Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat öğretmeni Sunay Çoğuplugil'in sunuculuğunu yaptığı, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kutlama programı Saygı Duruşu ve Müzik öğretmeni Turgut Yavuzer yönetiminde İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kutlama programın günün anlam ve önemini anlatan konuşmayı Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi Coğrafya öğretmeni Cihan Küçükaydın yaptı. Cihan Küçükaydın;" Protokolün Değerli Üyeleri, Sayın Misafirler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabulünün 70. Yıldönümünü kutlamak için bugün bir araya geldik. Konuşmamın başında, günün anlamına binaen “insan” ve “hak” kavramları üzerinde durmak istiyorum. Dinimiz İslam’a göre insan yaratılmışların en şereflisidir. İnsan olmasaydı evren yaratılmazdı. Dünyanın en önemli canlısıdır insan. Bugün için bir medeniyetten bahsedebiliyorsak bu, insan ırkının bir başarısıdır. Gelecek dönemlerde dünya gezegeninin kaderi konusunda da belirleyici olacak canlıdır, insan.

Hak, kavramı ise TDK’nin Güncel Sözlüğünde Adalet-Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey-Pay-Doğru, gerçek gibi tanımlar ile karşılanmaktadır.

Bugün için ayrılmaz ikili gibi düşündüğümüz bu kavramlar insanlık tarihinin her döneminde birlikte kullanılmıyordu. İlkel çağlardan beri insanın özüne uygun bir yaşam sürmesini sağlamak için gerekli olan ortamı sağlamak amacıyla bir takım kurallar ve düzenlemeler yapılması bir gereklilik olmuştur. Eğer genel prensipler ortaya konmazsa güçlünün güçsüzü ezdiği, güçlünün güçsüzün hakkını gasp ettiği bir düzen meydana gelirdi ki bu durum vahşi yaşamda hayvanlar arasında gördüğümüz düzenden farklı değildir. İnsan, dünyaya gelirken, birtakım hak ve hürriyetlere sahip olarak doğar; toplumda, aynı kendisi gibi hak ve hürriyetlere sahip bireylerle birlikte yaşar. Bu nedenle insanın kendisine, ailesine, toplumuna ve insanlığa karşı görev ve sorumlulukları vardır. Bizler hak ve hürriyetlerimize sahip çıkarken aklımızdan çıkarmamalıyız ki bizim hak ve özgürlüklerimiz başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı noktada son bulur. Kişi hak ve hürriyetleri, kişiye sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle vazgeçilmez, devredilemez ve dokunulamaz niteliktedir. Bunlar; Eğitim hakkı,siyasi haklar,ekonomik haklar,seyahat ve yerleşme hakkı ,haberleşme hakkı,özel hayatın gizliliği gibi haklarımız vardır ama öncelikli ve en vazgeçilmez olanı yaşam hakkımızdır. İnsanlık tarihinde kula kulluğun yaşandığı, insanların köle olarak pazarlandığı, acımasız işkencelerin uygulandığı, sürgünlerin, tecavüzlerin, yargısız infazların yapıldığı çok karanlık dönemler yaşanmıştır. Okulumuz öğrenci ve öğretmenlerinin sizler için hazırladığı sunumda bu karanlık dönemler ana hatlarıyla biraz sonra sergilenecek. İşte bu karanlık dönemlerin yaşanmaması için tarih boyunca birçok adım atılmıştır. Peygamber Efendimizin “Veda Hutbesi”, “İngiltere’deki MagnaCarta Sözleşmesi”, “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi”, “Fransız Yurttaşlık Bildirgesi” gibi önemli adımlar ile İnsan Hakları kavramı belli bir seviyeye gelmiştir. İnsanlığın en gelişmiş olduğu yirminci yüzyıl ve sonrasında insan hakları ihlallerinin azalması hatta sona ermesi beklenebilirdi. Ancak gerçekler bize bunun böyle olmadığını göstermektedir bilakis insan hakları ihlallerinin bu dönemde çok daha sık , çok daha acımasız ve çok daha fazla insanı etkiler ölçekte gerçekleştiğini üzülerek gözlemlemekteyiz. İnsanlığın yararı için kullanılması gereken teknolojik gelişmelerin bazı dönemlerde insanın elinde acımasız silahlara dönüşmesine şahit oluyoruz. İnsanın insana yakışır bir şekilde yaşaması için 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiştir. Önsözü ile birlikte 30 maddeden oluşan bu beyannamenin ilk 21 maddesi klasik temel haklara ayrılmıştır. Daha sonraki maddelerde sosyal ve ekonomik İnsan Hakları Milletlerin güvencesi altına alınmıştır.

Ancak Bosna’da, Arakanda, Ruanda’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de ve dünyanın birçok noktasında insanlar zulüm görmektedir. İnsanın en temel hakkı olan yaşam hakkı elinden alınırken; İnsanı Yaşat ki Devlet yaşasın diyen kadim bir medeniyetin temsilcisi olan bizler kimin yaptığına bakmadan her türlü insan hakları ihlaline karşı sesimizi yükseltmeli ve ayağa kalkmalıyız. Asrımızın Bilge Lideri Aliya İzzetbegoviç’in “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır” sözündeki gibi ve “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisi doğrultusunda tavır sergilemek her şeyden önce insan olmanın ve insani davranabilmenin gereğidir.

İnsanlığın gelişim sürecinde, İnsan Haklarının, devletlerin güvencesine gerek kalmadan insanların içsel duyguları ile korunduğu bir döneme kavuşmanın temennisi ile s şu sözlerle son vermek istiyorum" dedi.
 

Akhisar Çağlak Anadolu Lisesinin 32 öğrencinin görev aldığı oratoryo sunumunda duygulu anlar yaşandı. Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı program yaklaşık 1 saat  sürdü. Programın sonunda İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Mermer, programı hazırlayan, Okul Müdürü Levent Gökkaya, öğretmenler ve öğrencileri sahnede tebrik ettiler. Daha sonra Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi öğrencilerinin fuaye salonunda hazırladığı resim sergisi gezildi.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kutlama törenine İlçe Emniyet Müdürü Engin Pınar, ATSO Başkanı Dr. Mehmet Ulusoy, İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Mermer, Siyasi Parti ilçe Yöneticileri, Akhisar İlçe İnsan Hakları Komisyon üyeleri, öğrenci velileri, Okul Müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.