Akhisarpress.com - Son zamanlarda Türkiye gündemine damga vuran "Yolsuzluk ve Rüşvet" olayları Akhisar Demokratik Sol Parti (DSP) tarafından tepki gördü.

"AK Parti'nin AK'ı kirlendi" diyerek sözlerine başlayan parti meclis üyesi Mehmet Gündüz, ilçe başkanı Kadir Arat ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı basın açıklamasında; " Ülkemizin gündemindeki "Yolsuzluk ve Rüşvet" operasyonu ve süreç Türkiye'nin ve hükümetin ulusal ve Uluslararası ortamda itibarını yitirdiğin^ güvensizlik ortamı oluşturduğunu, bu nedenle Başbakan'ın derhal istifa etmesi ve acil erken seçime gidilmesi gerekmektedir. "Tarafsız bir hükümetin kurulması aksi takdirde artık meşru olmayan bir idare var" demektir.

"Son yıllardaki ihracat rakamları da yanlış olabilir, hayali olabilir. Çin üzerinden yapılan işlemlerin hepsini ayrı ayrı incelenmesi gerekiyor. Orada hayali ihracat ve kara para aklama işlemini yapan kurumlar var. Bunlara el konularak açıklanması gerekiyor. Ama Başbakan'ın bu şekilde paniklemesinin nedeni bu olayı çete suçlaması yapıp, cemaate yüklemeye çalışması yanlış. Delilleri karartmak için böyle davranıyor."

Bu yolsuzluk ve rüşvet trafiğinin Halk bankası üzerinden yapıldığı ortaya çıktı. Bunun için savcı ve polislere teşekkür edilmelidir. Durumun ortaya çıkmaması durumunda Türkiye'nin uluslar arası bankacılık sisteminden çıkarılma riski doğacaktı.

Para denetimlerini inceleyen MASAK'ın bir yöneticisi hemen görevden alınıyor. Bu hırs ve telaş niyedir? Başbakan'ın yolsuzluğun üzerine gidip adı geçen bakanları görevden alması gerekirken tam bir telaş içinde karşı atağa geçip yolsuzluğa adı karışanları koruma konumuna düşüyor. Hükümet kesiminin içinde bulunduğu rüşvet ve yolsuzluğun üzerine giden savcılardan, polislerden hesap soracağız diyor.

Basın mensupları dün itibariyle sansürlenmiştir. Bundan sonra emniyete girip görevlilerden haber alamayacaklar. AKP iktidarı ne yazmak isterse onu yazacaklar. Bu son derce yanlıştır.

Gezi olaylarında övündüğünüz "benim polisim", Ergenekon ve balyoz davalarındaki övündüğünüz "benim savcım" dediklerinizden şimdi hesap sorar gibi savcıları ve polis şube müdürlerini görevden alıyorsunuz. "Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan olsun" diyorsunuz ama bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarını kapatma telaşı içindesiniz. Vatandaş da haklı olarak "acaba Başbakan'ın ailesine kadar uzanacak mı?" kanısı uyandırıyor. Bu adı geçen Bakan ve çocuklarının teknik takibe takıldığı, fotoğraflandığı ortadayken sizin göreviniz bunlardan hesap sormaktır. Komplo, çete diyerek koruma yerine bırakınız emniyet güçleri her şeyi ortaya çıkarsınlar.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun Cemaat-Hükümet çekişmesi olarak lanse edilmesi manipülasyondur. Mademki iç çekişme vardı niye 11 yıl sustuğunuzu biz Demokratik Sol Parti'liler milletimiz adına soruyoruz. Hükümet görevden aldıklarına komplocu, çete diyor. Bu zamana kadar bunlarla beraber çalıştınız. Farkına varamadınız mı? Yoksa bilip de göz yumduysanız bu daha vahimdir.
Ben de Türk değilim" diyen vekilinizi eleştirdiğimizde millet iradesine saygılı olalım diyordunuz. Millet iradesiyle seçilmiş Zat'ın yetmez parlamento'dan da istifa etmesini istiyorsunuz. Bu millet iradesine aykırı değil midir?

Bugüne kadar hukuku dejenere eden, bozan, masum insanları, komutanları, aydınları, gazetecileri suçlarken kullanılan kavramları şimdi kendileri için kullanıyorlar. Mağdurları oynuyorlar. Demek ki hukuk herkese lazımmış. Cemaat ve AKP arasındaki kavga cemaat dershanelerinden yetişen gençlerin kendilerine 'Tabii" olmamalarından kaynaklanıyor.

Başbakan'ın deşifre edeceği bir şey varsa bugüne kadar sustu, sakladı. AKP bir siyasi partiden çok menfaat birliği aracılığıyla muhtelif insanların bir araya geldiği bir koalisyondur. "Görsel ve yazımsal basında gördüğümüz olaylar AKP koalisyonu içinde menfaat ve paylaşım kavgasıdır."

"Kimse AKP'nin komplo ile karşı karşıya kaldığını düşünmez ve buna artık inanmaz." Herkes olayları, tarihleri, ayakkabı kartonlarını, çikolata paketleri ve elbiseler içinde giden paraları biliyor."

Biz Demokratik Sol Partililer ülkemizde cereyan eden bu çirkinlikleri, karanlık güçleri, yetim ve fakir hakkı yiyen her kim olursa şiddetle kınıyor tarafsız yargı önünde bir an önce hesap vermelerini istiyoruz!

Bizim iki gücümüz vardır;"Halk ve Hak." dedi.