Ülkemizin otomobil macerası cümlemizin belleğindedir…

İlk olarak 1961 yılında soyunduk otomobil yapmaya…

Yaptık da…

Adını “Devrim” koyduk. Ancak yürütemedik.

Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında (bugünkü TÜLOMSAŞ) 4 buçuk ayda üretilen iki otomobil, 29 Ekim 1961’de trenle Ankara’ya getirildi.

60 ihtilalinin lideri Cemal Paşa Meclis’ in önüne getirilen siyah renkli 2 numaralı Devrim’e binip Anıtkabir’e gitmek istedi ancak otomobil 100 metre sonra “Öksürerek” durdu.

Cemal Paşa’nın “Ne oluyor?” sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat SERDAROĞLU “Paşam, benzin bitti.” yanıtını verdi.

Anlatılanlara göre, Paşa, deposu dolu olan beyaz renkli “Devrim”e binseydi, yolda kalmayacak ve ülkemizde yepyeni bir sayfa açılacaktı...

Ancak olmadı, siyahla beyazın milyonlanca yıldır süren savaşında, o an siyah galip geldi…

Cemal Gürsel’in Anıtkabir’de otomobilden inerken sarfettiğıi cümle ise ülkemizin özetiydi:

“Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz!”

***

Otomobil üretiminde ikinci sergüzeşt “Anadol” dur…

Cümlemiz, Anadol’un bir montaj olduğunu bilir… 22 yıl sürnüştür. Ülkemizin özgün markasıdır.

Piyasaya çıktığında, aleyhine çeşitli yazılar yazıldı. “fiberglas” gövdesinin samandan yapıldığı anlatıldı. Eşeğin, atın, öküzün hatta keçi'nin yiyeceğinden bahsedildi.

Tiyatrolarda Anadol’un fiberglas gövdesiyle alay edildi.

Buna rağmen halkımız bu arabayı çoık sevdi. Ülkemizin dört bir yanına dağıldı… Vosvos misali kulüpleri kuruldu.

İlk Anadol, 1966 Aralık’ında Otosan kapısından yola çıktı, üretiminin devam ettiği 1984 yılına kadar 87 bin adet Anadol üretildi.

***

Ülkemizde şu an iki otomobil fabrikası var. Bursa’da. Üretilenlerin çoğunu dışarıya satıyoruz. Ancak onlar yerli üretimimiz değil… Bir çok parçasını ülkemizde üretebiliyoruz. Otobüs, minibus, kamyon fabrikalarımız da var…

Ancak yine de hiçbirine  “Yerli Üretim” diyemiyoruz…

***

Anımsayın, yerli otomobil üretimi geçen ayın başında bir kez daha girdi gündemimize.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 kasım 2017 günü bombayı patlatmıştı.

Şöyle konuşmuştu.

"Şimdi ortak girişim grubunda yer alan 5 şirketi tanıtmak istiyorum. Babayiğitlerin harf sırasına göre ilki Anadolu Grubu'dur. Otomotiv sektöründe ciddi birikimleri olan grubun projede yer almasını isabetli buluyorum. (Bu sırada Tuncay Özilhan alkışlarla ayağa kalkmıştı.)

İkinci şirket BMC grubudur. Kendilerini tebrik ediyorum.  (Ethem Sancak ayaktaydı.)

Üçüncü babayiğidimiz ise Kıraça Holding. (İnan Kıraç da oradaydı.)

Dördüncü babayiğidimiz Turkcell Grubu. (Yöneticiler Ahmet Akca ve Kaan Terzi hazırdılar.)

Beşinci Zorlu Holding'dir" dedi. (Ahmet Nazif Zorlu sağ eline kalbinin üzerine koyarak selamladı hazurunu.)

***

Bu açıklamadan sonra, konunun haberleri ardı arkası kesilmeden kıyıdan köşeden yağmaya başladı.

Üretim yeri henüz açıklanmadı. Ancak, Eskişehir, Kayseri, Aksaray, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Erzurum ve Aliağa resmen siyasileri yoluyla üretime talip oldular…

Üretim yeri olarak Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Siyasi olarak yönlendirme yapmak yanlış olur” derken; dün Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Çardak köyünde Otomotiv Test Merkezi'nin kurulacağı alanda düzenlenen protokol imza töreninde, yerli otomobilde Bursa'nın şansının yüksek olduğunu söyledi.

***

İnan Kıraç yerli otomobilin elektrikli olacağını söyledi Antalya’da

***

AkhisarPress Haber Genel Yayın yönetmeni Mustafa Özdemir,  21 Kasım 2017’de tüm Akhisarlıların bir dileğini yazıya döktü.

Yerli Otomobil fabrikasının Akhisar’a kurulmasını, yıllardan beri boş olarak kalan sigara fabrikası binasının bu işe tahsis edilmesini istedi.

Bu isteği dillendirirken, Akhisarın nüfus, limanlara yakınlık, İstanbul-İzmir otoyolu üzerinde olması, teknik eleman bulunabilirlik kriterlerini dile getirdi.

Ek olarak, “Atıl durumda olan Akhisar Sigara Fabrikasının Yerli otomobil fabrikasına dönüştürülmesi için bazı kurumların girişimlerinin başladığı da öğrenildi” dedi…

N’oldu?

Akhisarlı siyasilerimizden, yöneticilerimizden hiç bir ses çıkmadı…

Yoksa çıktı da biz mi duymadık?

Girişimde bulunan bazı kurumlar öğrenilemedi…

Yoksa herkes açık açık bu kavganın içine dalarken, biz kapalı kapılar ardında mı dolaşıyoruz?

Yoksa umudumuzun olmadığını biliyoruz da söyliyemiyor muyuz?

Yoksa kişisel işlerimiz, kentimizin geleceğinden ve gelişmesinden daha mı önemli?

Yoksa yıllardan beri boş duran “Sigara Fabrikası” lanetli mi?

Yoksa bu fabrika Akhisar için “Kara Bir Delik mi?”

***

Bu günlük de bu kadar!

Sağlıcakla Kalın, Akhisar’sız Kalmayın!