Eğitim kapsamında satın aldığımız ve tükettiğimiz gıdaların her tür fiziksel, kimyasal, biyolojik risklerden arındırılmasıyla güvenilir gıdaya ulaşılabileceği ifade edilmiştir. Fiziksel Risklerin gıdaların içerisinde olmaması gereken çevreden bulaşan gözle görülebilen her tür yabancı madde (taş,sinek,iğne vb.); kimyasal risklerin, mutfakta kullanılan kimyasal temizlik malzemelerinden bulaşabilecek deterjan kalıntıları veya bitkilerin gelişmesine yardımcı olmak için böceklerin öldürülmesinde (insektisit), yabancı otların öldürülmesinde (herbisit)  kullanılan zirai ilaçların meyve sebzeler üzerinde bıraktığı kalıntılar; biyolojik risklerin ise  gıdaların üzerinde mikroorganizmaların artışıyla meydana gelen bozulmalar (ekmeğin küflenmesi vb.) olduğu belirtilmiştir.

Gıda güvenliğini sağlamak ve belirtilen risk faktörlerini bertaraf etmek için hijyen kurallarına uyulması gerektiği ifade edilmiştir. Gıdaların üretimden tüketimine kadar geçen süreçte gıda güvenilirliğini sağlamak üzere hijyen açısından alınması gereken her tür önlemin gıda hijyeniyle bağlantılı olduğu anlatılmıştır. Hijyenik koşulların sağlanmadığı durumlarda gıda zehirlenmesi ihtimali olduğu vurgulanmıştır. Gıda zehirlenmesi; gıdayı tükettikten bir süre sonra kişide görülen   bulantı,  kusma,  karın ağrısı,  ishal, baş dönmesi,  ateş,  görme ve işitme kaybı, halsizlik ile ortaya çıkan hastalık olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün hazırladığı anlatım ile öğrencilere gıda güvenliğini riske atmamak dolayısıyla gıda zehirlenmeleriyle karşılaşmamak için gıda güvenliği için beş anahtardan söz edilmiştir.   Beş anahtar; 

1)    Gıdaların temiz suyla yıkanması, 
2)    Pişmiş gıdaların çiğ gıdalardan uzakta tutulması,
3)    Mikroorganizmaların ölmesi için gıdaların iyice pişirilmesi, 
4)    Gıdaların uygun sıcaklıklarda saklanması, 
5)    Bulaşmayı önlemek için güvenilir malzeme ve su kullanılması 
olarak ifade edilmiştir. 

Son yıllarda gıda güvenilirliğinin yanı sıra gıda kayıpları ve israfı konusu önem arz eden konulardan biri halini almıştır. Bu amaçla, Tarım ve Orman Bakanlığı konuyu gündeme almış olup “Gıdanı Koru” isimli uluslar arası anlamda bir kampanya yürütmeye başlamıştır. Her yıl yaklaşık 1.3 milyar ton gıda kaybının/israfının yaşandığı bu sayının dünyada üretilen gıdaların 1/3 üne denk geldiği buna karşın dünyada 821 milyon insanın da açlıkla karşı karşıya olduğu vurgulanmıştır. Gıda kayıplarının gıdanın hasat edilmesinden tüketiciye ulaşana kadar oluşan fireler olduğu; gıda israfının ise tüketicilere ulaşan gıdaların bozulması ya da yenmemesi sonucu atılmasıyla ortaya çıkan fireler olduğu anlatılmıştır. Gıda kaybı/israfının en çok sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşandığı ifade edilmiştir. En çok israf edilen gıda grubunun meyve sebzeler ve ekmek olduğu belirtilmiştir. 

Bu konuda aynı zamanda tüketici olan öğrencilere gıda israfını engellemek için yapılması gerekenler ile ilgili bilgiler sunulmuş. İsrafı önlemek için yapılması gerekenler soru cevap halinde tartışılmıştır. Eğitim sonunda ilgili konularda öğrencilerin farkındalık kazandığı görülmüştür. Tüketim aşamasında gıda israfını azaltmada yediden yetmişe hepimizin sorumluluğunun olduğunu unutmamamız gerektiği vurgulanmıştır. Eğitimler, İlçemizde toplam 14 okulda başarıyla sonuçlanmıştır.