Dyt. Simge KURALAY YILMAZ;

    “Mutlaka sahura kalkmanızı ve kan şekerinizi uzun süre sabit tutacak güçlü bir kahvaltı öneriyorum. Lor peyniri, çökelek, beyaz peynir, yumurta, zeytin, ceviz, çiğ badem, domates, maydanoz, tere, salatalık, tam tahıllı ekmek veya kepekli simit gibi seçenekleri kullanabilirsiniz. 

    Lif ve vitamin dengesi açısından sahurda 1 avuç içi kadar taze mevsim meyvesi yiyebilirsiniz.
    Taze sıkılmış dahi olsa meyve suları kan şekeriniz için sağlıklı değildir. Bu nedenle meyvenin kendisini, eğer kabuklu tüketilebiliyor ise kabuğunu soymadan tüketmelisiniz. 
    İftardan imsak  vaktine kadarki süreçte 2-2.5 litre su tüketmelisiniz.
    Kafein içeren siyah çay, kahve, soğuk çay, kola gibi içecekleri bol miktarda tüketmeniz vücudunuzun su dengesi açısından sakıncalı olacaktır. Bunların yerine sade doğal mineralli su, ev yapımı az şekerli limonata, şekersiz komposto suyu veya hoşafları tercih edebilirsiniz.
    Ter ile vücudunuzdan atılan sodyum, magnezyum, kalsiyum gibi elektrolitleri yerine koyabilmek için imsak ile iftar arasında mümkünse ara öğünlerde 1 adet sade doğal mineralli su tüketebilirsiniz. Ancak hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği gibi tuz kısıtlamanız gereken bir hastalığınız var ise maden suyu tüketmemelisiniz.
    İftar menümüzün içerisinde mutlaka en az 1-2 çeşit çiğ veya pişmiş salata bulunmalıdır. Örneğin domates, salatalık, yeşil ve kırmızı biber, roka, maydanoz, taze nane, tere, soğan, havuç gibi rengarenk sebzeleri içeren salatalar hem göz doygunluğu hem mide hacminin doldurulması açısından güzel seçeneklerdir. Salatalarınıza keten tohumu, zeytinyağı, avokado, ceviz gibi yiyeceklerden sınırlı miktarda ilave edebilirsiniz.
    İftarın ana yemeğine geçmeden önce mutlaka küçük bir kase çorba ve salata ile başlamalısınız. Sonrasında 10-15 dakika kadar beklemelisiniz. Mide hacminizi doldurmak ve doygunluk süresine kolayca erişmek açısından bu çok önemlidir.
    Et porsiyonunuzla birlikte salata veya zeytinyağlı sebze tüketmeniz olası hazımsızlık ve kabızlık problemlerinin azaltılmasında etkilidir.
    Ramazanda kilo artışlarının önüne geçmede bir diğer nokta yemekleri pişirme yöntemidir. Kızartma, kavurma gibi seçenekler bolca yağ içerdiğinden, bu dönemde hem gastrit, reflü gibi yakınmalara yol açabilir hem de içerdikleri kalori miktarı yüksektir. En sağlıklı pişirme yöntemi ızgara, fırında, haşlama, sote, buharda pişirmedir.
    İftardan hemen sonra tatlı porsiyonuna geçmemelisiniz. Burada hazmı kolaylaştıracak  rezene, hibiskus, biberiye, yeşil çay gibi bitki çaylarını tüketebilirsiniz. 
    İftardan sonraki ara öğünlerinizde tatlı olarak meyve, ev yapımı meyveli yoğurt, ceviz, fındık, çiğ badem, sınırlı miktarda dondurma, az şekerli veya şekersiz komposto ve hoşaflar, şekersiz meyveli tatlılar veya az şekerli sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz. 
    Hazımsızlık ve kabızlık şikayetlerinin ortadan kalkması için birkaç noktaya birden dikkat etmek gerekir. Taze meyve veya meyve kompostoları tüketebilirsiniz.  Her gün çeşitli salatalar, tam tahıllı ekmek ve bulgur tercihiniz, günlük 2-2.5 litre su tüketiminiz oldukça katkı sağlayacaktır.
    İftardan 1-1.5 saat sonra yürüyüşe çıkmalısınız. Tempolu bir şekilde her gün 30-40 dakika yürümeniz sağlığınızı çok olumlu etkileyecektir.
    Bir diğer önemli husus da uykudur. Düzenli uyku esnasında salgılanan bazı hormonlar, beraberinde fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak sağlıklı bir bedeni getirir. Dolayısıyla iftardan İmsak vaktine kadarki süreçte devamlı uyanık kalmak size iyi gelmeyecektir. Makul bir saatte uykuya geçmek sizi gün içinde daha zinde tutacaktır.” diyerek Herkese iyi ramazanlar dilediğini ifade etti.