduk. Yukarıda olayın nasıl cereyan ettiğini anlatan açıklamamızdan sonra kendisini derhal özür dilemeye davet ediyoruz. Kendisi Avukat Bahadır Yenişehirlioğlu’nun duruşmada yer almadığını söylemiştir ama zabıtlarda her şey tüm çıplaklığı ile ortadadır. Öncelikle bu zabıtları okumasını tavsiye ediyoruz. Üstelik, bulunmadığı bir ortamda, konunun kendisi ile hiç ilgisi yokken Selçuk Özdağ neyin telaşına düşmüştür de, bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissetmiştir, anlamak mümkün değildir. 
Açıklamasında kullandığı “Vandal” kelimesi ise yakan, yıkan demektir. Ne ilginç bir durumudur ki konuşurken hemşerim dediği ve Akhisar’a gelip oy istediği gençlere bu kelimeyi kullanabilmiştir. Oysa bu çocuklar sadece ve sadece protestolar sırasında zekaları ile tepkilerini göstermişlerdir. Şimdi Sayın Özdağ’dan, şahsıma yaptığı hakaretlerden, doğru olmayan bilgileri kullanarak kamuoyunu yanıltmaktan ve Manisa Akhisar’ımızın 85 evladına ve tüm Türkiye’de bu eylemlere katılan gençlerimize yönelik Vandalizm lafını kullanmaktan dolayı 3 kez özür dilemesini bekliyorum. 

Kaldı ki, Sayın Özdağ her bulduğu konuya açıklama yapma huyundan vazgeçmeli ve bir an önce kendine çeki düzen vermelidir. Kendi partisinden arkadaşlarınca da bu tavrının alay konusu olduğunu,  dışardan geldiği için kendisini ispat etmeye göze girmeye çalışıyor” şeklinde Manisa’da sıkça konuşulduğunu da bilmelidir.