28 07 2020 tarihli bu  tanıtım dosyasında bu projenin bedelinin 800 000 TL olduğu belirtiliyor. 

Akhisar ilçe sınırları içinde bulunan, eskiden  belde olan Beyoba ve hemen  yanında  2 kilometre mesafedeki Sazoba  mahalleri bölgenin en verimli toprakları arasında gösteriliyor. Türkiye”nin en kaliteli pamuğunun yetiştirildiği verimli topraklarda, pamuğun ikinci plana atılmasından sonra, mısır, karpuz, kavun, üzüm bağları olmak üzere yıl içersinde en az 2 ürün hasadı yapılıyor. Sadece çiftçilik ile uğraşan her iki mahalle  sakinleri, “biz  topraklarımız buna müsaade etmeyiz. Her şey bir yana her geçen yıl yer altı suları daha derinlere gidiyor. Susuz çiftçi perişan  olur.” diyorlar.

Türkiye’de ilk sulama kooperatifini doğduğu Beyobe  mahallesinde 1971 yılında kuran,  Türkiye’de 2500  Sulama Kooperatiflerinin bağlı bulunduğu 27  bölge birliğinin üst kuruluşu olan Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliğinin kurulduğu 2000  yılında beri Genel Başkanlığını yapan Halis Uysal, firmanın hazırladığı 170 sayfayı bulan Proje Tanıtım Dosyasını eline alıp, “Beyoba’lı  olmam,ve ilk Sulama Kooperatifini  burada kurmuş olmam nedeniyle bu topraklar benim için çok özel.  Halen yaşanan salgın tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu ,bu üretimin aksaması halinde büyük zorluklar yaşayacağımız ortaya koydu. Ancak çiftçimizin sorunları  artarak devam ediyor. Örneğin sulama kooperatiflerinin ortaklarının elektrik borçları belimizi büktü. Merkez Birliği olarak elimizden geleni yapıyoruz. Çiftçinin sorunlarını çözmeden su ve toprak kaynaklarımız korumadan ülkemizde gıda güvencesini sağlayamayız. Bu yapılması düşünülen  tesisin benim doğduğum yerlerde kurulması uzun yıllardır geçimimiz sağladığımız  tarımsal  üretimi baltalayacaktır. Çiftçimize  büyük zararlar verecektir.  Bu tesis bölgemizde çiftçilik  yaparak geçimini sağlayan bir çok ortağımızın yaşadığı problemlerin  içinden çıkılmaz  hale gelmesine neden olacaktır. Çiftçiler, gerek kendi gelecekleri gerekse ülke geleceğimiz için bu konuda alınan kararın tekrar gözden  geçirilmesini talep  ediyor. Biz Merkez Birliği olarak bu konudaki  gelişmeleri takip edeceğiz  ve  altın çıkartmanın tarımsal  üretime  tercih edilmesi halinde hakkımızı sonuna  kadar arayacağımızın bilinmesini istiyoruz.” dedi.

Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız      Akhisar’ın Beyoba ve Sazoba mahallerinde planlanan KUVARS KUM OCAĞI YIKAMA ELEME TESİSİ VE ALTIN MADEN OCAĞI proje yeri  ve proje ile ilgili şu açıklamaları yaptı

“Yapılan gözlemler , Akhisar ve Manisa yörelerinde belirgin bir kuraklaşma eğiliminin yaşandığını ve bu eğilimin 1980’lerle  birlikte kuvvetlendiğini; 2007-2008 döneminde ise kuraklık olaylarının şiddetlendiğini ortaya koyuyor. Tarım Ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından  hazırlanan Gediz Havzasında İklim Değişikliğinin Su Kaynakları Üzerine Etkisi Raporu 2016 yılında yayınlandı. Bu raporda 2020 yılından  başlayarak 2040 yılına kadar  havzanın tamamına yakın kısmında yağış azalmasının etkili olması ve  yağışın kimi yıllarda 250 mm’lere varan seviyelere düşmesinin beklendiği  belirtilmiş.” Dursun Yıldız Akhisar’ın Beyoba ve Sazoba mahallerindeki proje hakkında da, “ Proje Tanıtım dosyasında Altın Madeni Ocağının yıllık üretim miktarı 50.000 Ton yıl, (20.000 M3) , Kuvars Kum Ocağı yıllık üretim miktarı 100.000 Ton yıl (62.500 M3)  olarak verilmiş. Proje kapsamında Kuvars kumu Eleme-Tesis’inde malzemenin yıkanması işleminde günde 240 m3 su kullanılacağı ve bu  kullanımın diğer kullanımlarla  birlikte  günde 270 m3’e çıkacağı belirtilmiş. Bölgede yağışların azaldığı ve gelecekte de azalacağı biliniyor.  Sonuç olarak bu tesisin kaldırdığı tozdan başlayarak kullandığı su miktarı ve atıkları dikkate alındığında bölgedeki tarımsal faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin olabileceği görülüyor.  Proje tanıtım dosyası hazırlanırken yöredeki çiftçi  kooperatifleriyle  hiçbir ilişki kurulmaması ve görüşlerinin alınmaması da manidardır.” dedi. 

Türkiye’nin  en tanınmış iklimbilimcilerinden olan Prof.Dr. Murat Türkeş tarafından  yöreyle ilgili olarak 2011 yılında yapılan bir çalışmada , “Manisa Akhisar yörelerinde var olan su kullanımlarına özellikle yer altı ve yer üstü su kaynaklarından çok büyük tutarlarda yararlanmayı planlayan her türlü madencilik etkinlikleri, yörenin kuru, yarı nemli ve yarı kurak koşullarını daha kurak koşullara doğru şiddetlendirebilecektir. Bu ise, yörenin hassas bir denge üzerinde varlığını sürdürmeye çalışan tarım ve su kaynakları üzerinde onarılması olanaksız yada onlarca yıl etkili olabilecek çok tehlikeli hasarlar yaratacaktır.” açıklaması  yer almaktadır.  (HALDUN AKYÜZ)