Akhisar Türk Eğitim-Sen işyeri temsilcileri toplantısına Manisa Kamu-Sen İl Temsilcisi Mustafa Genç Ve Türk Eğitim-Sen Manisa Şube bakanı Kadir Recep Varlıakman ve İl şube yönetim kurulu üyeleri, Gölmarmara İlçe Temsilcisi Nadir Sağlam, Saruhanlı İlçe Temsilcisi Yakup Kılınç, Akhisar Türk Sağlık-Sen İlçe Temsilcisi Uğur Yalçınkaya, Akhisar Türk Eğitim-Sen İlçe Temsilcisi Ercan Yaşar, İlçe yönetim kurulu üyeleri ve işyeri temsilcileri katıldı.


"Artık Sorumluluk Alma Zamanı" diyerek açılış konuşmasına başlayan Akhisar Türk Eğitim-Sen İlçe temsilcisi Ercan Yaşar; "Eğitim çalışanlarının gerçek temsilcisi Türk Eğitim-Sen'dir. Ey öğretmenler, şefler, memurlar, 4/C liler , eğitim çalışanları bu ülkenin vatansever insanları nerede olduğunuzu, nerede durduğunuzu, nereye ve kime destek verdiğinizi bir daha kontrol ediniz ve gözden geçiriniz.


Eğitim problemlerini çözemeyen, çözmek için gayret göstermeyen ve bir araya gelemeyen sendikaların ülkenin bölünmesi söz konusu olduğunda, anadilde eğitim konusunda, andımızın kaldırılması konusunda nasıl kanka olduklarını hep birlikte görmekteyiz. Maşallah hepsi bu ülkede akil oldular.


4/C’lilerin başına gelenlerin devlet memurlarının da başına gelebileceğini söyleyen Yaşar, “4/C’lilere sesleniyorum: Bu çorabı başınıza iktidar ördü. İktidarın yandaşları da belli. Bu yandaşların yanında ne arıyorsunuz? 4/C, 4/S olsun diye mi oradasınız. Yarın çok geç olmadan nereye ve kime destek verdiğinizi bir daha gözden geçirin. Tüm eğitim çalışanlarını başı dik, alnı ak, haksızlığın karşısında yılmadan, eğilip bükülmeden , dik duran ve hakkı tutup kaldıran sendikamıza destek vermeye davet ediyorum. Toplantıya katılan herkese teşekkür eder saygılarımı sunarım" dedi.


Kamu-Sen Manisa il Temsilcisi Mustafa Genç; Birileri sözde barış sürecinde büyüyecek, birileri de seçim dönemlerini atlatacaktır. Hesap budur. 40 bin insanımızın katilinin 5 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi köklü bir geçmişe sahip olan bir devleti yönetenler tarafından muhatap alındığını kaydeden Bu cani ‘Yeni bir Türkiye inşa ediyoruz’ diyor. Ben de soruyorum: Sen kimsin ki yeni bir Türkiye inşa edeceksin? Yeni bir Türkiye inşa etme yetkisini sana kim verdi? Ne yazık ki bu soruyu bu ülkeyi yönetmekle sorumlu olanlar sormuyor.


Ama önümüzde yerel ve genel seçimler var. Yerel seçimler ile birlikte yaşanacak referandum süreci var. Referandum süreci, başkanlık sisteminin, buna bağlı olarak da eyalet sisteminin milletin önüne getirileceği bir süreç olacaktır. Dolayısıyla bu süreci, birilerinin kazasız belasız atlatması gerekmektedir. Birileri sözde barış sürecinde büyüyecek, birileri de seçim dönemlerini atlatacaktır. Hesap budur.


Dün annelerimiz, ‘vatan sağolsun’ diyordu. Bundan sonra bu kafayla gidilirse, ülkemizde ‘vatan sağolsun’ diyecek bir tane anne, baba bulamazsınız.
Biz bu ülkenin akili değiliz, biz ülkemizin ve milletimizin delisiyiz, divanesiyiz. Genel Başkanımız Sayın İsmail Koncuk’a Akil adam olmayı teklif etmeleri zorumuza gitmiştir. Tabi ki bu teklifi reddetmiştir. Şayet teklifi kabul etseydi, ihanet sürecinde yer alsaydı, sizin yüzünüze de, vatanseverlerin yüzüne de bakamazdık. Ama sözde barış ve bölünme meselesi olunca iki zıt sendikanın başkanı nasılda Akil oldular. Terörle yargılananlar akil olunca bütün tutuklananlarda serbest kaldı.


Eyalet sisteminde esnek istihdamla, part-time, çağrı usulüyle, parça başı çalışanların olması gerekmektedir. Bu sistemde iş güvencesi olan kadrolu devlet memurları yoktur. Dolayısıyla iş güvencesiz bir istihdam modelinin alt yapısı hazırlanmaktadır. Başkanlık ve eyalet sisteminin getirilmek istendiğine dikkat çeken Genel Başkan Yaşar, “Bu sisteme uygun bir çalışma hayatı dizayn etmek hedefleniyor” dedi. Bu sistemde iş güvencesi olan kadrolu devlet memurları yoktur. Dolayısıyla iş güvencesiz bir istihdam modelinin alt yapısı hazırlanmaktadır. Bazı kamu çalışanlarının bu tehlikeyi tam olarak farkettiğini düşünmüyorum. Şayet tehlikenin farkında olsalardı, teslim olmuş bir sendikaya 650 bin kişi üye olmazdı. Ben bu arkadaşlarıma seslenmiyorum: Küçük menfaatlerle yaşamayın. Bu ülkenin ve çocuklarınızın geleceğini düşünün. Teslim olmuş, ‘emret padişahım’ diyen yapılarla kamu çalışanlarının kazanımlarını koruması mümkün değildir. Sağlam bir mücadele için, yürekli bir sendikal mücadele gerekmektedir. ‘Höyt’ denildiğinde kaçan adam mücadele edebilir mi? Bakınız; 23 Mayıs’ta iş bırakma eylemi yaptık. Biz gaz yedik, bunlar piknik yaptı. Biz kimseden korkmadan mücadele ediyoruz. Bu ülkede siyasi iktidarın her dediği yapılacaksa, sendikal mücadeleye ne gerek vardı? Sendikalar, Kanarya Sevenler Derneği değildir.


Daha sonra söz alan Türk Eğitim-Sen Manisa şube başkanı Kadir Recep Varlıakman ise işyeri temsilcilerine bir konuşma yaptı. Varlıakman; Hani öğretmenlerin ek ödemeleri artıyordu? Demek ki ağababalarınıza yağcılık yaparak sendikacılık olmuyormuş. İşte ağababalarınız sizi beş kuruşa satar, sıfır ek ödemeyle masadan kaldırır.


Türk Eğitim-Sen olarak, 4+4+4 ün uygulamaya konulmadan önce öğretmenlerin norm kadro fazlası olacağını her platformda söyledik. Bir yandaş sendika ise bir tane bile öğretmenin norm kadro fazlası olmayacağını iddia ederek, ‘garantisi biziz’ dedi. Ben bunların değirmenlerine su taşıyanlara sormak istiyorum: Yalana doymadınız mı? Bu yalancılar daha sizi ne kadar aldatsın diye bekliyorsunuz. Bu zillete tahammül ettiğiniz sürece, bugün Ahmet, yarın Mehmet sizi aldatmaya devam edecek. Yalancıların yakasına yapışın, yalanlarının hesabını sorun. Hani öğretmenlerin ek ödemeleri artıyordu? Demek ki ağababalarınıza yağcılık yaparak sendikacılık olmuyormuş. İşte ağababalarınız sizi beş kuruşa satar, sıfır ek ödemeyle masadan kaldırır.


28 Şubat’ta biz vatandaşların yakalarına ‘kesintisiz demokrasi istiyoruz’ kokartları takarken, bunlar evlerinden burunlarını bile çıkarmadılar. Bunlar sahte demokratlardır. Bakmayın darbe savar ve demokrat geçinmelerine….”


Kendi yandaşlarını bir yerlere getirmeyi hak, kendilerinden olmayanı ezmeyi bir İslam anlayışı olarak gören ve başka insanların hakkını hukukunu çiğnemeyi kendi inancı gereği zanneden nesiler türedi.


Din eğitimini devlet kontrolünde vermezseniz, din eğitimi merdiven altında yapılır ve sağlıksız bir din algısı oluşur. Ne yazık ki, Atatürk’e düşman olmayı, İslamın 6. şartı zanneden nesiller türedi. Vatansever ve milliyetçi olmayı İslamla taban tabana zıt zanneden nesiler türedi. Kendi yandaşlarını bir yerlere getirmeyi hak, kendilerinden olmayanı ezmeyi bir İslam anlayışı olarak gören ve başka insanların hakkını hukukunu çiğnemeyi kendi inancı gereği zanneden nesiler türedi. Hz. Peygamberimizin ‘Din güzel ahlaktır’ sözünün ne anlama geldiğinden habersiz insanlar yetiştirirseniz, din adına insanların hakkını hukukunu gasp etmeyi kendi hakkı gibi gören nesiller türer. Artık din istismarı son bulmalıdır.”dedi.


Toplantı işyeri temsilcileri ile karşılıklı olarak istişareler yapıldı. Eğitimin sorunları konuşuldu. Toplantı daha sonra sohbetle devam etti.