Milliyetçi Hareket Partisi Manisa Milletvekili Aday Adayı Ethem Karasoy, Soma MHP İlçe Teşkilatının düzenlemiş olduğu 18 Mart Çanakkale Zaferi Şehitleri Anma günü programına katıldı. 

Soma Belediye Düğün Salonunda düzenlenen programda konuşan Ethem Karasoy; “Çanakkale Zaferi, yedi asır boyunca üç kıtaya hükmeden büyük Osmanlının son zaferi, yeni kurulacak Türk devletinin de temellerinin atıldığı zaferlerden biridir. Batılılar, “Hasta adam” dedikleri Osmanlı Devleti’ne son darbeyi vurmak için yüklendiler. Zaferden emindiler. Önce boğazları geçecek, sonra da İstanbul’a gireceklerdi. Ama hesaplamadıkları bir şey vardı. Büyük Komutan M. Kemal ATATÜRK ve Türkün ölümsüz yüzü Mehmetçiğin kanıyla örülecek olan bir duvar, Çanakkale…

Savaş sadece topla tüfekle değil, büyük bir iman ve inançla yapılıyordu. Onlar bunu bilmedikleri için, zafere kesin gözüyle bakıyorlardı. Ama karsılarındaki, Türk milleti idi, Mehmetçik idi. Kolay kolay toprak bırakır mı? Her biri kanının son damlasına kadar savaşacak ve “Bu topraklar bizimdir, çekilin gidin!” diyecekti. 

Yoksa atalarına ihanet etmiş olacak ve on yedi kişiyle devlet kuran bir ulus, tarihe gömülecekti. Nitekim savaştılar ve büyük bir zafer ortaya çıktı. Bunun adı Türk’ ün Dünya’ ya verdiği ders, yani Çanakkale Zaferi. 

Çanakkale, insanlıktan soyutlanmış olanlara, Mehmetçiğin verdiği iyilik ve insanlık dersidir. Türk Milleti savaşta bile düşmanının bir insan olduğunu unutmadı. Düşmanlar, yaralı askerlerimize dahi silah sıkmaktan çekinmediler, bizse onların yarasını tedavi ettik, her yardımı yaptık. Yine de barbar olan biz olduk ama olsun dert etmedik bunu, çünkü biz Yunus Emre’ nin bana seni gerek seni deyişi gibi fani olan için değil, baki olan için yani, Yaradan için severiz ve Yaradan adına savaş veririz. Mantığımız şudur ki; Ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz. 

Tarihi şan ve şerefle dolu olan Türk milleti, Mehmetçik ile yine büyük bir zafer kazandı. 
Çanakkale, tarihi şan ve şerefle dolu olan bir ulusun kazandığı son zaferlerden biridir. 
Bu zaferin adı Çanakkale, mimarı Mehmetçik, temsilcisi de Türk milletidir.

Çanakkale deyince ruhuma, zihnime beş cihetten şu duygu ve düşünceler dolar. Bu duygu ve düşüncenin ana mihverinde Müslüman Türk’ ün vatan sevdası ve vatan aşkı içinde mücadele azmi vardır. 
Çanakkale’ yi ve burada yaşananları çok iyi özümsemek gerek.

Çanakkale, “mühür üstüne mühürdür.” 
Öyle bir mühür ki, “Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Malazgirt’ te, 
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın Diyarbakır, Adana, Konya, Kayseri ve Anadolu’daki birçok şehirde, Kutalmışoğlu Süleyman Şah oğlu Kılıç Arslan’ın Batı Anadolu’da, 
Osman Gazi’nin Söğüt ve Domaniç’te, 
Orhan Gazi’nin Bursa’da, 
Sultan 1. Murad’ın Edirne’de, 
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da vurduğu mühürler üstüne bir mühürdür.” 
Allah’ın izniyle topyekun bir Millet olarak, Çanakkale' de Albay Mustafa Kemal ile birlikte öyle bir mühür vurduk ki, bunu hala anlayamayanlar olsa da bu mührü kaldıracak güç daha anasından doğmuş değildir. 

Anadolu coğrafyası Allah' ın izni ve Peygamber Efendimizin yardımları ile Müslüman Türk Milletinin olarak ilelebet kalacaktır.Çanakkale, “künde üstüne kündedir”. Öyle bir künde ki, “Haçlıların sırtları, Malazgirt’ten bu yana yerden kalkamıyor”. Anadolu’da her defasında Haçlıların sırtı yere getirildi. Haçlı sahte pehlivanlar Kurtuluş Savaşı’nda gördüler en son kündeyi. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Görüyoruz ki bu aciz pehlivanlar hala daha pes etmiş değiller ve bu sefer tamamen kaçak dövüşüyorlar, hile ve desise de sınır tanımıyorlar. Milletimiz ise bugün için riyakârca davranarak yıllarca Müslüman – Türk Milletini kandıranların kıblesinin Kabe-i Muazzama değil Vatikan olduğunu ve bunların gerçek yüzünü görmeye başlamıştır. Türk bir kere kalktı mı ayağa, kabardı mı yörüğün ayranı temizlik bitmeden oturmaz gayrı yerine. Bunun içindir ki size sesleniyorum eyyy kıblesi belirsiz haçlı torunları; kabartmayın ayranımızı, taşırmayın sabrımızı, kılıcımızı kınından çıkarttırmayın, biz silahlarımızı gömdük lakin yerini unutmadık.

Çanakkale, “zafer üstüne zaferdir.” Öyle bir zafer ki, “Anadolu’da 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi’yle başlayan ve 29 Mayıs 1453’de İstanbul’un Fethiyle zirveyi bulan zaferler üstüne bir zaferdir.” Anadolu’da en son zafer, yine tevafukken bir 26 Ağustos sabahında başlamıştır. Haçlılar 26 Ağustos 1922’de Kocatepe Taarruzuyla ağır bir yenilgi yaşamışlardır.
Çanakkale, “destan üstüne destandır”. Öyle bir destan ki, “Anadolu’da Malazgirt’le başlayan destanlar içinde bir büyük destandır.” 

Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Pomağıyla Müslüman – Türk Milleti en son destanı Kurtuluş Savaşı’nda yazdı. Allah’ın izniyle biz destan yazmaktan usanmayız. 
Çanakkale, “umut üstüne umuttur”. Öyle bir umut ki, “Müslüman – Türk’ ün ruhunda yer alan vatan sevgisi, vatan aşkı ve vatan sevdasının sonsuza kadar devam edeceği noktasında en büyük umutlardan bir umuttur.” Bizim imanımız, bizim inancımız, bizim milletimiz, Vatan’ı en kutsal değer olarak görür. Canını verir, vatanını vermez. Temel esas budur. İşte bu temel esas doğrultusunda, 18 Mart 1915’te Çanakkale’de umutlarımız arttı. Anadolu’nun ebediyen Müslüman- Türk Yurdu olduğu noktasındaki umut ve inancımız Kurtuluş Savaşı’yla bir kez daha teyit edildi. Bu teyidi başta Haçlılar olmak üzere tüm Dünya artık anlamalıdır.

Çanakkale Zaferiyle alakalı bu duygu ve düşüncelerin başta Gençlerimiz olmak üzere, tüm Milletimizce bilinmesini, bu büyük ve şanlı zaferin zihinlerden, kalplerden asla silinmemesini dilerim. 
Çanakkale’de destan yazan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi, bu program vesilesiyle bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.” Dedi.