Saat 17.00’de Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi başında toplanarak, İş Bankası önü, 144 Sokak, Birinci Nakliye Caddesi ile 15 Sokak istikameti ile Milli Egemenlik Meydanı Atatürk Anıtı önünde son buldu.

Akhisar Kadın Platformunun başlattığı yürüyüşte "Kadın Yaşam Özgürlük", "Olmaz de Dur De, Kadına Şiddeti Engelle", "Erkeksen Öfkeni Yen", Şiddet Şiddeti Doğurur", "Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet", "Erkeklik Şiddetle Ölçülmez", "Dünya Birlik Olsa, Kadınlar Yerinden Oynar" sloganlarını attılar. Milli Egemenlik Meydanı Atatürk Anıtı önünde son bulan yürüyüşte basın açıklamasını Atatürkçü Düşünce Derneği Akhisar İlçe başkanı Av. Günhan Bakırlıoğlu okudu.

Av. Günhan Bakırlıoğlu'nun okuduğu basın açıklamasının tam metni;

Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. 1910 yılında Avrupa’da esen savaş rüzgarlarını durdurmak ve hak mücadelesini kazanmak için güç birliği amacıyla toplanan Sosyalist Kadınlar Kongresi’nin aldığı kararla, 8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildi. Ülkemizde kadın haklarının, temel insan haklarının ayrılmaz ve vazgeçilmez parçası olarak kabul edilmesi; Büyük Devrimci, Kurtarıcı ve Kurucu Mustafa Kemal ATATÜRK’le olmuştur. Kadın hakları, insan haklarına saygının esas olduğu demokrasilerde bir anlam ifade etmektedir. Oysa, ülkemizde; ne demokratik olgunluk ve saygınlık ne insan hakları ve özgürlükler; çağdaş, uygar ülkeler seviyesindedir. Yılın 364 günü şiddete, tacize uğrayan; yol ortasında kocası ya da kardeşi tarafından öldürülen, eğitimden ve sosyal yaşamdan uzaklaştırılan kadınlarımızın, sadece yılın bir gününde sözde hatırlanması trajikomik bir olaydır. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet; tam bağımsızlık ekseninde çağdaş bir toplumu ve demokrasiyi hedeflemiştir. Çağdaş toplumda; kadın-erkek ayrımı yoktur. Eşitlik vardır. Kadın eğitimde, siyasette, çalışma hayatında ve toplumun her alanında bir vazgeçilmez unsurdur. Bizler biliyoruz ki; Kadınlarımızın 8 Mart’ı Atatürk Cumhuriyeti yani 1923 Devrimi’dir. Ama ne yazık ki  cumhuriyetin kazanımlarının getirdiği kadın haklarıyla donatılan kadın. Atatürk ‘‘ün vefatından sonra özellikle çok partili döneme geçtikten sonra, kadınların toplumun geleneksel yapısına sıkıştırılmasıyla ,erkek egemen baskılarla, eğitimden uzaklaştırılan ,evin içine hapsedilen,sosyal hayatın dışına çıkarılan, tek vazifesi eş ve anne olmak la sınırlandırılan  itilen,kakılan çalıştırılmayan kadın modeline evrilmiştir. Haklarının bilincinde olan kadınlarımız ise mücadelelerini sürdürerek toplum içerisinde önemli yerler edinmişler , eşit yurttaş konumunda söz sahibi olmuşlardır. Unutmayalım ki eğitim ailede başlar eğitimli kadınların yetiştirdiği çocuklar toplumu aydınlatır. Toplumumuzun geleneksel yapısı gericilik sosuyla birleşerek  şiddeti üretmiştir.ataerkil yapı eşitlik fikrine alışamayan  erkek kitlenin kadınlarımıza uyguladığı ve son yirmi yılda büyük bir hızla artan şiddet, büyük bir toplumsal yaraya dönüşmüştür. "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi", 121. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 13 ülke tarafından imzalanmıştır. “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girmiştir. 
                 İstanbul Sözleşmesi Kadına Şiddeti Şöyle Tanımlıyor:
“Kadınlara yönelik şiddet; bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik, ayrımcılığın bir biçimi olarak, anlaşılmaktadır ve ister kamusal ister, özel alanda meydana gelsin, kadınlara, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik, zarar veya ızdırap veren veya, verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu, eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir, şiddet, türleri, Kadına yönelik şiddet, duygusal istismardan ölümle sonuçlanan, fiziksel şiddete kadar varan çeşitli tür ve şekillerde karşımıza 
çıkabilir. Evli, bekar, dul ya da boşanmış, tüm statü ve yaştaki, kadınlar, aile içi şiddete maruz kalabilir. Bu sözleşmenin maksatları şunlardır: Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak; kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak; 
 kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak. Bu sözleşmenin gereği olarak imza atan devletlere de bu  konuda yükümlülükler getirmiştir. Taraf devlet anayasa ve yasalarında kadın  erkek eşitliğini vurgulayacaktır.kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasa ve uygulamaları yürürlükten kaldıracaktır. Şiddet gören kadınları koruyacak uygulamalar getirecektir. Ülkemizde kadına şiddetle mücadele eden bu sözleşmenin bilincinde çok sayıda kadın derneği vardır. Kadın dernekleri bir federasyonda oluşturmuştur. Bu dernekler kadınlarımızı bilgilendirmekteler, yasalarla ve İstanbul sözleşmesi ile sahip oldukları haklara ulaşmaları için mücadele vermektedirler ve mücadele vermeye devam edeceklerdir. Tüm demokratik kitle örgütleri de kendilerinin her zaman arkasında ve destekçileri olacaktır. Saygı ve sevgilerimizle
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Yürüyüşüne CHP Grüp başkan vekili Manisa milletvekili Özgür Özel, CHM Manisa Milletvekili A. Vehbi Bakırlıoğlu, CHP eski Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, CHP Belediye Başkan adayı Ecz. Besim Dutlulu, CHP İlçe Başkanı Av. İsmail Fikirli, İYİ Parti İlçe Başkanı Mustafa Kındıroğlu ve Akhisarlı kadınlar yürüdü.