Dostluk kurduğum HEBER TÜRK  gazetesinin saygın  spor yazarı  Atilla TÜRKER’in 28 Haziran 2018 günü MARKAJ adını verdiği  köşesindeki yazısını (Daha önce temas kurup izin aldığım için) Türkiye’de Futbolun neden “topal Ördek” olduğunu belirten anlamlı satırlar olduğu için  aşağıda, tüm sporseverler ve özellikle futbolseverler tarafından okumasının büyük yarar sağlayacağına inanıyorum.

Haldun AKYÜZ

Rusya’da niye yok uz?

Emirhan Ergün, Erhan Karayer, Bülent Uzun, Murat Akça, Sinan Osmanoğlu, Uğur Parlak, Çetin Güngör, Sebahattin Usta, Okan Sarı, Umut Sözen, Serdar Eylik, Fatih Kaldan, Mert Özkaptan, Emre Turan, Ömer Sümer, Şahin Aygüneş ve Ayhan Güçlü.

Kim mi bunlar? A Genç Milli Futbol Takımımız. Şöyle ki... 10 yıl önce Ay-Yıldızlı formayı giyen 18 yaş grubu gençlerimiz.

Şimdi ne durumdalar? Tutunamadılar!

Evet... 10 yıl önce “yarınlarımız” diye milli formayı teslim ettiğimiz bu oyuncuların tamamına yakını piyasada yok. Kimi futbolu bıraktı. Kimi alt liglerde oynuyor. Kimi ise amatör kümede top koşturuyor.

Şu da var. Her biri 60’şar, 70’şer kez genç milli oldu. Mesela Erhan Karayer 75, Umut Sözen 73, Murat Akça 68 defa bu büyük onuru yaşadı.

Bu ekip o dönem çok başarılı işlere de imza attı. Bir yıl içinde oynadığı 29 maçın 19’unu kazandı.

Hangi rakipleri mi dize getirdi? Almanya, Belçika, Fransa, İsviçre, İsveç, Hırvatistan, Rusya, Sırbistan, Polonya, Danimarka, Sırbistan.

Bu ekiplerin hepsi Rusya’daki Dünya Kupası’nda mücadele verdi.

İşin özü şu: Futbolumuzdaki çarpık politika yüzünden... Gençlerimiz sürekli harcanıyor.

Ülkemizde altyapıya verilen önem, sıfırın biraz üstünde. Doğal yetenekleriyle bir yerlere gelebilen gençlerimiz, belli bir noktadan sonra bir kenara itiliyorlar.

Yoksa, belli bir yaşa kadar dünyanın en iyilerini bozguna uğratan kardeşlerimiz... Sonra nasıl ortadan kaybolurlar!

Futbol ekonomisi açısından Avrupa’da 6. sırada olmamıza karşın, uluslar arası büyük şampiyonalara genelde hep seyirci kalıyoruz.

Elin oğlu gençlere destek vererek çok yol alırken... Bizler ahbap-çavuş ilişkilerle geri geri gidiyoruz.

Ülkemizde son 20 yılda kaç oyuncu vitrine çıktı? Az... Yok denecek kadar az.

Evet! Temele inmek gerekiyor. Bunun için de Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Dünya futbolunda gelişmiş ülkeler ne yapıyorsa... Bizde de o yapılsa yeter.

Örnek... Almanya 16 yıl önce yeniden yapılanmaya gitti. Bu doğrultuda 2002 ile 2017 yılları arasında altyapı için 1 milyar Euro’ya yakın yatırım yaptı. Her yıl için ortalama 67 milyon Euro harcadı.

Ülkemize dönelim. Bizde yayın ihalesi sonucu kulüplere aktarılan para yıllık 500 milyon dolara ulaştı.

Demem o ki! Mevzuatta düzenleme yapılırsa bu iş çözümlenir. 500 milyon doların sadece yüzde 15’i yani 75 milyon doları altyapı için harcansa... Futbol Federasyonu gözetiminde eğitim hamlesi başlatılsa... Sürünen futbolumuz, ayağa kalkmaz mı! Gerçek anlamda patlama olmaz mı! Yeni yıldızlar ortaya çıkmaz mı! Futbolumuzun marka değeri artmaz mı! Fırtına gibi bir A Milli Takım oluşmaz mı! Tarihe geçecek bir jenerasyon yakalanmaz mı!

Ama! Benimki de laf... Futbolumuzda kritik koltukları işgal eden malum yöneticiler olduğu sürece... Tesadüfi başarılarla gönül eğleriz. Altyapıları para tuzağı haline getiririz. Genç yeteneklerimizi dışlarız. Kulüpleri babamızın malı gibi kullanırız. Taklacı menajerlere paraları kaptırırız. Kapalı kapılar ardında atraksiyon yaparız. İçi geçmiş yabancılara kucak açarız. Paraları har vurur harman savururuz. Koltuğu kaptırmamak için bin takla atarız. Her türlü cambazlığa göz yumarız. Kulüpleri batırırız.

Sonra da... Rusya’ya seyirci kalırız!

Atilla TÜRKER