Tahir Ün Caddesi üzerinden öğretmen evi önüne kadar yapılan yürüyüşe Eğitim-Sen üyeleri de destek verdi. Yürüyüş eylemi sonrası basın açıklaması okundu. Basın açıklaması şu şekilde;

Ortadoğu’ da yıllardır emparyalistler tarafından desteklenen ve Ortaçağ karanlığının 21. yüzyıldaki en acımasız temsilcisi olan eli kanlı IŞİD çetelerinin Kobane’ye yönelik saldırıları yoğunlaşmış, binlerce insan yeni bir katliam tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Yüzyıllardır, bir arada kardeşçe yaşayan farklı kimlik, inanç ve mezhepten hakları karşı karşıya getirme politikalarının somut bir ürünü olarak ortaya çıkan IŞİD, bugüne kadar yüzlerce insanı canice öldürmüş, mazlum halkları kıyımdan geçirmiş, kendisine biat etmeyen herkesi katletmiştir.

Ortadoğu’da yaşayan Araplara, Kürtlere, Türkmenlere, Ezidilere ve Müslüman olmayan azınlıklara yapılan her saldırı, her katliam, açıkca insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suçtur. Bölgede yıllardırsürdürülen ayrımcı ve mezhepçi politikalardan güç alan IŞİD çetelerinin herhangi bir dış destek almadan bu kadar hızlı ilerlemesi, Türkiye sınırlarına dayanması mümkün değildir. Bugüne kadar katliamcı IŞİD çetelerini besleyip, destekleyenlerin, başta AKP olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan ve önümüzdeki günlerde yaşanması muhtemel katliamların ve acıların bir numaralı sorumlusu olduğu açıktır.
Ortadoğu’da yaşayan hakların yaşadıkları yerleri, yaşam biçimlerini, yaşam biçimlerini, çocuklarını, eşlerini ve canlarını IŞİD gibi acımasız bir vahşi örgüte karşı olmak, aynı zamanda emperyalist güçlerin savaş ve işgal planlarına karşı olmak demektir. Halkların kardeşliğini ve demokratik-laik geleceğini savunmak anlamına gelecekti.

IŞID’in Kobane’ye yönelik saldırıları ve katliam girişiminde saatlerin dahi önemli olduğu zamanlar yaşanırken, AKP Hükümeti’nin ve ‘koalisyon güçleri’nin takındığı tutum utanç vericidir. IŞİD’in tankların da aralarında bulunduğu ağır silahlarla saldırdığı Kobane Türkiye’deki hastanelere onlarca yaralı getirilirken, yaşamını yitirmiş çok sayıda kişi de getirildi. Bu yaşananlardan başta AKP hükümeti olmak üzere, IŞİD’in ortaya çıktığı koşulları hazırlayan, onu besleyip büyüten ve katliamlarına yol veren tüm güçler sorumludur. ABD’nin başını çektiği ‘koalisyon güçleri’, günlerdir görüldüğü gibi İŞİD‘i durdurmayı amaçlamayan ve kendisini kurtarıcı olarak göstermeye yönelik tavşana kaç tazıya tut tarzı iki yüzlü bir politika izliyor. Türkiye Hükümeti ise, Kobane halkının kendilerini savunmak için intihar saldırılarına dahi başvurmak durumunda kaldığı günlerde, IŞID’e müdahalesini ‘Esad ile mücadele’ amacına ve Şam’ın düşürülmesi hayaline bağlıyor. AKP hükümeti Ortadoğu’daki kirli savaşa ortak olmak ve aktif rol almak için savaş teskeresini çıkarmıştır. Savaş teskeresinin faturası yoksul halkımıza ödettirilecektir. Savaş tezkeresi derhal geri çekilmelidir.

Bugün yaşanan manzara şudur: İŞ İl) Kobane‘ye saldırıyor, Türkiye hükümeti de dört bir yanda alanlara çıkarak ‘Kobane’ye saldırmayın’ diyenlere saldırıyor. Muş’un Varto ilçesinde halka gerçek mermiyle saldıran polisin, kitlenin üzerine ateş açması sonucu 25 yaşındaki Hakan Buksur'un kafasından vurularak öldürülmesiyle başlayan olaylarda şu ana, kadar 22 kişi hayatını kaybetti. Hükümetin, emniyet güçlerinin ve destekçileri olan basınının el birliği ile demokratik eylemlere karşı uygulanan sistematik devlet şiddetini gizleme gayretleri ise dikkat çekicidir. Hükümetin Kobane’yle dayanışma eylemlerini kendisi için bir ”iç tehdit"  olarak görmesi ve sokağa çıkan, sesini duyurmak isteyen yurttaşlara saldırmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bizler, hükümeti, laikliğe karşı karanlığı temsil eden IŞİD destekçiliğine derhal son vermeğe çağırıyoruz. Hükümeti, IŞID’e verdiği destekten vazgeçirecek olan kuşkusuz ancak halklarımızın mücadelesi olabilir. İşçi ve emekçileri, demokrasiden yana bütün güçleri ve vicdan sahibi her insanı IŞID’in katliamlarını durdurmak ve Kobane ile dayanışmak için sokağa, mücadeleye çağırıyoruz.


Akhisar Haber, Press Haber