Özel Akhisar Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Gökhan Karadağ, mevsim geçişlerine bağlı olarak alevlenen alerjik nezle hakkında bilgilendiriyor.

“Alerjik nezle mevsim geçişlerine bağlı olarak alevlenir; ağaç, çiçek, ev akarları, ev tozları gibi alerjenlerin etkisi ile de ortaya çıkabilir.  Alerjik nezlenin, özellikle kuru iklimi olan bölgelerde burun akıntısı, hapşırık ve genizde kaşıntı gibi belirtiler gösterir. Alerjik rinitte alerjen solunum ya da gıda yoluyla alınır, tanınır, şifrelenir ve bir daha karşılaşılması durumunda organizma bunu kendisi için tehlikeli olarak kodladığı için hapşırıkla, akıntıyla burnu tıkayarak ve kaşıntıyı artırarak uzaklaştırmaya çalışır. Ailede genetik yatkınlık, sosyoekonomik düzeyin yüksekliği, siyah ırktan olmak, çevre kirliliği, evde hayvan beslenmesi, ailenin ilk çocuğu olma, evde sigara içilmesi, mamayla beslenme gibi iç ve dış etkenler alerjik rinit riskini artırmaktadır.” Dedi.

Opr. Dr. Gökhan Karadağ, alerjik riniti klasik olarak ikiye ayırmanın mümkün olduğunu belirterek, şunları söyledi: 

Eğer hastalık mevsimden mevsime ve bulunulan yere göre değişmiyorsa bu muhtemelen Perennial (yılboyu süren) alerjidir. Mite (ev tozu akarları), küf, sürekli temas edilen maddeler veya gıdalara karşı olabilir. 

Eğer şikâyetler mevsimsel bir ritim gösteriyorsa bu duruma “Mevsimsel alerjik rinit" denir. İlkbaharda çimenler ve sonbaharda yabani otlar alerjik rinitte etkili olur. Tanı, hastanın öyküsü ile konulur. Muayene ve laboratuvar testleri tanıyı doğrulamaya ve tedaviyi planlamada bir sonraki aşamadır. Mevsimsel alerjik rinitte nöbetler halinde hapşırık, bol sulu burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve ağız-damak ya da genizde farklı düzeylerde kaşıntı olur. Bu şikâyetler nazal mukozanın, alerjeni uzaklaştırma, organizmayı koruma isteğinden başka bir şey değildir. Yıl boyu süren alerjide burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı ön plandadır.

Alerjik rinitte tedavinin ilk aşamasının, alerjenlere karşı önlem almak ve alerjen olduğu düşünülen çevresel faktörlerden uzak durmak olduğunu da bildiren Opr. Dr. Gökhan Karadağ  “Alerjenler kişinin bulunduğu ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Alerji kesin olarak iyileşebilen bir hastalık değildir ancak iyi bir tedavi yaklaşımı ile kontrol altına alınabilir. Alerji tedavisi sabır ve sürekli doktor ilişkisi gerektirir. Alerjik rinitte medikal tedavi genellikle alerji varlığını gösteren belirtileri sona erdirecek "Antihistaminik" grubu ilaçların düzenli olarak kullanılmasıdır. İlaçlar kalıcı iyileşme sağlamaz ve yalnızca kullanıldığı sürece etki gösterir. Hastalığın tedavisinde altın standart olarak kabul edilen aşı, bazı hasta gruplarında kalıcı iyileşme sağlayabilir. Alerjiye eşlik eden burun problemleri; kronik sinüzit, burun kıkırdağı eğrilikleri, burun eti büyümeleri, burunda polip varlığı, burun çatısı problemleri gibi sorunlar öncelikle iyi bir kulak burun boğaz muayenesi ve gerekiyorsa cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir'' dedi. 

EN İLERİ VE GELİŞMİŞ TEDAVİ YÖNTEMİ: RHINOLIGHT

Günümüzde modern tedavi seçenekleri arasında en ileri ve gelişmiş yöntem olarak gösterilen "rhinolight" ile alerjik rinit tedavisinde başarılı sonuçlar alındığını bildirerek , ‘'Rhinolight, alerjik rinit tedavisinde en son ve yeni yöntemdir. Rhinolight, medikal fototerapi yani ışık tedavisidir. Özel kompozisyonlu (yüzde 70 görünür ışık, yüzde 25 UVA ve yüzde 5 UVB) ışın tedavisidir. Rhinolight ağrısızdır, anestezi gerektirmez, anaflaksi (en ağır alerjik reaksiyon türü) riski yoktur, güvenlidir. Hastanın durumuna göre haftada 3 seans uygulanır. Hastanın mevsimsel veya yıl boyu süren alerji tanısına göre tedavi planlanır. Burun içi örtüsünün bu özel kompozisyonlu ışığa maruz bırakılması alerjinin oluşturduğu bağışıklık cevap seviyesini düşürerek etki gösterir” dedi.

Ayrıca Karadağ, “Rhinolight yöntemi ile tedavi hastanemizde 2 yıldır uygulanmaktadır.  Bir çok memnun olan hastamız her yıl düzenli şekilde gelerek tedavilerini gerçekleştirmektedir” dedi.