Akhisar hastane höyüğünde açığa çıkarılan tapınağın yaklaşık 18x27 metre boyutlarında dikdörtgen planlı, girişi doğudan mimari olarak ion düzeninde yer aldığı keşfedildi. 

Thyateira Kazıları Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından verilen izin destek sayesinde sürdürülmektedir. Kazının başlıca sponsoru Akhisar Belediye Başkanlığıdır. Akhisar Belediye Başkanlığı ile imzalanan ve daha evvel iki defa yinelenen protokolün süresi 2019 yılı Aralık ayı sonunda sona ermektedir. 2019 yılı ekibimizde benimle birlikte Dr. Öğrt. Üyesi Rafet Dinç kazı başkan yardımcısı olarak görev yapmakta olup Bolu Müzesi Uzmanı Sayın Kadir Kavuk, Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcimizdir. Thyateira Kazısı 2019 sezonunda 8 öğrenci ve mezun çalışmaktadır. Bakanlığımız tarafından gönderilen ödenek bu öğrenci ve mezun kardeşlerimizin ücretlerinin ödenmesinde kullanılmaktadır.

Bu seneki kazı çalışmalarımız Hastane Höyüğü'nde devam etmektedir. Adını üzerine 1956 yılında inşa edilen Devlet Hastanesi'nden alan Hastane Höyüğü kuzeydoğu-güneybatı yönünde 355 m., doğu-batı yönünde ise 360 m. boyutları yaklaşık 10 m. yüksekliğinde yayvan bir yerleşimdir. Ancak bu höyüğün küçük bir bölümü SİT yapıldığı için büyük bir kısmı modern Kethüda Mahallesi'ndeki evlerin altında kalmıştır. Bu evlerin bir bölümünün tek katlı yapılardan oluşması ciddi bir tahribat olmaksızın antik kalıntıların korunmuş olabileceğini düşündürmektedir. Hastane Höyüğü'ne adını veren ve atıl vaziyette duran hastane binası ile eklentileri kazı sahasının genişletilmesi amacıyla 2017 yılında yıkılmıştır. Ancak arta kalan molozun alınması mümkün olmamıştır. Moloz alındığı ve yeterli eleman sağlandığı taktirde çok daha geniş bir alanda kazılar yapılabilecektir.

Hastane Höyüğü kazılarında, ilkin 2013 yılında ortaya çıkarılmaya başlanılan, dasit blokların üzerinin mermer ile kaplamasıyla oluşturulan doğu-batı uzantılı, doğu yönünde altı krepis basamağının in-situ haliyle tespit edildiği, ancak en az yedi basamaklı olması gereken bu tapınak yapısı açığa çıkarılan kısmıyla yaklaşık 19x26,5 m. ölçülerindedir. Tapınak, höyüğün zirvesini kapladığından kazı alanlarının planlanmasında zorunlu olarak dayanak noktasını oluşturmuştur.

En eski buluntunun Son Neolitik-İlk Kalkolitik döneme tarihlendiği, özellikle kuvvetli bir İlk Tunç Çağı yerleşiminin varlığının anlaşıldığı yayvan bir yerleşim olan Hastane Höyüğü'nün zaman içerisinde yoğun olarak tahrip edildiği, bu tahribatın bir sebebinin de höyüğün zirve kısmına inşa edilen anıtsal tapınak yapısı sebebiyle höyük toprağının yukarıya doğru bir platform yaratacak şekilde çekilmesinden meydana geldiği önceki sezon kazılarımızla tespit edilmişti.     

Höyüğün bir dönem nekropol (mezarlık) alanı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Açığa çıkarılan mezarlarda tapınağa ait parçalarla birlikte az sayıda Orta Bizans mimari ve plastik parçaları da kullanılmıştır. Önceki yıllarda ortaya çıkartılan mezar tipleri ile benzer şekilde basit toprak mezar, taş sanduka mezar ve kiremit çatkılı mezar olmak üzere 3 mezar tipinin kullanıldığı görülmüştür. Bugüne kadar açığa çıkarılan mezar sayısı 67'dir. Bu mezarlar üzerinde antropolojik incelemeler (yaş, cinsiyet, ölüm şekli, kadınsa doğum sayısı v.s.) de yapılmaktadır.

Akhisar'ın yer aldığı coğrafyada hakkında çok fazla bilgi olmayan Orta Bizans Dönemine, M.S. 10. yüzyıla tarihlenen parçalar bu süreçte Akhisar'da, höyük zirvesindeki yerleşimin kanıtı olmuştur. Bu yerleşimin boyutu ve içeriği netlik kazanmasa da saptanan çok sayıda taş ve mermer mimari parça ile plastik eser incelendiğinde M.S. 10. yüzyıla ait en az bir dini yapının (olasılıkla Şapel) varlığına işaret etmektedir. Ancak bu yerleşimin çok uzun süreli olmadığı, uzun süren Arap akınları nedeniyle Orta Bizans Dönemi sonları ve Geç Bizans döneminde höyük üzerinin bir bölümünün tapınağa ve Orta Bizans dönemi yapısına ait taşların da kullanılarak inşa edilen mezarlardan anlaşılmaktadır. Geçen yıllarda açığa çıkarılan mezarlarla birlikte genel olarak Hastane Höyüğü'nde tapınak çevresinde saptanan mezarlar, devşirme olarak kullanılan eserler de dikkate alınarak incelendiğinde höyüğün kazılan kısmının mezarların Geç Orta Bizans Döneminde en azından M.S. 10. yüzyıl ile M.S.12. yüzyıllar arasında uzun bir süre mezarlık alanı olarak kullanıldığı açıkça anlaşılmaktadır. 

Bilindiği üzere Thyateira kazı sahasının ikinci kısmını Tepe Mezarı ya da Tepe Mezarlığı denilen ören yeri oluşturmaktadır. Tepe Mezarlığı kazı ruhsatı da ekibimize verilmiştir. Ancak, Tepe Mezarlığı ören yerinin yaz aylarında özellikle güneydoğu Asya kökenli insanların yoğun ziyaret ettiği turistik bir alan olmasından dolayı ekibimiz tarafından yalnızca bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca bu alandaki Sütunlu Roma Caddesi restorasyon çalışmaları da başarıyla devam etmektedir. Daha kazımızın ilk yıllarında 2014 yılında, Tepe Mezarı'nın önemi sebebiyle Mimar Kiyas Tökmesi ve kazı başkanlığımız tarafından tamamlanan ve ilgili kurul izinlerinin alındığı restorasyon projesi Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, müdürümüz sayın İbrahim Sudak'ın büyük gayretleriyle sağlanan ödenek üzerine Akhisar Belediye Başkanlığı tarafından açılan ihaleyi kazanan Malakari Mim.Rest.ve Yapı Koruma İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından mimar Ahmet Küçük'ün başkanlığındaki bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Çalışmalar ilgili kurul kararı gereği proje müellifi olarak kazı ekip üyemiz mimar Kıyas Tökmeci, kazı ekip üyemiz statik uzmanı İnş. Müh. Mehmet Bülent İliter ve Thyateira kazı başkanı Prof. Dr. Engin Akdeniz tarafından Akhisar Belediyesi ile Manisa Müzesi elemanlarının da katılımıyla periyodik olarak denetlenmektedir. Ayrıca İzmir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile Röleve Anıtlar Müdürlüğü de incelemelerde bulunmaktadırlar. Kazı ekip üyemiz Jeoloji Mühendisi Mahmut Ziya Görücü sütunlu cadde restorasyonunda kullanılacak mermer çeşitlerinin belirlenmesinde gerek arazi çalışmalarında, gerekse laboratuvardaki analizleriyle değerli katkılarda bulunmuştur. 

Akhisar Belediyesi tarafından “Manisa Akhisar Thyateira Antik yol sütunları restorasyon uygulaması ve antik alanın ziyaret merkezine dönüştürülmesi işi" olarak adlandırılan çalışmalar 18 Eylül 2018 tarihinde başlatılmıştır. İki etaplı bir proje olarak onaylanan çalışmalar tamamlandığında M.S. II ila IV yüzyıllar arasında kullanılan Sütunlu Roma Caddesi bütün ihtişamıyla adeta Akhisar'ın simgesi haline gelecektir. 

Elimizde verilere göre geçen yılın tamamında Tepe Mezarlığı'nı 10 bin kişi gezmiş iken 2019 yılının sadece ilk altı aylık döneminde Tepe Mezarını gezen ziyaretçi sayısı 11.282'dir. Tepe Mezarlığı restorasyon çalışmaların, Akhisar'a gelen turist sayısının artmasına, gelen turistlerin daha uzun süre Akhisar'da kalmalarına vesile olmasını umut ediyoruz. Bu alanda benzer şekilde restore edilmesi gereken bir diğer yapı Geç Roma dönemine ait bir Bazilika olan apsisli yapıdır. Bu yapıda daha 2014 yılında tıpkı sütunlu Roma Caddesi'ndeki projemiz gibi Mimar Kiyas Tökmeci ile birlikte ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır. Gerekli imkanlar sağlandığında alanın bu bölümü de restore edilerek turizme sunulabilir” dedi.