18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 107. yılı münasebetiyle sabah saat 09.00’da Akhisar Yeni Mezarlık içerisinde bulunan Şehitlikte çelenk koyma programı düzenlendi.

Hava Trafik Kıdemli Üstçavuş Örpen Gönül'ün sunuculuğunu yaptığı program Saygı duruşu, Saygı atışı ve İstiklal Marşının okunmasıyla çelenk koyma töreni başladı. Şehitlik anıtına sırasıyla Kaymakam Sabit Kaya, Hava Meydan ve Garnizon Komutanı Hava İstihkam Albay Mehmet Şahin, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Cumhuriyet Başsavcısı Tunay Pulçe, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Cehalettin Çabuk çelenk koydu. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Hava Trafik Kıdemli Üstçavuş Örpen Gönül yaptı. Üstçavuş Örpen Gönül;" Bugün, bağımsızlığımızın timsali, milletimizin vatanı uğruna sergilediği. Fedakarlığın ve kahramanlığın bir ‘destanı olan Çanakkale zaferi’nin 107’inci yıl dönümünün gururunu ve aziz şehitlerimize karşı olan vefa görevimizi yerine getirmenin onurunu bir kez daha yaşıyoruz. Ayrıca bugün, siperler arasındaki mesafenin sadece birkaç metre ve ölümün kaçınılmaz olduğu bir muharebede, öleni görüp kısa bir süre sonra kendisinin de öleceğini bildiği halde! En ufak bir duraksama göstermeden,. Yılmadan savaşarak, milletimizin yüzyıllardır sarsılmış özgüven duygusunu yeniden kuvvetlendiren Çanakkale ruhunun oluştuğu gündür.

Türk tarihinin dönüm noktalarından birini oluşturan Çanakkale savaşı; yalnız Türk tarihinin değil, aynı zamanda dünya tarihinin de önemli cephelerinden birisi olmuştur. Türk askerinin, erinden en üst komutanına kadar savaşın her safhasında gösterdiği dillere destan başarısı, kahramanlığı, azmi, iradesi, cesareti ve vatan sevgisinin yanı sıra harp sahasında düşmanından bile esirgemediği merhameti ve şefkati tüm insanlığa örnek olmuştur. Çanakkale savaşları; bir varlık mücadelesi, bir kahramanlık abidesi olarak şanlı yerini almıştır. Yine bu zaferi ebedi başkomutan gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir askeri dehanın tarih sahnesine çıkmasına vesile olmuştur. Vatanı ve istiklali için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan aziz Türk milletinin al bayrağa sarılı kınalı evlatları Çanakkale ve kurtuluş savaşında olduğu gibi 1950 yılında güney Kore’de, 1974 yılında ise Kıbrıs barış harekatında Kıbrıslı Türk kardeşlerinin, canlarına ve namuslarına olan düşmanca saldırının. Bertaraf edilmesinde etkin rol oynamıştır. 

Türkiye cumhuriyeti’nin bekasını sağlamak maksadıyla 1984 yılından bu yana, iç güvenlik harekat bölgesinde, sınır ötesi operasyonlarda ve 15 temmuz da, bölücü terör örgütü mensuplarına karşı mücadele sürdürülmüş ve sürdürülmeye devam etmektedir. Değerli konuklar, şimdi de, aziz şehitlerimizin bizlere bıraktığı kutsal emanetler olan, değerli şehit ailelerine hitap etmek istiyorum. Değerli şehit aileleri; müsterih olunuz. Onlar, üzerinde sonsuza dek özgürce yaşayacağımız kutsal vatanımız uğruna şehit oldular, bizlere varlığıyla her zaman güven ve gurur teren özgür bir vatan ve güçlü Türk silahlı kuvvetlerini miras bıraktılar bu vatan için yaşadılar ve bu vatanın kalbine gömüldüler. Bugün güzel yurdumuzun her köşesinde bütün milletimiz,. Onları sevgi ve saygıyla yaşatıyor, minnet ve rahmetle anıyor. Aziz şehitlerimiz, kahraman savaşçılar olarak, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü uğrunda canlarınızı verdiniz. Bizlere emanet ettiğiniz bu bağımsız ülkenin semalarında ebediyen dalgalanacak olan: ay yıldızlı bayrağımız altında, rahat uyuyunuz. 

Biliniz ki, tertemiz kanlarınızla suladığınız kutsal vatanımız, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, türk silahlı kuvvetleri tarafından, karada, denizde ve havada en kutsal emanet olarak muhafaza edilecektir: bu uğurda bizler de sizler gibi, vatanın asker yeminine sadık, yılmaz ve yenilmez bekçileri olarak gerektiğinde canımızı seve seve feda etmeye hazırız. Bu kutsal vatani bize emanet eden başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anarken, vatani uğruna şahadet mertebesine ulaşan, canlarını bayraklaşan vatan topraklarına feda eden, bütün aziz şehitlerimizi bir kez daha minnet, saygı ve rahmetle anıyoruz" dedi.

Akhisar Kaymakamı Sabit Kaya şehitlik defterini imzaladı. Akhisar Hilaliye Kur'an Kursu Öğreticisi Selçuk Arap tarafından Kur’an-ı Kerim okudu. Ardından İlçe Müftüsü Mahmut Sami Türkmenoğlu, şehitlerimizin ruhuna dua etti. Duaların ardından protokol şehit mezarları ziyaret edilerek karanfiller bıraktılar.

İKİNCİ TÖREN

İkinci Tören Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi tarafında hazırlanan program Park içi Sinema salonunda yapıldı. Sunuculuğunu Akhisar Çağlak Anadolu Lisesi Türk Dili Edebiyat Öğretmeni Sunay Coğuplugil'in yaptığı program Beden Eğitimi Öğretmeni Cumhur Oktav'un komutuyla 1 dakikalık Saygı Duruşu, ardından müzik öğretmeni  Turgut Yavuzer yönetimiyle İstiklal Marşı'nın okunmasıyla program başladı.

Hava Meydan ve Garnizon Komutanlığı tarafından hazırlanan Slayt gösterimi ve günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Hava Meydan Komutanlığı Hava İkmal Yüzbaşı Refik Sarı yaptı. Yüzbaşı Refik;" Bugün; Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi'nin 107’nci yıldönümünü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin şehitler günü'nü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız. Çanakkale Zaferi; dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin değiştiği, olayların akışı üzerinde türk ulusunun belirleyici bir rol oynadığı, kurtuluş savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce türk ulusunun başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahramanlık ve fedakârlığının doruk noktasına ulaştığı bir saygınlık ve azmin mücadelesi olmuştur. Çanakkale savaşları, türk savaş tarihinin bir harp safhası ya da birinci dünya savaşının yalnız bir parçası değil; o dünyayı dize getiren ve dünyanın en güçlü ordularını Çanakkale boğazı’ndan geçirmeyen, dünya tarihinin dönüm noktalarından biridir. Çanakkale savaşları türk milletinin düşmanlarına vatan, bayrak sevgisinin ne demek olduğunu; genci, yaşlısı,

Kadını, erkeği ile vatan sevgisi etrafında nasıl birleştiğini gösterdiği yüce bir er meydanıdır.

Bu büyük savaş ki Mardin’in Derik ilçesinden yusuf oğlu Mehmet’in,Konya’nın Beyşehir ilçesinden Hasan oğlu Ahmet’in,Manisa’nın Akhisar ilçesinden İbrahim oğlu Hasan’ın, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinden Osman oğlu Şerif'in, Edirne’nin Keşan ilçesinden Mustafa oğlu Halil’in omuz omuza mücadele edip şahadet mertebesine ulaştığı, koyun koyuna yattığı ebedi mekandır. Yine Çanakkale, Mehmetçiğin düşmana mertçe savaşmanın ne demek olduğunu gösterdiği yerdir. 10 dakika önce kendisini amansızca bombalayan nefes aldırmayan bouvet zırhlısı denizin serin sularına gömülürken deniz de çırpınan askerlerin kurtulması için ateşi kesen,onları kurtarmak için denize atlayan,kendisi aç iken son lokmasını düşmanla paylaşan, kendi askerinin yaralı diye yaktığı askeri sırtına alıp taşıyan Mehmetçiğin, büyük şair Akif‘in dizelerinde belirttiği ”medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar“a insanlığı öğrettiği yerdir.bu büyük mucizenin altında Mehmetçiğin yenilmez imanı, vatan, millet sevgisi ve bağımsızlık aşkı yatmaktadır. Şu anda Gelibolu yarımadası'nda yatan iki yüz elli bin kefensiz vatan evladı, bütün dünyaya "Çanakkale Geçilmez" diye haykırmıştır. Büyük gurur duydukları teknik imkanları ve donanmalarıyla gelip, İstanbul'u işgal eden yabancı güçler, sekiz buçuk ayda Çanakkale boğazı'nı geçememiş, karadan yaptıkları akınlarda da başarısız olmuş, savaş meydanından adeta kaçmışlardır. Savaşın başında büyük ve kolay bir zafer bekleyen Winston Churchill "İngiltere savaş tarihinde, Çanakkale kampanyası kadar acı sayfa yoktur. Hiçbir savaşa bu kadar büyük ümitlerle girilmemiş, hiçbir zafer bu kadar yakından kaybedilmemiştir" diyerek hayal kırıklığını dile getirmiştir. Şimdi Çanakkale savaşı kahramanlarından Niğdeli Ali Çavuş’u anlatmak istiyorum. Olayın asıl kahramanları seyit onbaşı ve mermi olmasına rağmen neden bu fotoğraf karesine bir başka asker girmiştir? Fotoğraf karesine giren bu asker tesadüfen orada bulunan biri değildir. Kendisi nam-ı değer Niğdeli Ali yani Ali Çolak'tır. Niğdeli Ali ilk savaş tecrübesini 1912 yılında katıldığı balkan harbi'nde edinir. Balkan harbi'nin bitiminde evine Niğde'de dönen ali evlenir. Fakat bu kez de birinci dünya savaşı patlak verir ve ali'yi Çanakkale cephesine çağırırlar. Niğdeli Ali cepheye ulaşmak için trenle Balıkesir'e kadar gider. Fakat Balıkesir'den Çanakkale'ye herhangi bir vasıta bulamaz. Kutsal vatan toprağının düşman ayakları altında ezilmesini içine sindiremeyen Ali, cepheye varmak için Balıkesir'den Çanakkale'ye kadar yürür. Çanakkale'deki birliğine vardıktan sonra mecidiye bataryası'nda görevlendirilir. Mecidiye bataryası son derece önemlidir. Çünkü diğer birlikler yok olmuştur. Bunun farkında olan İngilizler bu bataryayı hedef alır ve savaş gemisinden atılan tahrip gücü yüksek bir mermi ile bataryayı vururlar. Batarya komutanı yüzbaşı Hilmi bey hemen bölgeye gelir. Yaralı ve sağ kalan askerleri arayan ararken de ağlayan yüzbaşı imdat feryatlarının geldiği yöne doğru giderek toprağın altındaki Niğdeli Ali'yi kurtarır. Niğdeli Ali ayağa kalktıktan sonra yaralı arkadaşları var mı diye gezerken ayağına bir şey takılır. Bunun bir ayak olduğunu fark eden ali patlamanın etkisiyle diklemesine yere saplanan bir arkadaşını yine yüzbaşı Hilmi bey ile toprağın altından çıkarır. Toprağın altından çıkarılan ikinci kişi ise Seyit Onbaşı'dır. Bu olayların yaşanmasından kısa bir süre sonra ellerinde kalan son top mermisini seyit onbaşı topun ağzına sürer. Niğdeli ali'ye ise bataryanın üstüne çıkmasını ve atılan merminin isabet edip etmediğini kontrol etmesini söyleyip topu ateşler. Saniyeler sonra Niğdeli Ali bağırır: 'Seyit Onbaşım Vurduk! Gemi isabet aldı'. Düşmana ait en büyük savaş gemisi olan İngilizlerin ocean zırhlısı Ege'nin sularına gömülmeye başlamıştır. Türk askerinin, erinden en üst komutanına kadar savaşın her safhasında gösterdiği dillere destan başarısı,kahramanlığı, azmi, iradesi, cesareti ve vatan sevgisinin yanı sıra harp sahasında düşmanından bile esirgemediği merhameti ve şefkati tüm insanlığa örnek olmuştur. Çanakkale savaşları; bir varlık mücadelesi, bir kahramanlık abidesi olarak şanlı yerini almıştır. Yine bu zafer ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir askeri dehanın tarih sahnesine çıkmasına vesile olmuştur. Çanakkale savaşları'nın temel ağırlık noktasını, Mustafa Kemal Atatürk oluşturmuştur. Askerlerine “size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diyebilen ondan başka bir komutan yoktur. Ölme emrini tereddütsüz yerine getiren Mehmetçik’ten başka bir asker, Türk milletinden başka bir millet de bulunamaz. Vatanı ve istiklali için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan aziz türk milletinin al bayrağa sarılı kınalı evlatları Çanakkale ve kurtuluş savaşında olduğu gibi 1950 yılında güney Kore’de, 1974 yılında ise Kıbrıs barış harekatında Kıbrıslı Türk kardeşlerinin, canlarına ve namuslarına olan düşmanca saldırının, bertaraf edilmesinde etkin rol oynamıştır. Türkiye cumhuriyeti’nin bekasını sağlamak maksadıyla 1984 yılından bu yana, iç güvenlik harekat bölgesinde, sınır ötesi operasyonlarda ve 15 temmuzda, bölücü terör örgütü mensuplarına karşı mücadele sürdürülmüş ve sürdürülmeye devam etmektedir. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm Türk ulusu tarafından en kutsal emanet olarak muhafaza edilecektir. Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk ulusunu ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.

Akhisar Çağlak Anadolu Lisesinin 40 öğrencisinin Oratoryo gösteriminde salonda duygulu anlar yaşandı. Programın sonunda Protokol sahneye çıkarak öğrencileri tebrik ettiler.