Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde, asma yaprağı toplamaya giden 15 tarım işçisinin can verdiği kazanın ardından tutuklanan ve hakkında 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tanker şoförü E.İ., ilk kez hakim karşısına çıktı.

'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan yargılanan E.İ., duruşmada, "Keşke ben ölseydim. Kimseye zarar gelmeseydi. Çok özgünüm" dedi.

Gölmarmara İlçesine bağlı Hacıveliler Köyü yakınlarında, 6 Temmuz sabahı, kullandığı tankerle, Seydi Aydın yönetimindeki kamyonete çarpıp kamyonetteki 15 tarım işçisinin ölümüne neden olan E.İ.'nin, 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Gölmarmara'da ağır ceza mahkemesinin olmamasından dolayı Akhisar'da yapılan yargılamaya, tutuklu sanık E.İ.'nin yanı sıra, kazada can veren tarım işçilerinin yakınlarından Ali Kars, Gürbüz Çetin, Ersan Yaşar, Kamil Uysal, Mehmet Aydın, Mehmet Orhan, Veli Zengin, Ertuğrul Uysal ile tarafların avukatları hazır bulundu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan da, duruşmayı izleyip ailelere destek verdi. Bu arada, aileler de, adliye girişinde açıklama yapmak istemediklerini söyleyip, duruşmayı izlemek üzere içeriye girdi.

Duruşmada aylık 1500 TL geliri bulunduğunu söyleyen tanker şoförü İ.E., ifade verdi. Kazadan önce, Bergama'dan aldığı sütü İstanbul'a götürdüğünü burada 2 saat süren boşaltım işleminden sonra geri dönüş yoluna çıktığını anlatan İ.E., yol boyunca Susurluk, Balıkesir ve Akhisar'da, sahur yapmak için uygun park yerleri bulamadığı için durmadığını, kaza yerine kadar seyir halinde olduğunu söyledi. Yolda seyir halinde iken sahurunu yaptığını da söyleyen İ.E., kaza anını ise, "Kaza yerinden önce viraj vardı. Virajdan çıktıktan sonra karşıdan gelen aracı gördüm. Bu sırada kendi şeridinden geliyordu. Hatta sağ farı salınıyordu. Sonra yavaş yavaş benim şeridime geçmeye başladı. Bu sırada aramızda yaklaşık 400 metre mesafe vardı. Sinyal vermemişti, ama ben köye döneceğini düşünüp sol şeride geçtim. Bu sırada aramızda yaklaşık 200 metre vardı. Hızım da 60 ya da 70 km'deydi. Ancak karşıdan gelen aracın hızının dönüş yapacak olan bir aracın hızında olmadığını fark ettim. Bunun için de kornaya basınca araç önce kendi şeridine geçmeye çalıştı sonra tekrar benim şeridime girdi. Ben de frene basmama rağmen duramadım. Yaklaşık 15 metre kalmıştı ki fren yaptım ama zaten çarpışma da o anda oldu" dedi.

ÇELİŞKİLER KAZA SONRASININ ŞOKUNDAN

Tankerde takılı olan takometreyi, kaza anında kendisinin çarpma sonucu kırdığını da ileri süren İ.E., araçtan inip yerdeki yaralıları görünce sağlık ekiplerinden, polis ve jandarmadan yardım istediğini, yaralılara müdahale ettiğini, çarptığı kamyonette çıkan yangını söndürdüğünü de öne sürdü. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın savcılık ifadesindeki çelişkileri hatırlatması üzerine ise, "Olayın sıcaklığıyla, heyecanıyla, korkusuyla öyle ifade verdim. Ne dediğimi tam bilmiyorum. Kafam çok dağınıktı. İlk kez böyle bir kaza yaşadım" diye kendini savundu. İ.E., son söz olarak da "Üzgünüm. Keşke ben ölseydim. Kimseye zarar gelmeseydi. Çok özgünüm" dedi.

KAMYONET SÜRÜCÜSÜNÜN KANINDA PARASETAMOL

Tanker sürücüsü İ.E.'nin, ifadesinin tamamlamasının ardından söz alan Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, sürücünün kazadan sonra gerçekleri, saklamaya çalıştığını, GPS kayıtlarının ortaya çıkmasıyla, bu kez yeni duruma göre ifade verdiğini ifade etti. Avukat Ali Arslan, "Daha ilk andan itibaren kazayı, gizleme, gerçekleri saklama, delilleri karartmaya çalıştı. Doğruları anlatmıyor. Dosyaya giren raporlardan sonra ifadesini değiştirdi. Gerçekleri sakladığını düşünüyoruz" dedi.

Ali Arslan, kamyonet sürücüsünün kaza anında daha önceden el konulduğu için üzerinde ehliyetinin olmadığını, ancak tekrar almaya hak kazandığını da, hatırlattı. Mağdur aileler adına davaya katılan avukatlar da, sanığın ifadesinde doğruları yansıtmadığını, anlattıklarını kabul etmediklerini, bu nedenle de tutukluluk halinin devam etmesini istedi. 

Duruşmada son olarak sözü tanker sürücüsü İ.E.'nin avukatı Zeynep Kuştepesi Kamacı aldı. Kamyonet sürücüsünün kanında 'parasetamol' maddesinin bulunduğunu, ağrı kesicilerde bulunan bu maddenin uyku hali yaptığını, zaten kazanın oluş şeklinin de kamyonet sürücüsünde uyku durumunun bulunduğunu ortaya koyduğunu ileri sürdü. Kazanın oluş şeklinin ayrıca kamyonet sürücüsünün, dikkatsiz davrandığını ortaya koyduğunu da, iddia eden avukat Zeynep Kuştepesi Kamacı, "Müvekkilim biri kazayı önlemek için karşı şeride geçmiştir. İfadedeki çelişkiler, olayın heyecanından kaynaklanıyor. Bunlar yalan ifade değil" dedi.

KAZA YERİNDE KEŞİF YAPILACAK

Mahkeme heyeti, talepleri aldıktan sonra verdiği kısa aranın ardından kararlarını açıkladı. Buna göre tanker sürücüsü İ.E.'nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı da 10 Mart 2016 tarihine erteledi. Ayrıca mahkeme 15 Ocak 2016 tarihinde de kaza yerinde, keşif yapılmasını, keşif sonuçlarının uzman kişiler tarafından incelenmesini de istedi.

BU KAZA AYNI ZAMANDA KADIN CİNAYETİDİR

Duruşmadan sonra ailelere destek vermek için gelen CHP Grup Başkanıvekili Özgür Özel açıklama yaptı. Manisa'nın büyük davalarından birisinin daha başladığını söyleyen Özgür Özel, "Bu dava bir trafik kazası davası değildir. Aslında devlet tarafından bir görevi ihmal davasıdır. Bir iş cinayeti davasıdır. Bu bir kadın cinayeti davasıdır. Duble yollar yaptıklarını söyleyenler, iki büyük ilçenin yolunu tamamlamadılar. Bir iş cinayeti davasıdır. Şoför Bergama'daki evinden İstanbul'a gidip hiç uyumadan İstanbul'dan Salihli'ye gelip sahurunu dahi araç kullanarak yapmak zorunda kaldığını ortaya koymaktadır. 13 kadın hayatını kaybetti çünkü o kadınlar artık köylerindeki topraklarında ürettikleri ürünler para etmiyor. Onun için sabahın beşinde kalkıp kilometrelerce ötedeki bir bağda yaprak toplamak zorunda kalıyor. Bunlar tarım işçisi falan değil. Bunlar yerleşik insanlar, bunlar tarım işsizi, ürettikleri ürünlerle, geçinemedikleri için ekmeklerinin peşinde öldüler" dedi.

Manisa Barosu Başkanı Ali Aslan ise, sürücünün raporlar doğrultusunda ifadesini değiştirdiğini ancak kaza yerini gören bir kamera olmadığı, tanık da bulunmadığı için olay anıyla ilgili ifadesini değiştirmediğini söyledi. 

GSP KAYITLARI GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI

Facia gibi kaza sonrasında oluşturan bilirkişinin raporunda da, tam kusurlu bulduğu E.İ., hakkında, 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bu arada savcının hazırladığı iddianamede, E.İ.'nin, ilk ifadesinde de yalan söylediği ortaya çıktı. E.İ., ifadesinde, tankeri, kazadan önceki akşam saat 22.23 sıralarında Bursa'da aldığını, Balıkesir'de bir saat mola verdiğini, Akhisar - Gölmarmara kavşağında da yine sahur yaptığını ileri sürdü. Ancak tankerde bulunan GSP kayıtlarına göre ise gerçeğin öyle olmadığı ortaya çıktı. Buna göre, tankerin, "Saat 22.15'de İstanbul Ümraniye'den yola çıktığı, feribota bindiği, kaza günü 6 Tammuz 2015 tarihinde saat 00.00'da Altınova - Yalova'da feribottan indiği saptandı. Ardından sırasıyla Bursa-Balıkesir-Akhisar üzerinden hiç durmadan ilerleyen tankerin, kaza yerine saat 05.02'de ulaştığı ortaya çıktı.