Her insanın hayali olsa gerek ;hayat boyu uyum içinde olabileceği bir kişi ile evlenmek ve huzurlu hayata çocukları ile devam etmek. Ancak ne yazık ki her evlilik birliği bu gayeye ulaşamıyor. Dünya genelinde; sorunlu biten evlilikler , dağılan yuvalar, depresyondaki çocuklar toplumsal yapıda ciddi hasarlara sebep olmaktadır.

Akhisar genelinde 2018 yılını ele aldığımızda; Akhisar Belediye Başkanlığı tarafından kıyılan 974 nikah bulunmakta. Kasım ve Aralık aylarında bu sayının artması muhtemeldir. Merkezi ve mahalleleri ile birlikte Akhisar’da 2018 yılı Ocak ayından itibaren 974 aile kuruldu. Sevindirici bir durum.  Ancak buna karşılık 2018 yılı içinde Kasım ayına dek  Akhisar Aile Mahkemesi’ne açılmış olan 420 boşanma davası bulunmakta. Neredeyse yarı yarıya bir oran ve son derece düşündürücü.

420 boşanma davasının 188’ini çekişmeli boşanma davası, 229’unu anlaşmalı boşanma davası ,1’ini zina sebebine dayalı boşanma davası 2’sini ise diğer sebepler oluşturmaktadır.

Anlaşmalı boşanma sayısı itibari ile dikkatleri toplamakta. Çekişmeli boşanmanın aksine anlaşmalı boşanma davasında taraflar hazırlamış oldukları BOŞANMA PROTOKOLÜNDE dava konusu olabilecek her konuda anlaşmaya varmaktadır. Çocukların velayeti, evlilik birliği içinde edinilmiş mallar, maddi ve manevi tazminat talepleri, nafaka, düğünde takılan takılar, boşanma sonrası kadının soyadı ve daha bir çok konu boşanma protokolünde düzenlenebilmektedir. Taraflar protokolde belirtilmemiş olan bir konu hakkında daha sonra dava hakkını kullanabilmektedir.

Anlaşmalı boşanmada dava dilekçesi ve boşanma protokolü birlikte mahkemeye sunulmaktadır. Niteliği gereği mahkeme tarafından duruşma tarihi olarak yakın bir tarih belirlenmektedir. Duruşma esnasında her iki taraf da boşanma isteklerini mahkemeye iletir ve imzalamış oldukları protokol çerçevesinde  mahkemeden karar vermesini  talep ederlerse mahkeme protokol hükümleri çerçevesinde hükmü kurar.

Anlaşmalı boşanma kısa sürede amaca ulaşılması sebebiyle; boşanma kararını birlikte vermiş ve her konuda uzlaşabilmiş taraflarca tercih edilmektedir.

Boşanmanın sebebi ve sonuçları konusunda anlaşamayan taraflar çekişmeli boşanma davası açma durumundadır. 2018 yılı içinde Kasım ayına dek açılan 188 çekişmeli boşanma davasının sebebi,evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmadır.Son derece genel bir ifade olan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” bir çok durumu kapsamaktadır. Çiftlerin uyum sağlayamaması, maddi sorunlar sebebiyle aile huzurunun kaçması,kocanın ev ve çocuklarla ilgilenmemesi, kadının ev düzenini sağlamaması, fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet , cinsel şiddet, tarafların birbirlerine sürekli yalan söylüyor olması, tarafların birbirini aldatması ve özellikle erkek tarafından bu durumun ne yazık ki bir çok evlilikte doğal bir hak olarak aksettirilmesi ve daha bir çok sebep şiddetli geçimsizlik oluşturmakta ve boşanma sebebi olarak mahkemece değerlendirilmektedir.

Türk Medeni Kanunu tarafından boşanma ve ayrılık düzenlenmektedir. Toplum içinde ayrılık boşanma ile eş anlamlı olarak kullanılsa da ayrılık farklı bir kurumdur. Taraflar davalarını boşanma talebi ile açabilecekleri gibi ayrılık talebi ile de açabilirler. Mahkeme açılmış bir boşanma davasında ; davacının talebi doğrultusunda boşanma hükmü kurabilir. Buna karşılık boşanmaya hükmetmeyip ayrılığa karar verebilir yada açılmış olan boşanma davasını reddedip evliliğin devamına da hükmedebilmektedir.

Mahkeme tarafların bir yıl ile üç yıl süre boyunca ayrılığına hükmedebilir. Bu süreçte taraflar boşanmış değildir . Mahkemece hükmedilen ayrılık süresince bir araya gelip evlilik birliğini devam ettiremeyen taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme boşanma hükmünü kurar.

Medeni kanunumuz boşanmayı farklı şekillerde düzenlemiştir.

Zina , Hayata Kast Pek Kötü veya  Onur Kırıcı Davranış, Terk ;   MUTLAK  BOŞANMA SEBEPLERİDİR.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme, Akıl Hastalığı ,Evlilik Birliğinin Sarsılması ise NİSPİ BOŞANMA SEBEPLERİDİR.

Mutlak boşanma sebeplerinin varlığı taraflarca ispatlanırsa mahkemenin takdir yetkisi kısıtlanmaktadır. Şöyle ki davacı , davalının kendisini başka bir kadınla aldattığını ve zina ettiğini hukuki yollarla elde edilmiş somut delillerle ispatladığında mahkeme davayı reddedip tarafların  evliliğinin devamına karar veremez. Boşanma hükmü kurulur.

Nispi boşanma sebeplerinde ise davacının talepleri davalının savunması ve iddiaları, her iki tarafın sunmuş olduğu deliller mahkemece değerlendirilir. Boşanma kararı verilmediğinde evliliğin devamı mümkün ise mahkeme evlilik birliğini kurtarmak adına boşanma hükmü kurmayabilir. Bu noktada hakimin takdir yetkisi belirleyici olmaktadır.

Kadın Haklarının son yıllarda ülkemiz ve dünya gündeminde çok fazla yer alması, Birleşmiş Milletler ve diğer birçok uluslararası kuruluş tarafından kadına destek çıkılması sebebiyle Kadına ve çocuğa pozitif ayrımcılık yapılmaktadır. Anayasamızın 10.maddesinde Kanun Önünde Eşitlik düzenlenmektedir. Maddede kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu belirtilmiş ve bu eşitliğin sağlanabilmesi için devletin tedbir almakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Kadın ve  erkeğin eşit haklara sahip olması ve sahip olduğu haklara ulaşabilmesi için devlet tarafından kadına karşı pozitif ayrımcılık yapılabilmektedir.

Boşanma davalarında bu durum kendini  nafaka  ve tazminat konusunda da göstermektedir. Daha çok kusurlu olmamak şartı ile zor durumda olan eş kendisinden daha iyi durumda olan taraftan yoksulluk nafakası alabilmektedir. Ülkemiz şartları göz önüne alındığında bir çok kadın bu haktan yaralanabilmektedir.Ancak hukukta her somut olay kendi içinde değerlendirilmektedir. Somut davanın  sebebi, şartları, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu kurulacak olan hükümde etkilidir.

Mahkeme dava dilekçesinde belirtilen konular hakkında hüküm kurabilmektedir. Taraf sadece boşanma ve velayet için dava açmış , tazminat talep etmemiş ise mahkeme tazminata hükmedemez. Boşanma , velayet , nafaka , maddi manevi tazminat, edinilmiş mallara katılma talebi tek bir dava dilekçesi ile talep edilebileceği gibi farklı dava konuları da yapılabilmektedir.

İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı tarafların istinaf ve ardından temyiz  kanun yoluna başvurma hakları vardır. Hukuk yargısının içinde yer alan aile mahkemesi kararları da taraflarca tebliğe çıkarılması talep edilmediği sürece kesinleşmemektedir. Bu sebeple boşanma hükmü kurulmuş olmasına rağmen taraflar hükmün tebliğini talep etmediğinde boşanma kesinleşmeyecek ve evlilik tüm hüküm ve sonuçları ile devam edecektir.

Evlilik ve boşanma hukuk davaları içinde ciddi bir sayıya ve öneme sahiptir. Sonraki yazılarımızda boşanmayı farklı bir yönü ile ele almak dileğiyle.

Saygılarımla.02.11.2018