2009 yılında kurulan Akhisar Balkan Göçmenleri Derneğinde görev yapan ve emeği geçenlere teşekkür edilerek başlanan programda yönetim kurulunun 16 kişiden oluştuğu, Akhisar'da derneğe üye sayısının ise 980 kişi olduğu ve Akhisar'da 53700 kişinin Balkan Göçmeni olarak yaşadığı bilgisi verildi. Derneğin kısaca amacının "Balkanlarda yaşayan ataların kültürlerini yaşatmak, unutmamak ve unutturmamak" olarak tanımlayan Dernek Başkanı Tunay Gül, göçmenlerin tarihçesini anlatarak neden ege bölgesine, neden Manisa'ya, neden Akhisar'a gelindiği hakkında bilgiler verdi. O yıllarda insanların evlerini, barklarını, dostlarını, mallarını ve mülklerini bıraktıklarını, çok zulüm gördüklerini ve geldikten sonra bu psikoloji ile adaptasyon zorlukları çekildiğini ancak misafirperver Türk halkının kısa zamanda kendilerini bağırlarına bastıklarını "etin tırnaktan ayrılmadığının" bir kez daha görüldüğünü anlattı.
Akhisar Balkan Göçmenleri Derneği etkinliklerinin fotoğraflarla anlatıldığı Engin Akyüz ile konuşuYORUM'DA ramazanlarda iftar yemekleri verildiği, aşure etkinliği yapıldığı, imkanları dahilinde fakir göçmen ailelerinin çocuklarına eğitim desteği verildiğini anlatılarak; önümüzdeki ağustos ayında da Ata topraklarına beş günlük bir gezi düzenlediklerini ve masa sandalye gibi malzemeler satın alarak düğün, hayır, gibi toplantılarda üyelerine bu malzemeleri teminde yardımda bulunulacağı belirtildi. Çifte vatandaşlık ile ilgili yapılan çalışmaları da anlatan Gül; amatör spor kulübü olan Karabulutspor futbol takımına da destek oldukları ve bu hizmetleri yaparken hayırsever vatandaşlardan destek aldıklarını söyledi.
Derneğin Kadın Kolları Temsilisi Filiz Çalışkan Aydemir ise göçmenlerin yemek kültürünün nasıl olduğunu anlattı ve stüdyoya getirdiği iki tepsi böreği izleyicilerin görmesini sağladı. Giyim ile ilgili de farklı kültüre sahip olduklarını anlatan Çalışkan, stüdyoya getirdikleri kına elbiselerini, oyalı tülbentleri ve beş örgü ile örülmüş patikleri stüdyoya gelen ve bu elbiseleri dikerek derneğe destek olan Rasime Avcı ile birlikte tanıttı. Göçmenlerin düğünlerde, kına gecelerinde elena, damat halayı ve payduşka gibi oyunlar oynadıklarını, bu oyunların göçmenlere ait oyunlar olduğunun anlatıldığı sırada fon müziği olarak payduşkanın çalınması neşeli dakikaların geçmesine neden oldu.
