Günümüzde insanların zaaflarından bir tanesi tevazu gibi hayati öneme
sahip bir erdemden uzaklaşmasıdır. İnsanların ( tevazu - alçakgönüllülük -
mütevazilik ) gibi hassas bir değerden uzak kalması beraberinde kişileri
kibir ile birlikte çıkmaza sokuyor.Kibir; gerçeği inkâr etmek, hakkı kabul 
etmemek, insanı küçümsemek ve hor görmek olarak değerlendirilmiştir.
Buna göre kibir; tevazunun karşıtı olarak “kişinin kendisini üstün görmesi
ve başkalarına aşağılayıcı davranışlarda bulunması” şeklinde algılanmıştır.

Sağlıklı bir toplum olmanın en önemli yapıtaşının tevazu erdemi olduğunu 
öğretileriyle bütün dünyaya ders veren Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli'den 
öğreniyoruz :

Bir adam, kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Daha 
sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak 
için bunu, o zamanlar aynı zamanda aşevi işlevi görmekte olan bir dergaha 
bağışlamak ister. 

Adam Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına gider. Durumu Hacı Bektaş-ı Veli'ye 
anlatır ve o ' helal değildir' diyerek bu kurbanı geri çevirir. Bunun 
üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır. 
Mevlana ise bu kurbanı kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş-i Veli'ye 
de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya 
bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der: 

- Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe 
konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. 
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve ona, Mevlana'nın kurbanı 
kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli'ye 
sorar. O da şöyle der: 

- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. 
Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü 
kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir. 

Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi 
becerebilen insanlar olmamız dileğiyle... 

Unutmayalım ; “Her türlü iyilik bir evde toplanmış ve onun anahtarı 
tevazu olmuştur. Her türlü kötülük bir evde toplanmış ve onun anahtarı 
kibir olmuştur.”

Sürç-i Lisan Ettiysem Affola..
Saygılarımla
Necdet ERİKÇİ