Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, Soma ilçesinde 301 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili ceza davasında, Cumhuriyet Savcısı Oğuz Köktan'ın, tutuklu sanıklar Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık hakkındaki tahliye talebiyle ilgili olarak, “Toplanan bütün deliller tutuklu sanıkların aleyhine ve sanıkların suçluluk konumunu arttıracak şekilde.” dedi.

Soma ilçesinde 301 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili, sekizi tutuklu 46 sanıklı davanın beşinci duruşmasının sekizinci celsesini takip eden müşteki avukatı Baro Başkanı Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bugün mahkeme tarafından müdahil vekillerin ve sanıkların talepleri alınıyor. Sabahki oturumda cumhuriyet savcısı, tutukluluğun devamıyla ilgili beyanını açıkladı. Bu anlamda iki sanığın tahliyesini talep etti. Bunlar Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık. Daha devamında da müdahil vekilleri olarak bizler, mahkemeden taleplerimizi ve tutuklu sanıklarla ilgili durumlarıyla ilgili taleplerimizi sunduk. Aslında tutuklu sanıkların tutukluluğun devamının kaldırılmasıyla ilgili olarak beşinci duruşmayı yapmış olmamıza rağmen sanıklar lehine hiçbir değişimin olmadığını düşünüyoruz, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmanın başladığı günden bugüne kadar. Dosya içerisinde toplanan delillerden, dinlenen tanıklardan aslında sanıkların mevcut konumunun ağırlaşarak devam ettiğini görüyoruz.” dedi.

Toplanan bütün delillerin tutuklu sanıkların aleyhine ve suçluluk konumunu arttıracak şekilde olduğunu savunan Av. Arslan, şunları söyledi: “Bu anlamda, tahliyeyi gerektirecek herhangi bir durumun olmadığını düşünüyoruz. Mahkeme hakimi, sabahki oturumunda dosyaya hangi belgelerin geldiğini okurken Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'den hiçbir belgenin mahkemeye ibraz edilmediğini görüyoruz. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., tüm istenen belgelerle ilgili ya mahkeme tarafından el koyulduğunu ya da belgelerin nerede olduğunu bilmediğini, kaybolmuş olabileceğini, yanabileceğini, bu nedenle ulaşamadıklarını belirtmekte fakat sanık vekilleri tarafından savunma dilekçelerinin ekinde sunulan delillerde, buradaki delillerin birçoğunda gaz bakımından, gaz maskelerinin zimmete alınmasından yangın söndürme cihazlarının tutanaklarına ve eğitim videolarına kadar birçok belgenin mahkemeye sanık vekilleri tarafından sunulduğunu görüyoruz. Bu da göstermektedir ki aslında toplanması gereken deliller, mahkeme tarafından istenen deliller Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. taragından sunulmamakta ama kendilerince sanık lehine olduğu düşünülen belgelerse mahkemeye sunulmakta. Bu da şunu gösteriyor, delillerin toplanması engellenmekte. Delillerin karartılmasına devam edilmekte ve aslında bu yönüyle bile sanıkların tahliyesinin yapılmasının ne kadar sakıncalı olacağını göstermekte. Bizler, savcılık makamının bu talebinin reddiyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı konusunda beyanlarımızı sayın mahkemeye bildirmiş oluyoruz. Tabii öğleden sonraki aşamada bu sanıkların savunmalarını, taleplerini ve sanık vekillerinin taleplerini aldıktan sonra bu konuda bir karar verecek.” ifadelerini kullandı. 

CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, 301 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili Soma davasında tutuklu sanıkların tutuksuz yargılanma talebinin, hükümetin tutuklu sanıkların ne kadar arkasında durduğunu gösterdiğini söyledi. Sekizi tutuklu 46 sanıklı davanın beşinci duruşmasının sekizinci celsesini takip eden Özel, gazetecilere yaptığı açıklamada, yine bir karar gününde Akhisar’da davayı takip ettiklerini belirtti. Soma davasına beşinci kez ara verileceğini hatırlatarak, söz verdiklerini gibi her aşamasını takip ettiklerini söyledi.

'EŞLERİN VE ANALARIN SALONDA YAKARMALARI ÇINLIYOR'

Bugün gelinen noktada aslında beklenenlerin olmaya başladığını dile getiren CHP Grup Başkan Vekili Özel, “Davaya kamuoyunun ilgisi azaldı. İlk gün kilometrelerce gelinen yerde, şimdi salonun üçte biri dolu. Eşlerin ve anaların salonda yakarmaları çınlıyor ama başka kimse yok onları duyan ve yavaş yavaş artık tutuksuz sanıkların tutuklanmasının talep edildiği günlerden, bugün tutuklu sanıkların serbest bırakılmasının talep edilmesi noktasına geldik. Tabii 301 kez olası kasla adam öldürmeden yargılanan kişilerle ilgili tutuksuz yargılama talebi, aslında savunmanın kendisine güveninin ne kadar yükseldiğini gösteriyor. Bu durum devletin onların ne kadar arkasında durduğunu, hükümetin ne kadar arkasında durduğunu, her geçen gün biraz daha kendilerini nasıl güvende hissettiklerini gösteriyor.” dedi.

'BUGÜNLER İÇİN TAZMİNAT İSTEMEYE DA KALKABİLİRLER'

Bu iş böyle giderse sonunda sanık avukatlarının alacaklı çıkabileceğini savunan Özgür Özel, “Hattâ, 'Bizi boşuna tutuyorsunuz.' diyebilirler. Serbest kalmak yetmez, bugünler için tazminat istemeye de kalkabilirler, çünkü ilk gün, 'Hepimiz Soma’nın arkasındayız.' diyenler, şimdi sadece maden lobisinin, maden şirketlerinin, enerji lobisinin esiri olmuş durumdalar. Onlara teslim olmuş durumdalar. Söz verilenler yapılmadı, hattâ her geçen gün emekçilerin aleyhine birtakım girişimler oluyor. Bugün Soma havzasında, facia gününden çok daha kötü şartlarda, çok daha ciddi baskılar altında, çok daha emekler sömülerek çalışıyor insanlar. Soma’nın havzasındaki diğer madenler, her an bir yeni Soma faciasını yaşatacak durumda, çünkü tedbirsizlik dizboyu ve verilen sözler tutulmadı. İş güvenliği konusunda da bir arpa boyu yol alınmadı. Biz dikkatle takip edeceğiz. Elbette bundan sonra da bu meselenin sonunu bırakmayacağız. Birkaç yönüyle bakıyoruz. Geride kalanlara sahip çıkmak zorundayız. Mevcut madencilerin şartlarının iyileştirilmesi, onların hayat garantilerinin mutlaka kollanması lazım ve burada büyük kamu zararı var. Kamu zararının da takipçisi olmak durumundayız hepimiz.” diye konuştu.

Duruşmada daha sonra Cumhuriyet Savcısı Oğuz Köktan'ın talepleri alındı. Mahkemeye mağdur ailelerle yapılan müdahillik taleplerinin kabul edilmesini isteyen savcı Köktan, daha sonra, halen tutuklu bulunan maden mühendislerinden Yasin Kurnaz ile Hilmi Kazık'ın, yattıkları süre ve aynı görevdeki tutuksuz sanıkların durumunun göz önünde bulundurulup adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarını talep etti. Bunun üzerine duruşma salonunda bulunan madenci aileleri ile mağdur avukatları tepkilerini dile getirdi.

"ŞİRKETE KAYYUM ATANSIN"

Mağdur avukatlarından Sercan Arat, şirketin patronu Alp Gürkan hakkındaki soruşturmanın ne aşamada olduğunun cumhuriyet savcılığına yazılarak sorulmasını istedi.

Avukat Denizer Şanlı da Bursa'nın Mustafa Kemalpaşa İlçesinde 19 madencinin hayatını kaybettiği kazayı anımsatarak, bu davada verilen kararın Yargıtay tarafından 'olası kast hükümlerine' göre cezalandırılması istemiyle bozulduğunu aktardı. Davanın kendi davalarıyla benzerlik gösterdiğini vurgulayan Avukat Denizer Şanlı, "Yerel mahkeme, bozma kararına uydu ve bir kişinin ifadesini alıp tekrar bilirkişi heyete görevlendirdi. Bu davayı uzatmaya yönelik biri çaba. İleriki aşamada Can Gürkan'da bu davayı emsal gösterip tahliyesini isteyecek. Burada biri olun oynanıyor ve bu oyluna izini verilmemesi gerekiyor" dedi.

"SAVCININ TAHLİYE TALEBİ SÜRPRİZ"

Mağdur ailelerin avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise savcının mütalaasının sürpriz olduğunu belirtti. 65 eksikliğin tespit edildiği madende, tüm bilirkişi raporlarının var olan kusurlar konusunda ortak sonuca vardıklarını, bu durumda tahliye isteminin yanlış olduğunu belirten Kozağaçlı, "301 kişinin bile tek seferde, katledilmesi, sanıklara üst sınırdan ceza verilmesine tek başına yeterli bir neden" dedi. Selçuk Kozağaçlı ayrıca, 2016 yılı içerisinde davanın sonuçlanacağına inandıklarını bu nedenle de, sanıkların tutukluluk hallerinin bile göz önünde bulundurulamayacağını ifade etti.

"ŞİRKETE KAYYUM ATANSIN"

TKİ'nin keşif için olumsuz karar vermesine tepki gösteren Avukat Selçuk Kozağaçlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "TKİ, 'ben yetersizim bu nedenle sanıklar sizin için açsın' demek istiyor TKİ'de eksiklik varsa MİGEM'e yazın, Zonguldak'tan kamudan yetkililer gelip ocağı açsın. Sağlıklı keşif öyle yapılmalı. Ayrıca bu şirketi, ocaktan uzaklaştıralım. Ocağı, mahkemeye, ruhsat sahibi olan kamu yani TKİ açmalı. Şirket ocağı keşif için açmamalı. Şirket, zaten 2017 yılına kadar çıkartacağı kömürü çıkartmış, yapacağı bir şey kalmamış. Bu nedenle kayyuma verilmelidir."

"İŞ YERİ HEKİMLERİ DİNLENSİN"

Duruşmada söz alan diğer mağdur ailelerin avukatları da, iş yeri hekimlerinin dinlenmesini, müfettiş raporlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından istenmesini talep etti. Ayrıca tahliyenin olumlu karşılanmasının ise, sağlıklı yargılamayı etkileyeceğini savundu.

SEKİZ SANIKTAN TAHLİYE TALEBİ

Sanık avukatlarının taleplerini mahkeme heyetine sunmasının ardından tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik de taleplerini iletti.

Talepleri dinlenen 8 tutuklu sanığın her biri de tahliye talebinde bulundu.

"ADALET GEREKTİĞİ GİBİ İŞLEMEDİ"

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, zor bir dava süreci yaşandığını, bilirkişi raporları ve iddianameler bazında adaletin işlemesi gerektiği gibi işlemediğini savundu. Hiçbir ön keşif, belge olmadan kendilerinin sorumlu tutulduğunu ifade eden Gürkan, "Sonuca bakıldı, 301 kişi vefat etti ve sorumlu gerek. Toplumsal bir linç kampanyası, siyasi boyutlar ve ortada kalan biz. İki tarafın avukatları arasında geçen tartışmalar ve arada kalan bizler. Ben bu mahkemeye çok güveniyorum. Adaletin yeri geldiğinde doğru cezayı vereceğine, suçu olana ceza vereceğini, suçsuz olanı beraat ettireceğine, her şeyden önemlisi olayın gerçek sebebinin ortaya çıkartılacağına inanıyorum" dedi.

"ALP GÜRKAN İLE HIRSLARIMIZ VARDI"

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, babası Alp Gürkan ve kendisinin hırslı olduğunu bir motivasyonlarının bulunduğunu söyleyip, "Bu daha çok istihdam yaratmaktı" açıklamasında bulundu.

"BASİRETSİZ KİŞİLER ÇALIŞTIRMADIM"

Hiçbir delil olmadan, olası kastla görülen nadir davalardan birini yaşadıklarını ifade eden Gürkan, kendilerinin iftiralarla suçlandıklarını savundu. Tutuklanmalarını değil de süreci yadırgadığını dile getiren Can Gürkan, şirkette basiretsiz kişilerin çalıştırılmadığını ve yönetim kademesinde çalışanların Soma'da yetişmiş, 25-30 yıllık tecrübeli kişiler olduğunu belirtti.

Yönetim Kurulu Başkanı olarak şirketteki her birimi denetleme gibi bir yükümlülüğü olmadığını ifade eden Can Gürkan, şöyle konuştu:

"İşimizi çok severek yaptık. Elbette hırslarımız vardı, motivasyonlarımız vardı. Bu motivasyon şirketi daha iyi yerlere getirebilmek içindi. Bize çok para kazandığımıza dair eleştiri geliyor. Açın bakın şirket bilançolarına, şahsi hesaplamalarımıza aktarılan tek kuruş yok. Hepsi maden sektörüne, şirkete geri harcanmıştır. Ben hukuki ehliyetim dahilinde yapmam gerekeni yaptım. Hurafelerle, dedikodularla yargılandık."

BİLİRKİŞİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ

Sık sık bilirkişi heyetinin raporunu suçlayan, ailelerin bu nedenle kendilerine tepki göstermekte haklı olduklarını söyleyen Can Gürkan, şunları söyledi:

"Benim asli görevim, bu yaraları sarmak, geride kalanlara sahip çıkmaktır. Ama serbest kalmadığım için, bunu bugüne kadar yapamadım. Bu dava çok zor bir dava, sizin içinde zor bir dava. Bu zorluğu oluşturan bilirkişi heyeti. 140 panosunun sensörünün, binde bir bile bir ihtimalle, U 3 bölgesindeki yangını ölçme ihtimali bulunmamaktadır. Eğer bilirkişinin bu yöndeki ifadesine inanıyorsanız sözüm yok, ama eğer inanmıyorsanız heyet hakkında suç duyurusunda bulunun. Bilirkişinin bu yaptığı ağır bir itham. Bu insanları, sizi yanıltmaktır. Heyetin raporundan dolayı, herkes bizleri suçlu gördü. Bu insanlar, aileler, bağırmakta, küfür etmekte çok haklı. Ben olsam bende küfür ederdim."

Adaletin rayına oturtulması gerektiğini savunan Can Gürkan, "Binde bir bile sabotaj, kundakla ihtimali var ise neden araştırılmasına karşı çıkılıyor. Biz gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Gelen adaleti rayına oturtalım. Gelin siz, kamuoyunu yanıltan bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulunun" dedi. Can Gürkan, tahliyesi için ise takdiri mahkeme heyetine bıraktığını ifade etti.