Katıldığı programda konuşan Ulusoy; “Her şeyden önce size çok kısa Akhisar'ı anlatmak istiyorum. Türkiye'nin 30 ilinden büyük bir ekonomiye sahip ilçeyiz. Bugün bunu gururla söyleyebilmemizin nedenini, Akhisarlıların böylesine bir başarıya imza atmasının ruhunu anlatabilmek için size çok kısa Akhisar hakkında bilgi vermek istiyorum. 

Akhisar'ın geçmişi M.Ö. 14. yüzyıla dayanıyor. Biz bir Amazon kentiyiz. Amazon Kraliçesi Myrine tarafından o yüzyılda Akhisar’la Dikili arasında kendi adını taşıyan kasaba kurmuştu.  Akhisar işte o kasabının karargâhıydı. Tarih boyunca Hititler, Akadlar, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanlılar ve Osmanlıların yönetiminde kaldı. Kalabalık nüfusu ve zenginliğiyle önemli bir şehir oldu. Zenginliği derken Akhisar bunu durup dururken elde etmedi. Tarih boyunca üreten bir şehir olarak elde etti. İşte bugün 30 ilden büyüksek bunu üretim gücümüze borçluyuz. 

İHRACATIMIZ
Bugün geldiğimiz noktada Akhisar üretimden gelen gücünü daha da yukarıya taşımak için çalışıyor. 2017 sonu itibariyle ihracat gelirimiz 330 milyon liraya yani 90 milyon doların üzerine çıktı. Bunun yüzde 75 gibi bir oranını gıda ürünlerin ihracatından yüzde 25 gibi bir oranını ise sanayi ürünlerinin ihracatından elde ediyoruz. 

ÜRÜNLERİMİZ
İhracattaki ana kalemler gıdada beyaz et ve yumurta başı çekiyor. Zeytin, salça, zeytinyağı, kurutulmuş domates, kuru üzüm ise bunları takip ediyor. Sanayi ürünleri ihracatında araç yan sanayi, makine ve aksamları, orman ürünleri, cam, seramik, iklimlendirme sanayi geliyor. 
Bugün Akhisar, Türkiye'nin önemli markalarına ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin ünlü restoran zincirlerinden tutun da yumurtadan zeytine, zeytinyağından salçasına kadar en önemli markalar hep Akhisarlıdır. 

MARKA HEDEFİ
Bizim yeni hedeflerimiz de var. Bu markaları yurtdışına çıkarmak istiyoruz. Bunun için katma değerli ürünlere ihtiyacımız var. Siz de biliyorsunuz Akhisar'ı gördünüz. Zeytin masamıza konuk oldunuz. Zeytin ve zeytinyağımızı uluslararası arenaya çıkarmak için herkesle oturuyoruz konuşuyoruz, fikir fırtınaları yapıyoruz. Bunların hepsi bizler için itici güç. Biliyoruz ki Akhisar bunu yapacak güçte. 

AKHİSARLI RUHU
Çünkü çok güvendiğimiz 14 bin üreticimiz var. Hepsi amazon ruhuna sahip. Onlar her türlü fedakârlığı bugüne kadar yaptı. Ama durmadılar. Hala en iyisini üretmek için çalışıyorlar. Ben sanmıyorum ki Türkiye'nin herhangi bir yerinde böyle 14 bin üreticinin güç birliği yaptığını. Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası olarak aynı güç birliğinin sanayi üretiminde de olduğunu görüyoruz. 

ÜNİVERSİTE
Sanayicimiz elini taşın altına koymaktan çekinmiyor. Tarıma dayalı bir ekonomiye sahip bir kentte, sanayisini geliştirmek için gecesini gündüzüne katan bir kesimden bahsediyorum. Bu da Akhisar'a özgü bir durumdur. Bunun için de biz kendilerine her türlü desteği veriyor. AR-GE'den tutun eğitim ve desteklemelere kadar. Tarımda endüstri 4.0, sanayide endüstri 4.0 olarak hedeflerimiz olduğu gibi eğitimde de 4.0 hedefimiz var. Bunun için de üniversiteye ihtiyacımız var. Biz Akhisar olarak bunu da gerçekleştireceğiz. Gençlerimiz için üniversite kurmak üzere harekete geçtik ve adım adım bu hedefe doğru ilerliyoruz. 

ZEYTİNE PRİM
Zeytin ve zeytinyağına geri dönersek. 14 milyon zeytin ağacımız var. Ama bu ağaçların adedinden çok daha önemli başka bir şey de var. Bu ağaçların her biri genç ve oldukça verimli. İyi bakılıyorlar. İnanın üreticimiz bu ağaçları kendi ailesine baktığından çok daha iyi bakıyor.  İyi tarım uygulamalarıyla yüksek kalitede ürün elde etmeye başladık. Zeytinde tuz oranını Akhisar yaptığı girişimlerle düşürdü. Teknolojiyi de yakından takip ediyoruz. Ancak tüm bunlara karşın desteğe ihtiyacımız var. Zeytinde prim desteğini çok önemsiyoruz ve her platformda bunu söylüyoruz. Bu destek üreticimizin ufkunu açacak. Benzer durum zeytinyağında da geçerli. İç tüketimi artırmanın yolu buradan geçiyor. KDV’de yüzde 7’lik bir indirim istiyoruz. Zeytinyağının vatandaşa yüzde 8'lik KDV dilimiyle ulaştırılmasının kimseye faydası yok. Zeytinyağının bir taraftan primle desteklenirken diğer taraftan KDV yükü altında kalması önemli bir çelişkiyi beraberinde getiriyor. Madem üretici destekleniyor o zaman zeytinyağı yüzde 8 KDV yerine yüzde 1 KDV ile satılsın

COĞRAFİ İŞARET
Biz tüm bunları yaparken aynı zamanda Akhisar lezzetlerini de koruma altına aldık. Yöremize özgü  “Domat” ve “Uslu” tipi zeytin ile Akhisar köftesinin coğrafi işaretlerin alarak tescillendirdik. Şimdi Akhisar  Uslu ve Domat zeytinyağının coğrafi işaretlerini almak için müracaatlarımız yapıldı. Umarım bu yılın sonuna kadar onlarında coğrafi işaretlerini alacağız. Sizin de aracılığınızla bir çağrıda bulunmak isterim. Lezzetlerimizi koruma adına esnafımıza, iş dünyamıza da  büyük görev düşüyor. Akhisarlı zeytincilerin ve köftecilerin Oda'mıza müracaat ederek sözleşme imzalayıp coğrafi işaretlerin yaygın kullanımını sağlamaları gerekiyor. Sözleşme imzalanmasıyla esnafımıza yönelik maddi bir külfet de yok.  Sadece hologramlı etiket ve amblemler için çok cüzi bir ücret ödeyecekler.

ÇEVRE
Biz Akhisar olarak yaşadığımız topraklara da sahip çıkıyoruz. Sanayi ve tarımımızı doğamıza saygı duyarak yapıyoruz.  TOBB'da bu konuda bizlere önemli bir görev verdi. Ben aynı zamanda  TOBB Çevre ve İklim Değişikliği Daimi Komitesi Başkanlığını yürütüyorum.  Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler Bin Yıl Kalkınma Hedeflerinin Yerelleştirilmesi Projesi’nin, Türkiye’deki "özel sektör" ortağı TOBB'dur. ,Amacımız bilinçli, sürdürülebilirlik kavramının önemini anlayabilen, çevre ve iklim kavramlarını daha iyi kavrayabilen, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden haberdar, kendi çevresini geliştirmek için yüksek motivasyon sahibi bir nesil ve kuruluş oluşturulmasına destek olmak. 

Bu sorumluluğumuzla birlikte gelecek kuşaklara karşı yükümlülüğümüz de var. Bu nedenle üretimin her safhasında "temiz" üretim modelini benimsiyoruz. Küçük bir örnek vereyim. Zeytin kentlerinin önemli sorunlarından bir tanesi zeytin karasuyudur. Akhisar da zeytin karasuyu işletmelerimizle doğaya hiç bir zarar vermeden üretim yapıyoruz.

HAVAALANI
Bugün buraya İzmir üzerinden uçakla geldim. Akhisar'dan Adnan Menderes Havalimanı'na giderken karayolunda geçen zamanım, İzmir'den İstanbul'a gelirken geçen zamanımdan daha fazla. Biliyorsunuz dünyada değerli olan tek şey zamandır. Onu hepimizin çok iyi kullanması gerekiyor. Akhisar hızla büyüyor ve gelişiyor. Artık kabına sığmıyor. Bu yüzden biz Akhisar'a bir de havaalanı istiyoruz. 

Yerimiz de hazır. Halen kullanımda olan Akhisar Askeri Havaalanı'nın sivil uçuşlara açılmasıyla bu iş biter. Bu sadece Akhisar'ı değil tüm bölgeyi olumlu etkiler. Bakınız, 1.5 milyonluk nüfusa sahip Manisa ve çevre ilçelerinde 14 organize sanayi bölgesi var. Hem sanayi hem tarım ve hem de turizm kentiyiz. Akhisar Askeri Havaalanı'nın 30 metre eninde ve 3 bin metre uzunluğunda ana pisti bulunuyor. Ayrıca acil durumlarda kullanılabilecek ikinci bir pisti de var. Gerekli düzenlemeler sonrasında sivil uçuşlara açılmasıyla Akhisar, Türkiye'nin lokomotif merkezlerinden biri olur.” dedi.