Zeytinin bölgedeki tarihini anlatarak sözlerine başlayan İlber Ortaylı, “Ege bölgesi baştan aşağı zeytinle kaplı. Burası tarihi zeytin bölgelerini tam temsil etmiyor. Çünkü tarihi zeytin bölgeleri bütün Bitinya havzası yani Marmara’nın güney ve doğusunu ve Trakya’ya kadar uzanan bölgeyi içeriyor ve Akdeniz bölgesi bu zeytine dahildi. Bunun yanında yukarı Mezopotamya da dahildi. Buralarda zeytin üretimi kısmen yapılabiliyor. Akdeniz dünyası zeytinle geçinen bir dünya. Bunun içine Kuzey Afrika’dan başlayarak bütün kuzey Akdeniz’i de dahil etmemiz gerekiyor. Dünya tarihinde ticaretin ilk malzemesi zeytinyağıdır. Zeytinyağı sıkımı muhafazası, en önemli konudur. Çünkü zeytinyağı geçmiş zamanlarda sadece insana gerekli olan organik enerjisiydi. Bugün bu kadar yaygın olarak kullanılıyor da. Çünkü zeytinyağını tanımayan bölgeler ve insanlar, zeytinyağı üreticisi olamayanlar tüketicisi haline geldiler. Bunların sayıları bir milyon, 100 milyon, 1 milyar bile değil daha fazladır. Çinliler ve Amerikalılar zeytinyağı arıyorlar. Benim gençliğimde bir çok Amerikalı Oil, oil dediğin zaman ansiklopediye bakmak zorundaydılar. Bugün onlar artık anlayarak yada anlamayarak zeytinyağını kullanıyorlar.

KENDİ ARAMIZDA ÜRÜNÜMÜZÜ KÖTÜLEMEYİ BIRAKIN

Türkiye’de artık hazin manzaralar var, benim kuşağımın bile çocukluğunda hatırladığı Marmara bölgesinin zeytinlikleri bugün artık yok. Türkiye’de şöyle yanlış bir propaganda yapılıyor, kendi içimizde. Falanca yerin zeytinyağı çok iyi, öbür yerin zeytinin tadımı çok iyi, buradaki öyle değil falan gibi. Bunların hepsi son derece sahte lezzet ayrımlarıdır. Çünkü zeytinin yerindeki tat, zeytinyağının kullanımdaki nedenler ve zeytinyağının yararları birbiri ile mukayesesi elma ile armut ve narı karşılaştırmak kadar abestir. Bunun tartışması bile yapılmaz, sadece tasvibi yapılır. Bu çok önemlidir. 

TARIM TARİHİ ÇOK ÖNEMLİDİR MUTLAKA GÜNDEMİMİZDE OLMALIDIR

Başka teoriler de vardır, Romalılar devrinde bu bölgede 1 dönüm başına 10 ila 11 zeytin ağacı dikilirdi. Bugün bir takım ziraat teorisyenleri bunu 20’ye 25’e kadar çıkacağını söylüyorlar. Deneylere ne kadar güvenebilirsiniz ve bunu hep birlikte yapmak zorundayız. Acaba bu gerçekten verimi arttırır ve toprağı gerçek bir zeytinlik haline getirir mi? Yoksa topraktaki ağaçla çevrenin karşılıklı ilişkisini bozar, birileri bir jenerasyona sebep olabilir mi? Bunun ciddi araştırılması ve düşünülmesi coğrafyayla ve tarım tarihi ile mukayesesinin yapılması gerekir. Tarım tarihi bizim milletin tarihin bütün branşları gibi en az ilgi duyduğu bir daldır. Oysa ki çok mühimdir, çünkü tarımın tarihi başka şeyin tarihine benzemiyor. Yani onu içinizde taşımak zorundasınız. 

BU PROBLEM ÇOK ÖNEMLİ!

Başka sorunlar var, burada oturduk Afrin zeytinyağından bahsettik, sayın milletvekilimiz dile getirdi. Başka sorunlar var aslında. Bu kadar inşaat, bu kadar yanlış şehirleşme bu kadar yanlış parselasyona ne diyeceksiniz? Bu bölgede seneden seneye 10 yıldan 10 yıla değil, seneden seneye zeytinlikler gidiyor. Türkiye çok yakında 6 bin tona ihtiyacı olan yağı bile bulmakta büyük güçlük çekecektir. Nerede kaldı ki onu ihraç edeceğiz ve servet yapacağız. Bu çok önemli bir problem, bunun üzerinde durulmuyor. Bütün Akdeniz’de Türkiye kadar zeytinliklerini tahrip eden başka bir bölge yok. Bütün bunlar niye yapılıyor derseniz, bir tanesi inşaattır. İnşaat gerçek anlamda bir iktisadi yatırımdır. Bununla ne bir memleketin büyük bir servet birikimi sağlanır ne de teknolojik gelişme sağlanabilir. Kalıcı olan zenginlik bu değildir, kalıcı olan zenginlik madenlerin işletilmesi ve tarımın çok iyi kullanılmasıdır. Bu kullanılamıyor, bu problemin üzerinde kimsenin de çok fazla durduğu yok bunu bilhassa ben belirtmek istiyorum.

ZEYTİN ARTIK BURADA LÜKS BİR MEYVADIR, ZEYTİNYAĞI LÜKS BİR YAĞDIR

Şurada bir şeyin üzerinde daha durmak gerekir. Zeytinyağı yıldan yıla bizim neslin hayatının içinde bile gözlediği kadarıyla pahalı bir tüketim maddesi haline gelmiştir. Bir zeytin ülkesinde eğer, geliri düşük insanlar bel ki her zaman her yerde olabilir, zeytinyağını lüks olarak görmeye başlıyorlarsa orada sizin oturup düşünmeniz lazım. Akhisar’ın 14 milyon zeytin ağacı ile bilmem Ayvalık’ın zeytinyağı kalitesi ile yok Gemlik zeytinlerinin lezzeti ile övünerek gününüzü geçiremezsiniz. Benim çocukluğumda zeytin fakir yemeğiydi, yani zeytin ekmek yemek sefilhane yaşamak demektir. Bugün zeytin ekmek için bu lafı kimse söyleyemez, çarpılır. Zeytin artık burada lüks bir meyvadır, Zeytinyağı lüks bir yağdır. İnsanlar alternatif yağları arıyor. Kimsenin alternatif yağına bir şey demiyorum ama bir yandan da tabipler, diyetisyenler bar, bar bağırıyorlar ki, işte zeytinyağı yemelisiniz yoksa ölürsünüz. Ölmeyeceğiz ama pek tadı ile ölmeyeceğiz açık. Yediklerimiz, içtiklerimiz günden güne kayboluyor.

HER BÖLGENİN KENDİNE HAS GÜZELLİĞİ VARDIR, ÖNEMLİ OLAN KENDİ TOPRAĞIMIZI NASIL İŞLETTİĞİMİZDİR

Zeytinyağı kelimesi ve zeytin gittikçe edebiyatımıza mahsus bir şey kalıyor. Zeytin dediğimiz gıda, dini kitaplarımıza, vahiylerimize has bir kelime olarak dönüşüyor. Bunu ıslahı için ne yapmamız lazım, her şeyden evvel bütün iktidarların ortak kabahati en azından 40 sene zeytin arazilerini koruyamamak olmuştur. Zeytin arazilerinin bıraktığı yerlerde bugün Dilovası gibi zehir saçan merkezler ortaya çıktı. Bu çok önemli bir şey ve komşu ülkelerin zeytini ile rekabet söz konusu değil, çünkü her zeytinin kendine göre tadı vardır. Her ülkenin zeytini başka bir şeydir. Yerine göre Tunus’un zeytini lezzetlidir, görünüşü güzeldir, yerine göre Lübnan’ın ki, mühim olan size kendi zeytini üretmesidir. Zeytin üreticisinde ki en büyük düşman komşu ülkenin zeytin rekoltesi değildir. En büyük düşman siz kendinizdir. Arazinizi nasıl kullanıyorsunuz, teşkilatlanmanıza ne gibi güçlükler çıkartıyorsunuz, devlet size ne kadar el atıyor, ne kadar koruyor sizi ve ne kadar zeytin üreticisini diğer üretim dalları ile hiç değilse eşit bir şekilde muameleye tabi tutuyor ve bu konuda araştırma yapıyor. Zeytin araştırması  çok pahalı bir araştırmadır, ben İtalya’nın güney zeytinlerini çok seviyorum. En büyük problem iflah olmaz bit yeni virüs çıktı dediler. Tehlike altında tutulduğunu söylediler. Bunu araştırması ve tedbirlerinin alınması zeytin üreticisinin baş edebileceği bir sorun değil ve çok pahalı bir araştırma” dedi.