KESK Dostluk ve Dayanışma Yemeği Emekli üyeler onuruna verilen yemek, Manzara Restaurantta düzenlendi.  Eğitim-Sen, Ses, Tüm Bel-Sen, Büro Emekçileri Sendikası’nın üyelerinin katılımlarıyla düzenlenen yemekte Eğitim Sen İlçe Temsilcisi Ramazan Dede konuşma yaptı. 


Dede konuşmasında; “KESK’e bağlı kamu çalışanları sendikasının değerli yöneticileri ve bu gecede birlikte olmayı yeğleyen siyasi parti ve demokratik sivil toplum örgütleri, hoşgeldiniz diyerek sözlerime başlamak istiyorum. 


Değerli dostlar!


Meclisteki 326 adet sandalyesine güvenerek, demokrasiyi çoğunluğun diktası sanan AKP iktidarına sesleniyoruz. 


Demokrasi, dört yılda bir seçimle işbaşına gelen hükümetlerin seçildikten sonra dilediği gibi hareket etmesi değildi. Demokrasi, oy çokluğuna dayanarak keyfiyet uygulamak da değildir. Demokrasi, aynı zamanda halkın önemli kararların alınma süreçlerinde; örgütlü güçlerinin katılmasıyla, seçilmiş hükümetlerin bu süreçlerde eleştiriye tahammül göstermesiyle, düşünce ve ifade özgürlüğünün, örgütlenme hakkının sınırlarıyla da ölçülür. Bu ölçülerde bihaber olduğunuzu biliyoruz. Sizde bilin ki; bizler her dediğinize, her yaptığınıza asla biat etmeyeceğiz.


Emek ve Halk düşmanı düzenlememelerimiz karşısında ne yapmamızı bekliyordunuz?


Eğitimin ve sağlığın piyasalaştırılıp, ticarileştirildiği, kamu bütçesinden ayrılan kaynağın her geçen gün azaltıldığı, mevcut eğitim ve sağlık sisteminin, hangi sorununu çözdünüz?


4+4+4 ile ilköğretimi bile paralı hale getiren, gerici, ırkçı müfredat içeriğini daha da dinselleştiren, çocuk gelinlerin sayısını artmasının önünü açan, çocuk işçiliğini yaygınlaştırarak sömürüyü artıran yasa teklifinize sessiz mi kalsaydık?


Sendika hak ve özgürlüklerimizi yok sayan, mücadeleci sendikaları bertaraf etmeyi amaçlayan Grevsiz; sahte sendika yasa tasarılarınıza boyun mu eğseydik?


İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz ve esnek çalıştırılmaya evet mi deseydik?


En temel demokratik haklarımızı kullandığımızda bile bizleri biber gazı, cop ve tazyikli su ile geriletebileceğinizi sanıyorsanız, büyük bir yanılgı içindesiniz. İnsanlık tarihi, zulüm ile iktidarını sürdürmek isteyenlerin, sonlarının hep aynı olduğunu göstermiştir.


12 Eylülle hesaplaşacağız diyorsunuz, öyle olsaydı 12 Eylül zihniyetine bu kadar sahip çıkmazdınız. 


12 Eylülle ancak onun muhatapları, mağdurları; yani bu ülkenin devrimcileri hesaplaşır. Evet, dün TBMM’ne gidip demokratik tepki ve taleplerimizi dile getirmemiz engellendi. Çünkü bizim copumuz, gaz bombamız, tazyikli suyumuz yok. Ama Türkiye’nin her yerinde saldırılarınızı lanetleyen milyonlar var. İnsanca bir yaşam isteyenlerin kararlı mücadelesi var. Bu saldırılarınız bu mücadeleyi daha da bilemekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.


AKP’nin büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı, onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğimiz bilinmelidir. KESK hiçbir zaman mücadelesine rehberlik eden ilkelerinden geri adım atmamıştır, taleplerini her koşulda kararlılıkla sürdürmüştür, hiçbir baskı ya da zorbalık; eşit, özgür ve demokratik ülke, insanca bir yaşam mücadelemizi engelleyemeyecektir. AKP iktidarının ülkemizin geleceği kendi siyasal ve ideolojik amaçları doğrultusunda şekillendirme girişimleri karşısında son sözü henüz söylenmemiştir. Çünkü sevgili Adnan Yücel’in dizelerinde de dediği gibi;


Düşlerin sonsuza koştuğu yerde, Sabrın çiçeklerini açtığı yerde, Asla kapanmaz yaşanan defter Çünkü tarihin en güzel yerinde,


Son sözü hep direnenler söyler. Zafer direnen emekçilerin olacak.


Saygılar sunar iyi eğlenceler dileriz” dedi. 


Gecede yemeğin ardından Eğitim-Sen, Ses, Tüm Bel-Sen, Büro Emekçileri Sendikalarından emekli olan üyelere plaketleri takdim edildi.