Akhisar Aysun Karalar ilkokulundan sürgün edilen Suat Kebenç (Kömürcü İlkokulu), Musa Ertürk (Akselendi ilkokulu), Yusuf Tarık Ortaç (Başlamış İlkokulu) öğretmenler için Eğitim-Sen basın açıklaması yaptı. 

Akhisar Eğitim-Sen İlçe başkanı Engin Şengül, yönetim kurulu üyeleri, Eğitim-Sen'in yaptığı basın açıklamasına Manisa Şube Başkanı Metin Demirel, yönetim kurulu üyeleri, DİSK Emekli-Sen, EMEP, CHP, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi destek verdi.

Şehit Teğmen Tahir Ün caddesi hükümet binası önünde yapılan basın açıklamasında " Sürgünler Bizi Yıldıramaz, "Biz Çocuklarımıza Onurlu Bir Gelecek Bırakıyoruz Ya Siz" sloganlar altında basın açıklamasını Akhisar Eğitim-Sen İlçe başkanı Engin Şengül, okudu.  
Engin Şengül'ün okuduğu basın açıklamasının tam metni;

Basına ve kamuoyuna,

15 yıllık siyasi iktidar yaptığı akıl almaz işlerle, hukuku ayaklar altına almaya devam ediyor. Darbe girişiminin atlatılmasından sonra darbecileri bırakıp muhalif avına çıkan hükümet haksız hukuksuz yere görevden atmalara, açığa almalara ve sürgünlere devam ediyor.
OHALİ olağan hale getirip halkı susturmayı, korkutmayı amaçlayan hükümet ve o hükümetin
devletten ziyade kendine hizmet eden memurları bilmeli ki, ayaktayız. Ayakta kalacağız. Diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Bugün burada olmamızın sebebi de aynı. Sendika üyesi arkadaşlarımız, hukuk dışı işlemlerle, hizmetin gereği denilerek öğrencilerinden koparılmışlardır. Planlamayı, liyakatı dilinden düşürmeyen hükümet, parti kapısında bekleyenlerin bir dediğini iki etmezken hakkını bilen, işini yapan arkadaşlarımızı okullarından sürgün etmiştir. İstikrarla yatıp kalkan ve istikrar deyip oy isteyenler, bakınız eğitimde ne kadar istikrar sağlanmış: 15 yılda 6 defa milli eğitim bakanı değişti. 15 yılda 3 kez müfredat değişti. 8.sınıfların sınav sistemleri 4.kez değişiyor. Yazı şekli bile 3 kez değişti. Tek istikrarınız başarısız olup başarısızlığı öğretmenlere yüklemektir. Aslında bu üç arkadaşımız suçlu, niye mi?
İşte suçları:

Öğretmenler toplantılarında özel okullara para yardımı yapılırken, devletin kendi okullarına neden bütçe ayırmadığını sordukları için. Velilerden para toplanmasını eleştirdikleri için.
Toplanan paraların eğitime, sınıfa harcanmadığını eleştirdikleri için. Suçları saymakla bitmez.
İşte diğer suçları:
Okul kantininde, yönetmeliklere aykırı satış yapıldığında itiraz ettikleri için, sağlığa aykırı, bulundurulması yasak ürünler olduğunda çocuklarınızı düşündükleri için ve velilerin emanetlerine hıyanet etmedikleri için. Çocuklarımızın sağlıklı, güvenli ortamda eğitim almalarını istedikleri ve bunu dile getirdikleri için suçlular. Bu konuda yetkilileri uyardıkları ve çocuklarınızı kendi çocukları bilip ona göre davrandıkları için suçlular.
Evet, suçları büyük...
Eksikleri gerekli yerlere yazdıkları için, yasa ve yönetmelik dışı işlemlere hayır dedikleri için suçlular. Ve en büyük suçları işlerini vicdanla yapmalarıydı. Diz çökmediler, kimseye boyun eğmediler. İşlerini hakkınca yaptılar. İşte suçları buydu. Bu son olayla ilgili aklımıza takılan birkaç soruyu da kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Her sene başında, her okulda yapılan öğretmenler kurulu toplantılarında komisyonlar kurulur ve bu komisyonlara dair görev dağıltmı yapılır. Yine her sene başında her okulda öğretmenler kurulu toplantılarında nöbet günleri, kutlanacak günlerin görevlendirmesi gibi çalışmalar da yapılır. Bu sene bu görevlendirmelerin ve çalışmaların bu okulda henüz yapılmamış olmasının nedeni, sürgünün aslında okul idaresi tarafından biliniyor olması mıdır? Biliniyor ise durum bu üç arkadaşımızdan neden gizlenmiştir? Değerler eğitimini dillerinden düşürmeyenler Allaha inanıp, cehennem yokmuş gibi davranmaktadırlar. Böyle davrandıkları için, böyle oldukları için, değer sözcüğü tıpkı vicdanları gibi dillerinin altında eriyip gidiyor. Emin olun biz işimizde adaletten, hukuktan, haktan ayrılmadık. Asla ayrılmayız. Çünkü yapamayız. Çünkü bizim değerlerimiz var. Çünkü biz değerin anlamını biliriz. İşte o yüzden biz değerliyiz. Ne kadar zulmederseniz edin, bize boyun eğdiremezsiniz. Çünkü biz kendimize inanıyoruz. Her demokratik ülkede, anayasal ve uluslararası hukuka göre sendikal haklar vardır. Sendikal etkinliklerden ötürü ceza verilemez. Başka ülkelere bu konuda ders vermeye kalkışanlar dönüp önce aynaya bakmalıdır ve o hali kaldırmalılar. OHAL kaldırılıp demokratik hukuk devletine geçilmedikçe bu hak gaspları, keyfi uygulamalar devam edecektir. Çünkü OHAL koşullarında istedikleri keyfiyette davranıyorlar, mahkemeler kapalı, hakimler hukuka uygun karar vermekten korkuyorlar. Bizler sürgüne uğrayan bu arkadaşlarımızla onur duyuyoruz. İşlerini doğru yaptıkları için cezalandırıldıklarını iyi biliyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine onlarla birlikte olacağız. Hukuksal sürecin takibinde ve bir çok konuda, yan yana, omuz omuza. Şunu bilin ki bizler her gittiğimiz yere aydınlığımızla gidiyoruz. Bizim memleket sevdamız, insan sevdamız sözde değildir. Biz ne dün, ne bugün diz çökmedik, yarın da çökmeyeceğiz. Yılmadık ayaktayız. Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz. Akhisar Eğitim-Sen Temsilciliği