Akhisar ilçe emniyet müdürlüğü sivil ekipleri tarafından "O Hal" olduğu için yürüyüşe izin vermediler. 
Basın açıklamasını 8 Mart Kadın Dayanışma Derneğinden Dilek Aykız okudu. 
Dilek Aykız'ın okuduğu basın açıklamasının tam metni;

BASINA VE KAMUOYUNA
KELEBEKLER ÖLDÜRÜLMESİN
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Mücadele Ve Dayanışma Günü.
25 kasım, bundan tam 48 yıl önce, Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı özgürlük mücadelesini yükselten Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün a tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utan gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür.
Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının KELEBEK olmasından dolayı; “KELEBEKLER” ADIYLA ANILIRLAR VE katledildikleri 25 kasım tarihi 1981 yılında Latin Amerika kadın kurultayında alınan bir kararla "KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLAR ARASI MÜCADELE GÜNÜ” olarak kabul edilir. 1981 deri bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar efsaneleşen bu üç kelebeğin tutuşturduğu ateşi harlıyor.
25 kasım, insanlık tarihinde kadınlara yönelen, alçak, vahşi bir şiddetin, bir insanlık ayıbının, bir utancın yıl dönümü olduğu gibi aynı zamanda kadınların erkek egemen toplumsal şiddete karşı duruşunun, kadın dayanışmasının ilmek ilmek örülmeye başlandığı şanlı bir yıl dönümüdür...
Kadınlar yaşamın her alanında cinsel kimliklerinden ötürü şiddete maruz kalmaya devam ediyorlar. Kadınlara uygulanan şiddetin sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde bugün bile vahşet düzeyinde devam ettiği raporlarla, haberlerle doğrulanıyor. Kadınlar evde, iş yerinde, sokakta şiddetin tüm biçimleriyle (fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik vb. ) karşı karşıya kalmaktadır. Kadını cinsel meta olarak gören ve toplumsal yaşamın her alanında kitlelere bunu pompalayan genci ideolojisinin etkisiyle yaşanan cinsel şiddet oldukça ürkütücü boyuttadır.
2016’nın ilk 10 ayında erkekler 220 kadın öldürdü, 65 kadına tecavüz etti; 104 kadını taciz etti, 352 kız ÇOCUĞUNU cinsel istismarda bulundu. Son beş yılda 231 bin 648 çocuk gelin edildi.
Kadın bedeninin bir cinsel obje olarak neredeyse her alanda kullanılması. kız ve erkek çocuklarının küçük yaştan itibaren cinsiyetçi toplum rollerinin sınırlarına hapsedilmesi, geleneksel kadınlığı yücelten erkek otoritesini sarsılmaz bir kale gibi sunan dizilerin ve yoğun şiddet, linç kültürünün bombardımanı gibi günlük olarak karşılaştığımız olaylar kadın karşıtı atmosferin ta kendisidir.
Her geçen gün artan yoksulluk, işsizlik, kadınların evde sokakta işyennde uğradığı şiddeti arttırıyor. Sokakların her geçen gün daha fazla şiddet yüklü olması kadınların duvarlar arasında yaşamasına neden oluyor.
HİÇ BİRŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK...
Kadına yönelik şiddete, eşitsizliğe karşı ayaktayız, alarmdayız. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Nerde bir kadın eziliyorsa, nerde kadına ve çocuklarımıza yönelik, cinsel istismar varsa, şiddet varsa, katliam varsa, savaş varsa, haksızlık varsa, sömürü varsa, zulüm varsa, taciz, tecavüz varsa emin olun ellerimiz yakanızdadır.
Dünyada şiddet artmaya devam ettikçe, dayanışmamızda artacak...
“şimdi kelebekler zamanı” biz kadınlar her birimiz birer “kelebeğiz” unutmayalım ki kelebekler kanat çırparak yol alırlar. Yalnızca 25 kasımlar da 8 martlarda değil gün gün ve her gün kanat çırptıkça özgürleşeceğiz. Hayatın içinde varız diyebilmek için, eşit ve özgür bir yaşamı ellerimizle kurabilmek için, bugünden yarına tüm haklarımız için insanca yaşam için, kadın olarak var olmak için, Artık yeter diyoruz.
                  “YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI, YAŞASIN MÜCADELEMİZ”
                                   AKHİSAR DEMOKRASİ PLATFORMU