Akhisar Demokrasi Platformu 31 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Parkında çıkan olayların 1. yılı nedeni ile Aklhisar Tahir Ün caddesinden Akhisar Kaymakamlığına kadar yürüyerek anma eylemi gerçekleştirdi.

Akhisar Demokrasi Platformu kendi cümleleri ve ayrı olarak Taksim Meydanı olarak Gezi Parkı olaylarının 1. Yılı nedeni ile basın açıklaması yaptı.Yapılan açıklamanın ardından yaklaşık 200 kişilik grup AKhisar Kaymakamlığı bahçesinde oturma eylemi gerçekleştirdi.Yapılan Açıklamaların tam metinleri ise şöyle;

Haziran İsyanı'nın üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıl Tayyip Erdoğan diktatörlüğüne karşı ayağa kalkan Türkiye halkları için umut, cesaret, dayanışma ve direnişle, Erdoğan için ise korkuyla doluydu. Halk sokaklarda direnmekten vazgeçmedi, direniş sürüyor

Saldırganın geri çekilmediği, sırtının sıvazlandığı, “benim polisim” diyerek kollandığı bir durumda saldırıya uğrayanın sokaklardan çekilmesi, yeni saldırılara davetiye çıkaracaktır. Bugün 7’den 70’e halk sokaklarda özgürlük türküleri söylemeye devam edecektir.

Direniş sürecinde ortaya çıkan hiçbir talep karşılanmış değildir. Ne Gezi Parkı’ndaki yağmadan geri adım atılmış ne kent meydanlarının halkın özgürce kendini ifade edeceği alanlar olduğu kabul edilmiş ne de ölen arkadaşlarımızın sorumluları hesap vermiştir. Türkiye çapında halk sokaktadır. En vahşi saldırılara rağmen yoksul mahallelerin sokakları, kent meydanları dolup taşmaktadır.

Bu hareketin tüm renkleri polisin vahşi saldırısı altında bir adım bile geri atmazken birbirini tanıdı. Bu halkın farklı renkleri, “Devrim televizyonlardan yayımlanmıyor” iken düşeni kaldırdı, gaz bombasını sahibine iade edip birbirini kolladı, birinin nefesi kesildiğine diğeri elinde limonla ona koştu.

AKP’nin telaşının ve saldırganlığının nedeni bu bütünleşmedir. Bu nedenle sürekli olarak eylemcileri bölmeye yönelik hamleler yapmıştır. Mezhepçiliği kaşımış, inanç istismarı yapmış, Kürt gençlerin direnişteki varlığını Türk gençlere, Türklerin varlığını da Kürt gençlere işaret ederek bölücülüğe sarılmıştır. îsyanm çok farklı renklerini birbirine karşı kışkırtma stratejisi bugüne kadar tutmamış, bu nedenle polis şiddeti eşliğinde bu ayrımları derinleştirme çabasına yönelmiştir. AKP’nin tek amacı Gezi Parkı’ndaki eylemlere yönelik vahşi saldırıların ardından AKP faşizmine karşı tüm ülkeye yayılan büyük isyanı bastırmaktır. B öylece iktidarın gücünü daha da sağlamlaştırmayı hedeflemektedir.

Manipülasyonla, AKP patentli muhataplarla, medya yalanlarıyla bu halk direnişini bölemezsiniz. Çünkü bu halk, sokaklarda eşit, özgür, kardeşçe bir dünyayı Türkü, Kürdü, Ermenisi, Alevisi, Sünnisi, inananı, inanmayanı hep birlikte örmeyi başardı! Bu halk artık kime güveneceğini kimin sözüne inanmayacağını biliyor! Bugüne kadar omuz omuza direnenler, bugün de birlikte direniyor.

VE AKP FAŞİZMİNE KARŞI YÜKSELEN BU DİRENİŞ HALKIN EŞİTLİK-ÖZGÜRLÜK-DEMOKRASİ TALEPLERİ KARŞILANINCA YA KADAR; GEZİDE, ROJOVADA, SOMADA KATLEDİLEN DOSTLARIMIZIN HESABI SORULMADAN BİTMEYECEKTİR.

BİLİYORUZ Kİ KORKTULAR, TİTREDİLER VE HALKIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİYLE YIKILACAKLAR.
AKHİSAR DEMOKRASİ PLATFORMU



Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere yaşam ve yaşam alanlarımıza müdahale ederek topluma dayatılan projelerin gerçekleştirilmesi uğruna etik, bilim, teknik ve hukuk tanımaz iktidarın ısrarlı çabaları, 27 Mayıs 2013 tarihinde amansız ve hukuksuz bir şiddete dönüşmüştür.

Taksim Dayanışmasının “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşmiş; 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren ülkenin dört bir yerine yayılarak yepyeni ve evrensel bir boyut kazanmıştır.

Gençlerin yaratıcı zekâsı, annelerin kucaklayan şefkati, işçilerin emekten gelen gücü, kadınların gür sesi, LGBTİ bireylerin biz de varız çığlığıyla büyüyen “Gezi Direnişi”, ülkemiz toplum, kent ve demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak onurlu bir iz bırakmıştır.

Ancak iktidar, dünyaya örnek olacak bu dayanışma ve direnişten hala korkmakta, “Geziciler” olarak bizi dillerinden düşürmemekte; yolsuzluklarını, cinayetlerini katliamlarını unutturmak için hukuksuz polis şiddetini teşvik eden, adaletsizlik ve cezasızlıkla cesaretlendiren politikalar eşliğinde ülkemizi ciddi bir gerilim ortamına sürüklemektedir.

Bu nedenle ülkenin neredeyse bütün meydanları, parkları, mahalleleri ve kentleri abluka altına alınmakta; 300’den fazla emekçinin hayatını kaybettiği Soma Katliamı'nın yasını tutmamız,1 Mayıs Emek ve demokrasi bayramını kutlamamız, 8 Mart Dünya Kadınlar günü meydana olmamız, akıl almaz polis şiddetiyle kaybettiğimiz çocuklarımızın cenazesinde bile bir araya gelmemiz engellenmektedir.

Ancak bilinmelidir ki; muktedirlerin çaresizliğinin ve korkaklığının göstergesi olan bu kirli politika, şiddet ve adaletsizliğe karşın bizler; en yalın, en çıplak ve en haklı halimizle; bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir aradayız ve meydandayız...

Taksim Dayanışması olarak taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmediğimizi tekrar hatırlatmak için 31 Mayıs’ta Taksim’de, meydandayız!

Biz milyonlarca inşân, onlarca ayrı dille, sesle, renkle bir aradayız: meydandayız!

3-5 ağacımızla, arzumuzla, fikrimizle, insan olma hasretimizle, umudumuzla, direnişimizle, birlikte nefes aldığımız her yerde, meydandayız!

Katliamlarınıza, yolsuzluklarınıza isyanımızdan, yağmaladığınız kentlerimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza, bütün ortak değerlerimize sahip çıkmamızdan korkup kapattığınız meydanlar için meydandayız!

Bizler; işçiler, işsizler, emekçiler, güvencesizler, göçmenler, öğrenciler, halklar, görmezden geldikleriniz.. Görüyor musunuz, biz meydandayız!

Durmadığımız, sessiz kalmadığımız, boyun eğmediğimiz için; fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, plazalarda ölümüne, güvencesiz, sendikasız, taşeron çalışmayı gün be gün daha da şiddetle reddettiğimiz için; yaptıklarınızın üzerini örten medyanıza güvenmediğimiz, adaleti bizleri cezalandırdığınız mahkemelerinizde bulamadığımız için her yerdeyiz. Meydandayız!

Bizler ürettiklerimizle, mahalle evlerimiz, fabrikalarımız, bostanlarımız, forumlarımızla, yarattığımız yeni renklerimizle, sizin yok ettiklerinize karşı var ettiklerimizle, adaletimizle meydandayız!

Bizler, ETHEM, ALİ İSMAİL, MEHMET AYVALITAŞ, MEDENİ, HAŞAN FERİT, AHMET, ABDULLAH, MEHMET İSTİF, FADİME ANA, BERKİN ELVAN, UĞUR KURT, AYHAN YILMAZ ve SOMA’DA KAYBETTİĞİMİZ CANLAR için meydandayız!

WALL STREET'TEN SİNTAGMA’YA PUERTA DEL SOL’DAN TAKSİM’E, meydandayız! 31 Mayıs’ta meydandayız!

Ankara’da meydandayız, İzmir’de meydandayız; Antakya'da, Eskişehir’de, Bursa’da, Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, ülkenin dört bir yanında, meydandayız!'dedi.