Akhisar Çevre Gönüllüleri, Belediye hizmet binası önünde basın açıklaması yaptılar. Gönüllüler adına Mehmet Akif Eaksezgin, taş ocağının hemen yanında bulunan Moralılar köyü sakini 73 yaşındaki Fahrettin Korkmaz, Manisa Barosuna bağlı Avukat, Salih Çevre Derneği Başkanı Seçil Ege, birer konuşma yaptılar.
Avukat Seçil Ege, taş ocağı şirketinin, bu güne kadarki çevreye her geçen gün artarak zarar verdiğini ve genişlediğini belirttiği konuşmasında, “Yasalara aykırı hareket edilmiştir. Tüm detayları ile hazırladığımız dosyamız ile Akhisar Çevre Gönüllüleri ile iş birliği içinde hukuk yollarına en kısa zamanda baş vuracağız. Haklıyız. Çevredeki tarım alanları zarar görüyor.” Dedi.
Akhisar Çevre Gönülleri de yaptıkları basın açıklamasını okuyan Mehmet Akif Aksezgin, “Kentimizde yıllardır faaliyette bulunan taşocağı ile ilgili ortaya çıkan yeni bir durumla ilgili olarak bilgi paylaşımı yapmak amacıyla buradayız.Yıllardır çevreye,tarım alanlarına ve yerleşim yerlerine verdiği zararlarla işini bitirip gideceğini düşündüğümüz şirketin,valilik kararıyla verilen alan genişletme onayıyla daha büyük bir doğa katliamına hazırlandığını öğrendik. 800 Dekar Alanda 3225000 ton/yıl kapasite ile çalışmak için izin almanın anlamı KARAHÖYÜK DAĞININ tamamen yok olması demektir.Bunun yanında bu kadar büyük bir kapasite ile çalışılması demek,çevreye olan zararın katlanarak artması,etraftaki yerleşim alanlarının yaşanamaz hale gelmesi demektir.Gözlerini kar hırsı bürümüş şirketlerin doğaya ve çevreye dönük bu saldırılarının nasıl bir yok oluşu ortaya çıkaracağını biz Kaz dağlarındaki katliamda gördük. Aynı yerde direnişin,dayanışmanın bu katliamları durdurmanın tek yolu olduğunu da gördük. Direnişin nasıl büyüyebileceğini, kamusal,ortak yaşamsal alanlarımıza dönük saldırıların,kentin bir araya gelmiş kamusal gücüyle durdurulabileceğini Çanakkale Belediyesinin direnişi sahiplenme kararlılığıyla yeniden öğrendik.Bu açıklamayı burada yapma isteğimizin nedenlerinden biri de buradaki duyarlılığı ortaklaştırmak konusunda Halkçı-Toplumcu Belediyelere duyduğumuz güvendir.Doğaya dönük saldırılar ülkemizin her yerinde yaygınlaşıyor.Özellikle uluslararası şirketler kamusal alanlarımızı devlet zoruyla elimizden alarak kendileri için kar alanlarına dönüştürüyor,istediklerini aldıktan sonrada geride onarılamaz tahribatlar bırakıp defolup gidiyorlar. Bu nedenle maden sahiplerine diyeceklerimiz var;sizin için yalnızca para kazanılacak taş yığınından ibaret gördüğünüz Karahöyük Dağı bizim paha biçilmez tarihsel,kültürel ve coğrafi varlığımızdır. Kamusal ve ortak yaşam alanlarımızı açgözlü şirketlerden korumak için ne gerekiyorsa yapma kararlılığındayız.Bu anlamda bu gün yapılan basın açıklaması bir mücadele çağrısıdır.” Dedi. (Haldun AKYÜZ)