İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in “TRT’yi satıp parasını halka dağıtacağım.” sözlerini duyunca, beynimden şikşek gibi bir fikir geçti. “Sat anasını satayım!” Ardından “Babalar gibi satarım!” lafı dansetmeye başladı kafamda! Neleri satmadık ki, diye söylendim. “Cumhuriyet’in bütün kazanımları satılıp başkalarının, yandaşların eline geçirilmedi mi?” diye düşündüm. Ülkeyi yönetenlerin nasıl birer mirasyediye dönüştüğünü, atalarımızın dişlerinden tırnaklarından artırarak meydana getirdikleri değerleri nasıl ellere peşkeş çektiklerini anımsadım ardından…

Devletçilik söylemi ile Liberalizm arasındaki temel çelişkiye gelip takıldım. Onu yorumlamaya çalıştım. En az 60 yıldan bu yana kafamda halledemediğim bu konuyu da  bıraktım bir kenara…

***

Akşener, Çorum’da düzenlenen mitingde söyledi TRT’yi satacağını. Her ne kadar günümüzde iktidarın borazanı haline gelmiş olsa da emekli olduğum kurumun haraç mezat satılması hoşuma gitmedi. Özerkliği elinden alınmış, bağımsızlığını büyük ölçüde yitirmiş, tarafsızlığını kaybetmiş TRT’nin yok edilmesi nedense kanıma dokundu.

Sadece benim değil, birçok kişinin hoşuna gitmedi. Sosyal medyada bu konuda yazılar yazılmaya, fikirler ortaya çıkmaya başladı. En derli toplu karşı çıkış, yıllarını TRT’ye vermiş Dr. Tekin Özertem’den geldi… “Meral Akşener'in Dikkatine!” diye başlayan yazı şöyle:
Partinizin Çorum'da düzenlediği mitingde, medyanın muhalefete karşı tavrını eleştirirken TRT'yi satacağınızı ve parasını halka vereceğinizi söylediğiniz, bu beyanınızı size hiç mi hiç yakıştıramadım. Nedeni: Sizin gibi milliyetçi olduğunu savunan bir kişinin devletin bir radyo televizyon yayın kurumuna sahip olmasının gereğini ve önemini benimseyememiş olması. Sorun TRT'nin değil, TRT'yi yönetenlerin.

TRT, 1961 anayasasının 121. maddesi uyarınca 1964 yılında tarafsız ve ÖZERK bir kamu kuruluşu olarak kuruldu. 359 sayılı yasa ile kuruldu. 1971 yılına kadar da bu ilkeye bağlı olarak yayın yaptı.

1971 ve 1980 askeri darbeleri sonrasında yapılan anayasa ve yasa değişiklikleri ile özerkliği kaldırıldı ve tarafsız (!) bir kurum olarak tanımlandı. O yıllardan başlayarak giderek iktidarların baskıları sonucunda da bu hale geldi.

Sayın Akşener, bugün yapılması gereken TRT'yi satıp parasını halka dağıtmak değil ÖZERK bir kurum olarak yeniden yapılandırmaktır.

Söz konusu milliyetçilik ise eğer yapılması gereken budur. Ülkemize ve halkımıza kendilerine ve partililerine hiç bir şahsi çıkar beklemeksizin hizmet etmek isteyen tüm çağdaş siyasilerin öncelikli görevi bu olmalıdır.

Bu kuruma 1968 yılından başlayarak emek veren emekli bir yapımcı ve yönetici olarak söyleminizi gözden geçirip düzelteceğiniz ümidi ile...

***

Bu yazının altına imzamı atarım diye destek verdim Özertem’e..

Kişisel düşüncem satılmaması ve Özerk hale getirilmesi. Çünkü örnek alınan İngiliz yayın kuruluşu BBC, İngiltere’de Posta Bakanlığına bağlı olduğu halde, bağımsızlığından ve tarafsızlığından şüphe edilmeyen bir kurum. Tek ilkesi İngiltere’den yana olmak!

Özertem’in yazısının altında, satılmamasını savunanlar olduğu gibi, TRT’nin çürüdüğünü ortadan kaldırılması gerektiğini düşünenlerin de görüşleri var…

Sizin düşünceniz ne?

Bugünlük de bu kadar!

Sağlıcakla Kalın Akhisar’sız Kalmayın!