Akhisarlı Ünlü Sanatçı Kibariye, Akhisar Life dergisinin konuğu oldu. Verdiği samimi röportajında Akhisar’ı çok sevdiğini ifade eden Kirabiye Akhisarlılara Akhisar Life vasıtasıyla selam gönderdi.

İşte o röportaj;

Biz onu her zaman çok sevdik. Kendini hiç saklamadı. Sadece sahnedeki tavırları değil, inanılmaz sesiyle de her zaman alkışı hak eden isim Kibariye …

Kibariye kimdir?

Gerçek adı Bahriye Tokmak olan Kibariye, 10 Ağustos 1960 da Manisa Akhisar’da Kapaklı köyünde, Doğan ve Makbule Tokmak çiftinin ilk çocuğu olarak doğmuştur. Roman kökenlidir. Kibariye doğduğunda annesi ile babası henüz evlenmemiş olduğundan ve bu nedenle nüfus kayıtlarına doğum tarihi daha sonra 1961 olarak geçti. 1981'de kayıtlardaki doğum tarihinin düzeltilmesi için mahkemeye başvurdu ve 1959 olarak değiştirildi. pamuk ve tütün toplayıcılığı yaparak geçinen ailesinin toplam 9 çocuğu oldu. Ailesinin geçim sıkıntısı nedeniyle hiç okula gitmedi
Akhisar'da yaşayan Enver Düzay isimli bir müzisyen, Akhisar'da bir gazinoda şarkıcılık yapan Kibariye’yi küçüklüğünde keşfetti. 1974 yılından itibaren İzmir'de pavyonlarda şarkı söylemeye başladı.

1980'lerde İzmir sahnelerinde çalışan Kibariye, gazinocu Turgut Akyüz tarafından çok beğenilir ve İstanbul’da Stardust gazinosunda sahne almaya başlar. Ve kaderi de böylece değişmiş.
.  İlk evliliğini 21 Aralık 1979 yılında şoförü olan Tünay Ürek ile yaptı. Aldatılma gerekçesiyle 1996 yılında boşandı. 1999 yılında 1981 doğumlu Ali Küçükbalçık ile evlendi ve bu ikincisi olan evliliğinden 2000 doğumlu Birgül adında bir kız çocuğu vardır

Manisa’nın Akhisar ilçesinden İzmir sahnelerine oradan İstanbul’a ve derken tüm Türkiye’ye mal olmuş bir ses bir yorumcu. 1980‘lerde İzmir sahnelerinde çalışan Kibariye o yıllarda İzmir fuarına gelen tüm sanatçıların dikkatini çeker. Bunlar arasında Muzaffer Özpınar’da vardır. Ünlü bestekar sanatçıyı o zamanlar İstanbul’da Stardust gazinosunu çalıştıran Turgut Akyüz’e anlatır. Rahmetli Turgut Akyüz Kibariye’yi dinlemek ister. İzmir’den İstanbul’a gelen Kibariye’nin kaderi de böylece değişmeye başlamış olur. Gazinocu Turgut Akyüz tarafından çok beğenilen Kibariye Stardust gazinosunda sahne almaya başlar.Kibariye çok kısa sürede gerek sesi, gerekse yorum her şeyden önemlisi de doğallığıyla tüm meydanın dikkatini çeker. Böylece bir teklif yılbaşı gecesi (1980) TRT Televizyonundan gelir. Kibariye’nin yaşamını birden bire değiştiren yeni hayat başlamış olur. Kibariye Kimbilir adlı parça ile çıkış yakalar ve 1980’lerden 1990’lara 21. Kaset yapmasını sağlar. Halkın Kibariye’ye gösterdiği yoğun ilgi çeşitli gazinolarda gece klüplerinde Anadolu ve Avrupa turnelerinde çalışması sağlar. Bu çıkış Özel TV kanallarının da ilgisini çeker. İlk show Darısı Başınıza isimli evlendirmeyi konu alan eğlence programı ile Kanal 6 ile başlar, daha sonra "Eğlen Coş İşte Kiboş" ismi ile ATV’de devam eder daha sonra İnter Star’da Kibariye Show ile ve de son olarak TGRT’de yapılan program ile sona erer.


Akhisar’da doğuyor ve İzmir’e göç ediyorsunuz... Nasıl başlıyor maceranız?
Sekiz kardeşiz... 5 erkek, 3 kız. Babam ayakkabı boyacısı, annem ev kadını. Çok yokluk içinde büyüdük ama güzel yıllardı. Babamın az parasıyla büyümek çok makbule geçti. Benim terbiyeli kalmamı, haddimi bilmemi sağladı.

Evlere temizliğe gidermişsiniz doğrumu?

Evet. Pamuk ve tütün tarlasında çalıştım. Tren yolundan kâğıt topladım. Bafra sigaralarının paketlerini toplayıp satar, eve ekmek alırdım. Bunlar da benim gururum. Tel dolabım varken, şimdi sesim sayesinde buzdolabım var

Sesinizi nasıl keşfettiler?

Mucize isminde benden 3-4 yaş büyük bir arkadaşım vardı. Onların durumu daha iyiydi. O okula giderken ben gidemiyordum. Ders nasıl yapılıyor? Okul nasıl bir şey merak ediyordum. Bir yandan tütün kırarken ona şarkı söylüyordum. Bu arada o pavyonda çalışıyordu. Bir gün “Sen manyak mısın? Bu kadar güzel sesin var. Sen de gel şarkı söyle” dedi. 12 yaşındayım, babam karşı çıktı. Aradan bir kaç ay geçti. Ekmeğe ihtiyacımız vardı. Mucize’yi aradım. İzmir Kordon’da pavyona soktu. Kaçak çalışmaya başladım. Önceleri perdenin arkasından okuyordum şarkıları. Bir gün “Bu çok çirkin, kara kuru bir şey çıkarmayın zaten” sahneye dediler. Kompleks yaptım. Sonra Allah beni böyle yaratmış ama fizikten daha güzel bir şey vermiş ses vermiş diye düşündüm. Ve çıktım sahneye. Pavyon ama ben gazino sanıyorum. Peruk taktılar, elbiseler giydirdiler... Bir çıktım pir çıktım. Pavyon tıklım tıklım doldu. Sonra İzmir Fuarı’nda Gönül Akkor’dan Zeki Müren’e hepsi gelip sesimi dinledi. Gayrettepe Stardust’un sahibi vardı. Onun teklifiyle de İstanbul’a geldim babamla. Sonra babam, “Kız geldin dul gitmeyelim” dedi. “Her şey bende bitiyor” dedim. O zaman  babam “Allah’a emanet ol” dedi. İstanbul’da kaldım. Ve Seda Sayan’la aynı evde oturmaya başladım. Nereden nereye... Şimdi Amerika’nın önde gelen müzik okullarından Berklee College of Music ‘2000’lerde, Ortadoğu’nun en güçlü ve kişilik sahibi sesleri’ listesindeyim 

Bu nasıl bir enerji? Hiç yorulmak bilmiyorsunuz(gülüşmeler)

 Bildiğin gibi değil, resmen hiperaktifim. Bir yandan bardakları toplarım, bir yandan çocuğumla ilgilenirim, bir yandan anneme bakarım… Her işime kendim koşarım ama kayınvalidemin hakkını ödeyemem, çok yardımcı bana, çok koşar her işime Allah bin kere razı olsun.

Sevenleriniz gelip size sarılıyor ve sahnede şarkınız yarıda kalıyor.Bu kadar çok sevilmeniz hakkında ne düşünüyorsunuz?

 İnanılmaz bir sevgi var. O sevgi de herkese mahsus değil. Önce Allah'a sonra da sevenlerime şükrediyorum. Beni hiç yalnız bırakmıyorlar.Sanırım insanların beni bu kadar sevmesi beni olduğum gibi görünmemden kaynaklı diye düşünüyorum.Kasıntı değilim  hiç olamadım ve olamayacağım ben neysem oyum arkadaş.

 Eşinizden hep sevgiyle bahsediyorsunuz, nedir bunun sırrı?

Bunun sırrı mırrı yok! Hepimizin evine karabiber de lazım, tuz da lazım. Biz çok şükür Allaha çok mutlu bir evlilik yaşıyoruz huzurumuz yerinde şikayet edecek bir durum yok tabiî ki sevgi ile bahsedeceğim.

Evde aşk mı önemli arkadaşlık mı?

İlk evlendiğinde heyecan var, sevgi var. Tabii ki hâlâ devam ediyor sevgi ama bir zaman sonra, çocuğu da olunca insanın arkadaşlık da oluyor. Evine sahip, sadık kadınımdır, neşeliyimdir. Konuşmayı da susmayı da bilirim. Her ne kadar temiz kalpli olsam da akıllı kadınımdır, bunu kabul ediyorum. Beni kolay kolay kandıramazlar anladın mı? Life is life. Bunları tek tek yaz.(gülüşmeler)

16 yaşından beri sahnelerdesiniz. Yorulmadınız mı sahnede  olmaktan?

Yorulmadım, daha çok azıyorum. 14 yaşında pavyonda çalışıyordum. 17 yaşında ünlü oldum. Bu işi yapmazsam ölürüm ben.Sahne seyirci benim hayatım,yaşama sevincim şekerim.Alkışlar benim nefesim.

İçinizde uhde kalan bir şey var mı?

Çok vardır ama en çok istediğim nedir biliyor musunuz? Tina Turner bir, Whitney Houston iki, Gipsy üç... Daha çok var. Bunlarla birlikte çalışmak 75 yaşında nasip olsa yine yaparım.

Kızınız müzisyen olmak isterse?

Büyük konuşmam. Ben babamla anneme çok çektirdim. Onlar benim Kibariye olmamı istemedi. Bir arkadaşımın vesilesiyle pavyona girdim. İyi ki de Kibariye olmuşum. Dürüst, namuslu olmama önce Rabbim sonra annemle babam vesile oldu. Birgül sanatçı olmak isterse, gerçekten istediği buysa, istemem ama arkasında dururum. Sesinin çok aman aman olduğunu sanmıyorum. Bana o yaşta “cıngırdak” diyorlarmış, öyle sesim varmış. Belki zamanla oturur. Ne isterse o olsun.

Biraz  annelikten konuşalım .Çalışan anne olmak zor. Annelik, ev kadınlığı, eş olmak, iş hayatı derken kadına biçilmiş bir sürü rol var nasıl idare ediyorsunuz?

Biliyorsunuz ben Birgül’ü çok bekledim. Bana Birgül yıllar sonra geldiği için ben Allah’ıma söz verdim. Bütün fedakarlıkları çocuğum için yapacağım dedim. Çalışsan da, ölsen de, kriz de geçirsen bu senin çocuğun, bakmak zorundasın. Ben gerçekten yoruldum ama çocuğum için değerdi.Çocuğum mutlu oluyorsa, onunla yaşadığım her şeyin  tadını çıkarıdım İşim zordu ama Allah bana yardım etti. Kayınvalidem süper. Çok yardımcı oldu bana.

Çok şanslısınız. İnsanın evladını yakınına emanet edebilmesi büyük lüks. Bende bunun rahatlığını çok yaşıyorum.Annem ve Babam sayesinde ok şanslıyız.

Tabi, deli misin. Bizde çok kişi çalıştı ama kendi ailem gibi olmadı. Bak başkası bir şey yapsa hasta olursun ama babaannesi, anneanesi saçını çekse koymaz sana. Kendi kanın, canın. Çok şanslıyım bu açıdan. Allahıma şükürler olsun ki çocuğum bize benzedi. Yaşına göre nasıl akıllı, nasıl olgun, nasıl merhametli. Çok aklı başında, hanım bir kızım var. Maşallah! Rabbim acısını göstermesin.Tüm anne babalara.

Anneanne, siz ve kızınız. Üç jenerasyon ilişkileriniz nasıl? 

 Dün annemi aldık havaalanından, Birgül var ya, annemi daha uzaktan görünce “Anane hoş geldin “ diye üzerine atlıyor valla. Annemin konuşmalarını çok seviyor. Ben 12-13 yaşında programlara başladım, evde çok durmadım. Sekiz kardeşiz biz, en çalışkanlarından biri benim. Gayrettepe’de Star Gazinosu’nda ilk çıkmaya başladığımda 16 yaşındaydım yani evde çok durmadım. Ama annemle ayrı da kalsak diyaloğumuz çok ayrı. Her zaman, maddi-manevi, neyse elimden gelen, evlatlık görevlerimi yaptım, yapıyorum. Ama çok fazla evde kalmadığımı için hiper samimiyet olmamış olabilir. Ama nerede olursam olayım, bir ayağım İzmir’dedir. Bir kere ben anneyim, kendimden ölçüyorum. Mümkünatı yok aramızın kötü olmasının. Hep söylüyorum, koca da bulursun, kadın da bulursun, evlat da gelir ama anneyle baba gitti mi geri  gelmez. Onun bilincindeyim ben. Onun için Allah bütün anne babalara uzun ömür versin. Evlatlarının başından eksik etmesin. 


Bu camiada dost olmaz” lafı sizce de doğru mu?

Valla doğru o laf. Tarkan dışında sanat camiasından görüştüğüm biri yok. Yahu insanlar düet yapmaktan kaçıyorlar sen ne diyorsun. Şimdi isim vermeyeyim zaten dedikoduyu da sevmem ama okuyan anlar kendini. Millet karşısındaki ses kuvvetliyse düet yapmaya bile yanaşmıyor, ne görüşmesi! Bu arada tabii ki kimse kimseyi sevmek zorunda değil, dostluk yapmak zorunda da değil ama yapsak fena mı olur? Mesela ben üst kat komşumla çok sık görüşüyorum. Yemekler yiyoruz, gezmelere gidiyoruz. Sanatçı arkadaşlarımla da böyle olabilmek isterdim. Hem sana bir şey diyeyim mi? Halk da bunun böyle olmasını istiyor. Sevdiği isimleri bir arada görmek istiyor. 

51 yaşına göre kırışıklarınız çok az. Gayet genç duruyorsunuz. Botoks falan mı yaptırdınız? Estetiğiniz var mı?

Yok yahu. Dişlerimi bile korkudan anca yaptırabildim. Beceremem öyle şeyleri. Botoksum motoksum yok. Kaza falan da geçirmediğim sürece yaptırmam öyle şeyler. Ben normal hayatımda makyaj bile yapmam biliyor musun? Sahnede falan yeterince sürüyorlar, sıkıldım. Öyle gece kremi, göz kremi bilmem ne maskesi falan da bilmem. Bir nemlendiricim var, onu da ancak cildim çok gerildiğinde sürüyorum, o kadar. Günlük hayatımda yüzümü yıkar, saçlarımı toplar, çıkarım dışarıya.

Nasıl bir ev kadınısınız?

Dört dörtlük! Evimin her şeyini ben yaparım. Temizlik, alışveriş, ütü, dikiş, bazen bulaşık... Sabah kalkar kızımı yollarım, o gittikten sonra 
evi temizlerim, böreğimi fırına koyarım. Günü gelmişse perdelerimi yıkarım. Akşam eğer saat uygunsa işten gelince de yemek hazırlar, sofrayı kurarım. Temiz kadınımdır bak! Mis gibi kokar evim. Standart bir aile hayatı yani bizimki. Bazen akşamları yürüyüşe çıkarız, mısır alırız. Biz Romanlar severiz çekirdek mekirdek biliyorsun. Eve gelince de yer yatağı hazırlarım, evde karyola dolu ama onun keyfi başka. Kızımı kocamı alırım yanıma, demlerim çayımı. Benden mutlusu var mı be o zaman?

Buradan Akhisarlılara ne söylemek isterseniz?

Öncelikle buraya kadar benim için geldiğinden dolayı sana çok teşekkür ederim canım benim. Akhisar Belediyesi ,Akhisar Genç İş Adamları Derneğine ve Thyateira Zeytinciliğe gönderdikleri zarif hediyeleri için teşekkür ederim.Ben Akhisarlıyım  memleketimi çok seviyorum çok sık gelmesemde kalbim her  zaman onlarla hepsini çok seviyorum.Ve seninle hemşerilerime kucak dolusu selamlar gönderiyorum.