Mesane kanseri Amerika Birleşik Devletlerinde dördüncü, Avrupa’da ise beşinci sıklıkta görülen kanser çeşididir. Mesane tümörü erkeklerde kadınlardan 3 kat daha sık görülür. Erkeklerde prostat, akciğer ve kalın barsak kanserlerinden sonra dördüncü sıklıkta görülen kanserdir. Erkeklerde kanser vakalarının yaklaşık olarak %7’sini oluşturur. Kadınlarda en sık görülen dokuzuncu kanserdir ve tüm kanser vakalarının %2.5 ’ini oluşturur.

Mesane kanseri çocukluk dahil her yaşta olabilir. Ancak genellikle orta ve ileri yaş hastalığıdır. Görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmaktadır.

Çevresel karsinojenlere maruz kalma mesane kanseri gelişiminde çok önemlidir. Baca temizleyicilerde, plastik ve lastik sanayi çalışanlarında mesane kanseri daha sık görülmektedir. Ayrıca sigara içenlerde mesane kanseri içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla görülmektedir.

BULGU VE BELİRTİLER

Mesane tümörünün en sık bulgusu idrarda ağrısız kanamadır. İdrarda ağrısız ve aralıklı kanama, hastaların yaklaşık olarak %85’inde görülmektedir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zor idrar yapma  gibi yakınmalar da mesane tümörünün ilk belirtileri olabilir. Kanama ile idrardan pıhtılar da gelebilmektedir. Bunların yanı sıra karın alt bölgesinde veya bel bölgesinde ağrı bu yakınmalara eşlik edebilir.

TANI

Tanıda idrar tetkikleri önemli yer tutmaktadır. Tam idrar tahlilinde idrarda kan hücrelerinin (eritrosit ) görülmesi tümör şüphesini ortaya koymalıdır.
ULTRASONOGRAFİ: Mesane tümörü tanısında en basit görüntüleme yöntemi karından yapılan ultrasonografidir  ( Batın Ultrasonografisi ). Belirli bir büyüklüğe ulaşan tümör ultrasonografide görüntülenebilir. 

SİSTOSKOPİ: İdrar kanalından kapalı yöntemle girilerek mesanenin görüntülenmesi tümör tanısını kesinleştirir.

TEDAVİ: Mesane tümörü şüphesi olduğunda genel/lomber (Belden yapılan) anestezi altında idrar yolundan girilerek tümör temizlenmelidir. (Transüretral Rezeksiyon : TUR ). Yeni yöntem olan Plazmakinetik yardımıyla çıkarılan tümör dokuları patolojik incelemeye gönderilmelidir. Bazı olgularda idrar kesesinin normal görülen bölgelerinden de biyopsi alınmalıdır.

Yüzeyel tümörlerde ( Ta, T1 ) TUR kalıcı bir iyileşme sağlayabilir. Ancak birden fazla tümör varlığında veya tümör çapı 4 cm den büyük olduğunda nüks riski daha fazladır ve bu hastalarda mesane içerisi Mitomycin veya İmmun BCG gibi ilaç solüsyonuyla haftada bir kez 6-8 hafta süreyle yıkanmalıdır.

Tümör adele tabakalarına bulaşmış ise ( T2, T3 ) özellikle genç ve genel durumu iyi olan hastalarda mesanenin tamamen çıkartılması ( Radikal Sistektomi ) ve ardından barsak mesane yapılması en ideal tedavi yöntemidir. Radikal sistektomi için uygun olmayan veya metastaz yani başka organlara yayılmış olan hastalarda sistemik kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanmalıdır.

TAKİP

Mesane tümörlü bir hastada  daima nüks riski mevcuttur. Bu nedenle hastalar hekimin önereceği aralıklarla periyodik olarak takip edilmelidir. Bu doğrultuda düzenli idrar testleri ve kontrol sistoskopisi yapılmalıdır. Yüzeyel tümör tanısı konulan hastalarda, ilerideki yaşamları süresince az da olsa mesanenin tamamen alınması gereken bir durum ortaya çıkabilir. Düşük dereceli tümörlerde bu risk daha az, yüksek dereceli tümörlerde ise daha fazladır. Özellikle yüksek dereceli tümörlerde üst üriner sistem yani böbrek pelvisi ve üreter denilen idrarın biriktiği ve iletildiği kanallarda da benzer tümör çıkma olasılığı az da olsa mevcuttur. Bu nedenle böbrekler de  yılda bir incelenmelidir.

Detaylı Bilgi ve Randevu 0236 404 0 404