Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14'üncü oturumu tamamlandı.

Duruşmaya, öğle arasının ardından "çapraz sorgu" olarak bilinen sanıklara doğrudan soru yöneltilmesi aşamasıyla devam edildi.

Tutuklu sanıklardan iş güvenliği uzmanı ve vardiya amiri Yasin Kurnaz, sorumluluğundaki görevlerle ilgili risk analizlerini eksiksiz yaptığını savundu.

İşçilerle aynı koşullarda aynı malzemelerle çalıştığını belirten Kurnaz, "İş güvenliğine önem verildiği için daha fazla işçi alındı, iş güvenliğine yönelik malzeme ve ekipman alındı, yangın riskine karşı ocakta kullanılan kül miktarı arttı. Çalışma şartları gayet iyiydi" diye konuştu.

Kurnaz, acil durum eylem planında görevi bulunduğundan haberi olmadığını dile getirerek, genel acil durum tatbikatı yapmamalarına rağmen gerçekleştirilen bölgesel tatbikatların yeterli geldiğini ileri sürdü.

Acil durumlarda bütün madeni uyaran sistemin kurulu olmadığını anlatan Kurnaz, bu durumlarda iletişimin telefonla sağlandığını dile getirdi. 

"Havalandırma bacası yapılsa iyi olurdu"

Kurnaz, "S panolarına havalandırma bacası açılsaydı, oradaki işçiler kurtulabilir miydi, buna değmez miydi" sorusuna, "Sonuç olumlu olabilir veya istenen sonuç alınamayabilirdi ama havalandırma bacası yapılsa iyi olurdu" yanıtını verdi.

Müşteki avukatlarıyla arasında zaman zaman tartışma çıkan Kurnaz, üretim konusunda baskı yapılmadığını, "dayıbaşı" olarak bilinen ekip başlarının, işçi başına para alıp almadığını bilmediğini sözlerine ekledi.

Tutuklu sanıklardan iş güvenliği uzmanı ve vardiya amiri Hilmi Kazık da yeni acil eylem planı belgesini görmediğini değinerek, güvenlik önlemi olarak ocağın belli noktaya kadar kamerayla izlendiğini ifade etti.

C sınıfı iş güvenliği uzmanı belgesi aldıktan sonra ilgili kanuna eklenen ek maddeyle normalde 5 yıl sonra girebildiği sınava, şartları tuttuğu için 11 ay sonra girip B sınıfına yükseldiğini belirten Kazık, iş güvenliği uzmanı olarak üzerine düşen görevi yaptığını söyledi.

Tutuklu sanıkların çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından mahkeme başkanı Aytaç Ballı, olaydan kurtulan yaklaşık 30 mağdurla mahkeme heyetince belirlenen önemli tanıkların, çarşambadan itibaren dinleneceğini aktararak, sanık ve müşteki avukatlarının da bunlar dışındaki isimleri bildirebileceğini kaydetti.

Duruşmaya, pazartesiye kadar ara verildi.

Davanın ardından ie Müşteki avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Soma davasının 3'üncü duruşmasının ardından değerlendirme yaptı.

Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı 18 Ağustos'ta başlayan davanın 3'üncü duruşmasının 4'üncü oturumu, tutuklu sanıklarının tamamının çapraz sorgusunun yapılmasıyla tamamlandı. Mahkeme salonu çıkışında müşteki avukatlar adına açıklamalarda bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, davanın üçüncü duruşmasında ilk haftanın değerlendirmesini yaptı. Hiçbir mühendisin acil durum planından haberi olmadığını iddia eden Kozağaçlı, "Sahte tebliğ imzaları, sahte masaüstünde yazılmış acil eylem planları, o madende bir yangın çıktığında tek bir planları yok. En ilkel en rezil yöntemlerle kömür çıkarmışlar. Bizim yakınlarımızın, kardeşlerimizin, sevgililerimizin ölmemesi için maaş alan güvenlik mühendisleri, emniyet mühendisleri acil bir eylem planından haberi bile yok. İlk defa bizden duydular. İşte 301 insan bunun için öldü. Burada bulunan insanlardan daimi nezaretçi sıfatı taşıyan yani o madenin güvenliğini denetlemekle yükümlü olanlardan bir tanesi daimi nezaretçi olduğunu burada mahkeme başkanından öğrendi. Bu kadar üretim artmasına rağmen, bu kadar maden büyütülmesine rağmen tek bir güvenlik, tek bir havalandırma, tek bir elektrik yatırımı yapmadıklarını gördük" diye konuştu.

"BU MADENİ ÖNÜMÜZDEKİ AY AÇMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Kazanın meydana geldiği Eynez maden ocağının yeniden açılacağı konusunda değerlendirmede bulunan Kozağaçlı, "Hiç utanmadan 30'a yakın mühendis, baş mühendis, tekniker 'biz bu felaketin, bu katliamın nedenini hala bulamadık. Hapishanede kafa kafaya verdik. Bir buçuk yıldır düşünüyoruz. Bilimsel raporlar okuduk. Hala nasıl olduğunu anlayamadık' diyorlar. Bu madeni önümüzdeki ay açmaya çalışıyorlar. Nedenini anlayamadıkları bir faciada 301 insanımızın katledildiği madeni utanmazca açmaya çalışıyorlar. İşte bu yeni 301 kişi bu yüzden ölecek. Buna izin vermeyeceğiz. Bu dava, bu ülkenin madencilik sektöründe en büyük davasıdır. Bu ülke maden patronlarının, siyasi iktidarlarının aralarında havuz kurarak işçileri öldürtecek bir ülke olmaktan çıkacaktır. Öldürtmeyeceğiz kardeşlerimizi, sevdiklerimizi. Bu dava bunun tescilidir" diye konuştu.