HALDUN AKYÜZ / ÖZEL RÖPORTAJI

Akhisarlıların Yunanlı ünlü armatör  Aristotle Onassis’in doğduğu ev olarak bildiği, Askerlik  Şubesi sokağı olan, Hashoca Mahallesi  10 sokak  No. 43’te bulunan 3 katlı  koruma altındaki binanın sahibi olan 85 yaşındaki Mihriye Yalazı, 14 yıl önce Onassis Vakfı tarafından alınmak istenen evi için verilen  3 milyon Euro’yu, “aynı sokakta bulunan Akhisar Askerlik şubesinde  Türk bayrağının dalgalandığı yerde yunan bayrağının bulunmasını, dalgalanmasını kabul etmedim” Diyerek evini  satmadı.

Mihriye Hanım ile  bu konuyu görüşmek içinde tarihi evinde Mustafa Özdemir ile ziyaret ettik. 4 evladının tek erkek olan  Nihat Yalazı ve “benim her şeyimle ilgilenen ve ihtiyaçlarımı temin eden” dediği torunu Pelin Demircan’ın bulunduğu söyleşimizde, sorularımızı  torunu Pelin ile birlikte cevaplandırdı.

Haldun AKYÜZ=Mihriye hanım sizinle iki aydır bir araya gelemedik. Ameliyatlar geçirdiniz.Geçmiş olsun. Şimdi nasılsınız.?

Mihriye Yalazı=Bir kaza geçirip, kalçamı kırdım. İki kez ameliyat oldum. Şansızlıkla yaşadık. Yaşım gereği de şimdi görünüş olarak iyi olmama rağmen, yürüme zorluğu çekiyorum.

H.A.=Sizin durumunuz ve yapacağımız söyleşi için torununuz Pelin ile devamlı görüştük. Bu arada sizin ve benim çok yakından tanıdığımız  2 yıl Akhisar’da Garnizon ve Hava Meydan komutanlığı yapan o zaman  Pilot Kurmay Albay olan sayın Cüneyt Kavuncu ile de sizle bir araya gelmek için fikir alışverişinde bulundum. Biraz  o konudan  bahseder misiniz.

M.Y.=3 kızım bir oğlum oldu. 3 kızım ve burada gördüğünüz oğlum var. Oğlumdan ziyadede onun kızı  torunum Pelin benim her şeyimle ilgileniyor. Ona minnettarım. Tüm Akhisarlılar bildiği gibi Onassis’in doğduğu yer olan,  içinde bulunduğumuz evi Tarım Kredi Kooperatif Müdürlüğü yapan, 1980 ihtilalında  Zeytinliova belediye başkanlığı da yapan 2004 yılında kaybettiğim eşim Cemal Yalazı aldı. Çağdaş bir kişiliği olan eşim evin Tapusunu da benim üzerime yaptı.  Çok güzel mutlu günler geçirdik burada. 13-14 yıl önce, Yunanlı Armatör Onassis adına kurulan  vakıf yöneticileri evimizi görmek  istediklerini ilettiler. Bir çok polis ve koruma ile geldiklerinde bayağı şaşırdık. Evi gezdirdik, aralarında Rumca konuşmalarından hiçbir şey anlamadık. Görünüşlerinden olumlu buldukları anlaşılıyordu. Meğerse gelenlerin arasında Yunanistan’ın İzmir Konsolosu da varmış.(Konuşurken heyecanlanan Mihriye hanım’ın yerine çok sevdiği torunu söze girdi.)

Pelin Demircan=Ben,babam ve halalarım Nalan,Nilgün ve Hatice’de  vardı. Evi görmeye gelenleri karşıladık. Babaannemin  dediği gibi evi gezdiler. Sonradan  Konsoloslukta görevli biri bize Türkçe olarak. Burasını Onassis Vakfı  değerlendireceğini, satın almak istediklerini ve önemli bir miktar olan 3  milyon Euro verebileceklerini   söyledi. Biz tüm aile fertleri ne yapacağımızı bilmeden, adeta şaşırdık. Tekrar irtibat kuracaklarını söylediler. (Yine söze giren  Mihriye  hanım)

M.Y.=Biz aile arasında değerlendirirken,  o tarihlerde  Garnizon Komutanı Olan  Cüneyt Kavuncu bey eşi  ile ziyaretimize geldiler. Milliyetçi, Atatürk, Çağdaş bir Türk subayı olan  Cüneyt bey bize bunun vatanı satmak ile eş değerde olduğunu, burada Yunanistan  bayrağının dalgalanacağını, aynı sokakta bulunan Akhisar Askerlik Şubesindeki Türk bayrağı ile Yunan bayrağının bulunmasının her Türk’ü yaralayacağını anlattı. Ben o kadar derinliğine düşünemediğim için, adeta uykudan  uyandım. Burada Yunan bayrağının dalgalanmasına kabul edemeyeceğimi inandım. Aracı olarak bazı sivil toplum örgütleri de araya girmesine rağmen, eşim ile birlikte  mutlu günler  geçirdiğimiz burasını Onassis Vakfına satmama kararını verdim. Bu yüzden  sayın Cüneyt Kavuncu başta olmak üzere herkese  çok teşekkür ederim.

H.A.=İçinde yaşadığınız, bu güzel tarihi evi bana biraz anlatır mısınız ? Gördüğün kadarı ile bakımının çok zor olduğunu ve çok masraflı olduğunu da görüyorum.

M.Y.=Bu sonunuza  sevgili torunum  Pelin cevap versin.

P.D.=Evet sizinde söylediğiniz gibi görüldüğü gibi, 3 katlı olan bu binanın, hem dışı hem de içinin günlük  bakımı ile çok eski tarihi bir bina olduğu içinde çok titiz ve kontrollü  bir bakıma ve korunması  gerekiyor. Ben  evli ve çoluk çocuk sahibi olmama rağmen, zamanımın büyük bölümünü babaannemin  yanında geçiriyorum. Hem onun ihtiyaçlarını, hem de son aylarda  geçirdiği iki ameliyat sonrası  bakımına büyük yardım yapıyorum. Tabii ki  evin de günlük bakımı, silinip süpürülmesinin yanında badana ve boya işleri de  var. Normal bir dairenin  bakımını en az 3-4 katında zaman ve masraf gerekiyor. Aile olarak elimizden geldiğince gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

H.A.=Bu dışı ve içi de çok güzel olan bu eviniz için gelecekte ne düşünüyorsunuz.?

   M.Y.=Çok önemli verilen bir para karşısında aldığım bu karara tüm çocuklarım  ve yakınlarım  saygı ile karşıladılar. Ülkemizin  ve tüm vatandaşlarımızın şartları belli. Çocuklarım, eşleri ve 9 torunumu da göz önüne almam gerektiğine inanıyorum.  Gönül isterdi ki şartı bir bağış yapabileyim. Fakat ailemi de düşünmek mecburiyetindeyim. Aklımdan geçen en önemli proje burasının bir Atatürk müzesi yanında, Akhisarlı şehitlerimizin eşyalarının sergilendiği bir yer olması ve halkın görmesi ve ziyarete açılmasının sağlanması beni ve tüm aile fertlerini sevindirir. Türkiye’de böyle çok önemli vakıflar ve sivil toplum örgütleri var. Günün şartlarına  göre ve yapılacak bir protokolle elde edebilirler. Örneğin  yerel yönetimin desteği ile aynı amaçla da değerlendirilebilir. Bildiğim kadarı ile Akhisar ve Ticaret ve Sanayi odası yıllar önce Deve Damı mevkiinde  buna benzen fakat bakımsız ve restore edilmesi lazım bir tarihi evi aldılar. Kültür Evi yapacaklarını  öğrendim.  Allah inşallah gönlümden geçtiği gibi değerlendirilir diye dua ediyorum.

H.A.=Başta siz hanımefendiye, torununuz  Pelin’e babası  Nihat beye, burada oldukları için, ve sizin kararınızı saygı ile karşılayan  diğer evlatlarınıza, eşlerine ve tüm aile fertlerinize bana ve sevgili kardeşim Mustafa Özdemir’e  bu imkanı verdiğiniz için çok teşekkür eder, sizlere sağlıklarla uzun ömürler diliyoruz.  

ARİSTOTLE ONASSİS KİMDİR?

A.ONASSİS HAKKINDA  ÇOK DEĞİŞK BİLGİLERE ULAŞILIYOR

ONASSİS HAKKINDA  GOOGLE ANA SAYFASINDA;

*20 OCAK 1906 TARİHİNDE İZMİR KARATAŞ’DA DOĞDU.

15 MART 1975 TARİHİNDE FRANSA’NIN BAŞKENTİNDE BİR HASTANEDEHAYATINI KAYBETTİ.
UZUN YILLAR TİCARET HAYATI, DENİZTAŞIMACILIĞI VE DÜNYANIN EN ÖNEMLİ ARMATÖRÜ OLAN  ONASSİS 1959-1968 YILLARINDA YİNE DÜNYA ÇAPINDA SOPRANO MARİ  CALLAS  İLE HAYAT ARKADAŞLIĞI YAPTIĞI. 1968-1975 YILLARI ARASINDA DA  AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ BAŞKANI, SUİKASTA UĞRAYAN KENNEDY’İN EŞİ JAGUELİNE İLE EVLENDİĞI. BELİRTİLİYOR.

*YİNE BİR BAŞKA GÖRÜŞ VEYAZILARA GÖRE, 19.YY, DA KAPADOKYA BÖLGESİNDE TİCARET YAPMAKÜZERE AKHİSAR’A GELEN HIRİSTO ADINDA  BİR RUMUN TORUNU OLDUĞU BELİRTİLİYOR. BABASININ KONYADALİS’İN  ŞEHİT TEĞMENTAHİR ÜN CADDESİNDE, ŞİMDİKİ  ŞEHİR PASTANESİNİN BULUNDUĞU YERDE TİCARET YAPTIĞI HATIRI SAYILIR BİR MAL VARLIĞINA ULAŞTIĞI YAZILI OLARAK ÖNÜMÜZE ÇIKIYOR. İSTİKLAL  SAVAŞINDA  ONASSİS’İN YUNANİSTAN’AGİTTİĞİ, YUNANİSTAN’DA  TÜTÜN TİCARETİ YAPTIĞI SIRADA,  ARJANTİN’DEN ALDIĞI BİR DAVET ÜZERİNE ORADA ÜNLÜ BİR ARMATÖRÜN  KIZI İLE EVLENİP AMERİKA’YA YERLEŞİYOR. 

*AKHİSARLILARIN DİLLERİNDEKİ BİR HİKAYEYE GÖRE DE: AKHİSAR’DA  YAŞANAN BİR YANGINDA AKHİSARLI KARAOSMANOĞLU AİLESİNDEN DESTİNA HANIM BİR TÜRK ASKERİNİN YANINDA YANGINDA BULUNAN MARİA İSİMLİ4-5 YAŞLARINDA  BİR KIZ ÇOCUĞUNUEVLAT EDİNİR. KIZIN ELİNDE BULUNAN ÇIKIN TABİR EDİLEN TORBADA AİLESİNDEN BİR KAÇ  MEKTUP VARMIŞ. KIZ AİLENEN BİR PARÇASI OLMUŞ VE MAKBULE ADINI ALMIŞ. MAKBULE’NİN ONASSİS’İN KIZ KARDEŞİ OLDUĞU SÖYLENİYOR. MAKBULE DAHA SONRA  AKHİSAR YANGIN MÜDÜRÜ İLE EVLENİR. BİR KIZLARI OLUR. ONASSİS 1950 YILLARINDA KARDEŞİNİ BULMAK İÇİN OLİMPİC HAVAYOLLARI GENEL MÜDÜRÜNÜ    GÖREVLENDİRİR. İSTANBUL’DA BULUŞURLAR. MAKBULE HANIM TÜRK OLDUĞUNU VE YAŞAMINDAN  MEMNUN OLDUĞUNU BELİRTİP YUNANİSTAN’A GİTMEYİ RET EDİYOR.

NOT=BU BİLGİLERİN DIŞINDA ÇOK DAHA BİLGİ VE HİKAYELERİN DE OLDUĞU, ARAŞTIRMACILAR TARAFINDAN DİLE GETİRİLİYOR.

RESİMLERDE YAPILAN GÖRÜŞMEDEN DEĞİŞİK KARELER. MİHRİYE  YALAZI, OĞLU  NİHAT YALAZI VE TORUNU PELİN DEMİRCAN.

RÖPORATJIN VİDEOSU: