Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday adaylığını açıklayan Zerrin Mastan’ı kızı Mısra Mastan takdim etti. Annesi’nin öz geçmişini okuyan Lise öğrencisi Mısra Mastan, Zerrin Mastan’ın her şeyden önce bir anne olduğunu da belirtti.

Kızının takdiminin ardından mikrofonu eline alan Zerrin Mastan, “Ranta , avantaya, iktidar nimetlerine tamah etmeden baskılara tehtidlere boyun eğmeyip inadına Cumhuriyet inadına Cumhuriyet Halk Partisi diyen inadına bu bayrağı taşıyan değerli yol arkadaşlarım, hoş geldiniz. Bugün 24 Ocak, bugün aydınlığa tahammülü olmayan emperyalist uşaklarının aydınlık ve demokrasi savaşçısı Uğur Mumcu’muzu kalleşçe katledilişinin 23. yılı. Yürekli yiğidimizle birlikte tüm devrimci demokrasi şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Bir barış ve demokrasi savaşçısı da yine bir 24 Ocak’ta katledildi. Gaffar Okkan’ı da saygıyla anıyorum. Bu cinayetlerin ülkemizi bu gün içinde bulunduğu duruma getirmek için tasarlanan projeler kapsamında işlendiğini hepimiz biliyoruz. Bizler burada bulunan vatan severler gibi milyonlar olmasa işleri o kadar kolay olacaktı ki. Ama Yağma yok yine heveslerini kursaklarında bırakacağız. Faşizme gericiliğe bu cepheden geçit yok. Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerde üyesi olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi’nin Manisa Milletvekili adayı olmak için sizlerden bir görev talebinde bulunuyorum. 2014 yılının Haziran ayından bu yana toprağından yaşam fışkıran Manisa’mızın her noktasında yaşayan güneşin aydınlığını yüzünde yansıtan insanlarına ulaşmaya çalıştım. Sonuç: iyi ki bu yola çıktım iyi ki bu güzel insanlarla bir arada oldum" dedi.

Gördüm ki umudun adı Cumhuriyet Halk Partisi

 Zerrin Mastan;" Bu verimli topraklarda yokluk kol geziyor. Bu verimli tarım arazileri üzerine yapılan fabrikalara asgari ücretle işe girmek için gencecik insanlar kuyruklarda bekliyor. Ülkemiz sınırlarının hemen dibinde insanların kafası kesilirken ülkemiz sınırları içerisinde her gün kadınlarımız gençlerimiz öldürülüyor. Bizi 12 yıldır birlikte yönetenler ayrılmış bir birlerine paralel diyorlar. Soma da bir defada 301 emekçimiz ölüyor, kimse sorumlu değil. Ülkemizde yoksulluğun ne noktaya geldiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Onların yolsuzlukları bizlere, köylümüze, işçimize, emeklimize yoksulluk olarak dönüyor. Emeği ile geçimini sağlayan insanlar kredi, kredi kartları borç batağında çırpınıp duruyor. Neredeyse hepimizin kredi kartı ve kredi borcu var.Esnafımız kepenk kapatıyor; çiftçimiz arazisini satıyor.Uyguladıkları sağlık politikasının sorun çözdüğünü söylüyorlar ya tamamen yalan.Yine parası olan gerektiği gibi tedavi olabiliyor, olmayan hastane hastane sürünüyor.

 Getirip Gördes’e ormanlarımızın içine, temiz sularımızın kaynağına bir nikel madeni açtılar. Bu bölge için toprağımızı,suyumuzu, havamızı yok etmekten başka hiçbir işe yaramayacak. Aynı şekilde Alaşehir’de jeotermal enerji ile elektrik üretelim derken çıkan gazlarla çevrenin tarım yapılamayacak yaşanamayacak hale gelmesine sebep oluyorlar.Çaldığı da öyle.Elde edilenlerin kaybettiklerimizin yanında hiçbir değeri yok.

 Dağ köylüleri doğdukları köylerde doyabiliyorlardı, kendi köylerindeki varlıkları onların geçimine yetiyordu.Ancak bu yöneticiler onların kendi köylerinin varlıklarını da özelleştirmeye peşkeş çektiler. Köyde yaşayan gençler umutlarını büyük şehirlerde aramak üzere yola çıktılar

 Bunlar eğitim sisteminde bilimden teknolojiden uzaklaşarak kendi anlayışlarına uygun biat eden nesiller yetiştirmeyi amaçladı.OBAMA “Gençler elinizdeki telefonu kullanmakla kalmayın onun nasıl üretildiğini geliştirilebileceğini düşünün çalışın” derken bizi yönetenler “Siz sadece tuşlarına basın içini merak etmeyin” diyor. Eğitim sistemini her yıl değiştirerek içinden çıkılmaz hale getirdiler.Sınavlara güven kalmadı sorular servis edildi. Bu ülkenin vatanseverleri aydınları gazetecileri üretilmiş delillerle yıllarca zindanlara atıldılar.Şimdi bunu paralel yaptı diyenler o zaman biz bu davanın savcısıyız diyorlardı. Işte bunların adaleti bu.

2002 yılında 66 kadın cinayete kurban giderken 2009 yılında 963 kadın cinayete kurban olmuştur. Şuan bu sayı çok daha fazladır. Bu veriler bu iktidarın ülkeyi nereye götürdüğünün önemli bir delilidir. Tüm bunların sebebi yılardır süre gelen halkı değil rantı ve ülkeyi karanlığa sürüklemeyi amaçlayan politikaların uygulanmasıdır. Ben ülkemin aşı işi olan, mutlu insanların yaşadığı, devletine ve adaletine güvenen, emeğinin karşılığını alan, aç yatmayan, Çocuğunu üniversiteye gönderirken yurt-burs sorunu yaşamayan, yıllarca üniversite okuyup da yıllarca işsiz gezen gençlerin olmadığı bir yer olmasını istiyorum. Aydınlık, çağdaş, emeğin karşılığını bulduğu bir Türkiye istiyorum. İşçinin, köylünün, emeklinin hakkının korunduğu, hukuk önünde eşit olduğu, kadınların ezilip şiddet görmediği, bilime çağdaşlaşmaya yönelik eğitim çalışmalarının yapıldığı, tüm canlılara yaşam hakkının tanındığı, doğanın betonlaşma uğruna katledilmediği bir Türkiye istiyorum. Tüm bunları sağlayacak olan Cumhuriyet Halk Partisi’dir" dedi.

 Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin umudu, aydınlık yüzüdür, Çözüm Cumhuriyet Halk partisi iktidarı.

 Zerrin Mastan;"Tüm aydınların Cumhuriyet Halk Partisi’nde haramilere karşı omuz omuza mücadele etmesidir. Evet ben sizden büyük onur duyarak yapacağım Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilliği görevini istiyorum. Eğer bu görevi bana verirseniz; Ben gerçekten halkın vekili ve i Ankara’da ki nöbetçisi olacağım. Kurulu düzenin yanlışlıklarına, eşitsizliğe, gericiliğe, sömürüye, imtiyazlara karşı duracağım.Tüm insanların hakları eşitliği ve bütünlüğü ilkesine inanıyorum. Ülkenin sorunlarının çözümlerine ırk temelinde değil yurttaş temelinde yaklaşacağım. Sosyal demokrat anlayışın gereği olarak ekonomik ve siyasi açıdan güçlü sınıfın bu güce sahip olmayan sınıflar üzerinde egemenlik kurmasına karşı duracağım. Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi inancı paylaşırsa paylaşsın tüm yurttaşların hukuk önünde eşit olmasına ve bütün vatandaşların ülkenin sahibi olduğu anlayışının hayata geçirilmesine çalışacağım" dedi.

 Sahipsizlerin sahibi olacağım

Zerrin Mastan;" Sorunların çözümlerini halk için halkla beraber bulacağım. Engellilerimizin daha çok sosyal hayata katılabilmesi için, normal yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları aşmak için her türlü projeye katkı vereceğim. Sizlerle çıktığımız bu yolda bu günde beni yalnız bırakmadığınız, sizlere çok teşekkür ediyorum. Bana güç verdiğiniz için sağ olun varolun. İzin verirseniz bir teşekkür daha etmek istiyorum. Bana sizin karşınıza çıkıp konuşma gücünü veren, yaptığı terzilikle beni mühendis yapan anneme ve babama çok teşekkür ediyorum.Tabii ki eşime ve çocuklarımı da. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum" dedi.